4. BÖLÜM " Peri Padişahının kızı "

54.1K 2.6K 75
                                    

Veee sonunda bölümü yazabildim. Yorumlar ve oylar nerdeyse hiç yok denecek kadar az. Okunma sayısı aşırı olmasada okunma sayısına göre oy sayısı çeyreği bile sayılmaz. Beğeniyorsanız lütfen bunu belirtin. Sonuçta burda emek harcıyorum, bir oy vermek saatlerce bölüm yazmak kadar zor olmasa gerek. Yorumları söyleyemiyorum bile! Lütfen dikkate alın. Beğenildiği ve okunduğu takdirde devam edeceğim bu hikayeye.

Medyada yine kendi yaptığım bir çalışma var.

İYİ OKUMALAR. :)

-----

3. Bölümden alıntı

Akşam yemeğinden sonra terasta içilen kahveler ve edilen sohbetlerden sonra Ahu yorgun olduğunu söyleyip odasına çekildi. Yaklaşık bir saatten fazladır yatağında dönüp duruyor ve uyumaya çalışıyordu ama henüz bunu başarabilmiş değildi. Nedeni ise bugün derede karşılaştığı o adamdı. Ne tuhaf biriydi öyle. Bir kere çok kabaydı bir kızla öyle mi konuşulurdu. Nezaketten nasibini almamış, yontma taş devrinden gelen diye kendi kendine homurdadı genç kız. Tamam. Allah için yakışıklıydı, uzun boylu, gücü kuvvetide yerindeydi ama yine de kabaydı işte. Yüzü bir yerlerden tanıdık geliyordu ama şu saate kadar düşünmesine rağmen çıkaramamıştı. Birde niye kendisine su perisi deyip duruyordu ki? " Dengesiz işte! hem su perisi diyor hem de çirkinsin diyor, gıcık şey nolucak. Kaba adam. " Ahu söylene söylene yoğun geçen bir günün sonunda yastığına hırsla sarıldı ve gözlerini kapayıp aklından o adamı düşünmemeye çalışarak uyumak için son denemesini yaptı. " Aman ya! eşeğe altın semeri vurmuşlarda nolmuş? eşek yine eşekliğini yapmış. Yakışıklı piçin teki işte. "

----
4. BÖLÜM "Peri Padişahının Kızı"

Ahu koluna girdiği Fatma teyzesiyle rengarenk pazar yerine bir çocuk heyecanıyla ışıltılı gözlerle bakınıyordu. Çocukluğundan beri pazar yerlerini hep sevmiş ve her geldiğinde aynı heyacanı duyardı. Tezgahların üstünde özenle dizilmiş meyve ve sebzeler iştah kabartırken, diğer taraftan ışıl ışıl, yöreye has çeyizlikler, el yapımı süsler, renk renk, model model kıyafetler tezgahların üstünde yada çadırların direklerine bağlanan iplere asılmış göze hoş bir görüntü sunuyordu. Çeyizlerin satıldığı bir tezgahın önünden geçerken Ahu'nun dikkatini tepede asılı duran kırmızı şalvarı olan belinde işlemeli yine kırmızı renk kemeri olan çok şık ve zarif bindallı çekti. Oldum olası bayılırdı zaten böyle otantik şeylere. " Aaa dursana Fatom. Baksana şuna çok güzel değil mi? " Fatma'da çok beğenmişti ama yine de takılmadan duramadı Ahu'ya. " Ayol evlenmeye bile gönlün yok senin. Bindallı neyine gerek "

" Ya niye öyle söylüyorsun Fatom ya! hem beğenmek için illada evlenmek mi şart. Deneyeceğim ben bunu. " Fatma deli görmüş gibi baktı Ahu'ya. " Tövbe tövbe. Kız sen iyice dellendin. Pazarın ortasında bindallı mı denenir, deli derler adama. Ne öyle evlilik meraklısı gibi kız dediğin hem isteyecek hem de öyle çok istekli görünmeyecek " Ahu sesli bir kahkaha attı buna. " İstemem yan cebime koy ayakları ha! sen de az değilsin haniiii. 'Annem göster ama elletme dedi' diyorsun yani! "

"Bak bak! ne göstemesi kız. Yok göstermek falan. Kırarım bacaklarını" Ahu bu uyanık kadını çok seviyordu. Lafı anlıyordu anlamasına ama istediği yerede bir güzel çekiyordu. Korkulurdu bu kadından yahu! "Ay Fatom ya! alemsin" Pazarcıya döndü. "Abi bi bakarmısın? Ben bu bindallıyı denemek istiyorum da..." Fatma hala kendi bildiğini okuyan Ahu'ya çemkirdi. "Kız kime diyorum ben. Ananın kulağına giderse AlimAllah ikimizide keser, demedi deme."

"Abla mağazamız var burda, giyinme kabinimizde var. Korkma bizde yamuk olmaz" Fatma 50'li yaşlarındaki pazarcının söylediklerinden en çok abla kelimesine bozuldu. "Ay abla diyor bide kazık kadar herif. Hem ben nerden bileyim alnında mı yazıyor namusludur diye!"

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin