Ve bölüm kaldığı yerden aynen devam ediyor. Bu kez ki bölüm tam 3350 kelime bakın diğer bölümün üzerinden çok geçmeden hemen bölüm geldi. BENİ ÜZMEYİN ve az biraz yorum ve oy görelim ama. Lütfen!
Yorumlara bazen dönemiyorum çünkü Wattpad hata veriyor. Benden kaynaklı yada görmezden geldiğim için değil yani. Her bir; kısa, uzun fark etmez yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. :DYeni kapağımızı yapan ve beni kapak derdinden kurtarıp çok mutlu eden @lal-iberguzar2 'a çok teşekkür ederim.
KAÇAK'ın son kapağıda onun o güzel ellerinden çıktı.
Yine medyadaki güzel Afişte Wattpad'de Bela mısın Kızın Sen? Gibi hikâyelerinde yazarı tam bir şiir tutkunu ve Şiir Düellosu elçilerinden ZeynepDoganBalci çok teşekkür ederim canım. Çok mutlu ettin beni. Hikâyelerine bakmadan geçmeyin derim (;-)
Bölüm ithafı her ikisine de gelsin (:-)Keyifli okumalar (:-)
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
14. BÖLÜM "Kudurdum lan!""Geç oldu zaten. Siz gidin hiç yolunuzu değiştirmeyin. Bizim çiftlikler zaten çok yakın bir birlerine. Ben Ahu'yu bırakırım"
Ops! Ne diyor bu adam be!
"Olur aslında ya! Kızlar şimdi uyumamıştır zaten. Kesin Ayşen'i deli etmişlerdir hatta" deyip güldü. Ayşen onların yardımcılarıydı. Aynı yaşlarda olduğu bu kadın hem evle ilgileniyor hem de arada kızlara bakıcılık yapıyordu. Evde Yeşim'in eli ayağı olmuştu resmen. İki iyi arkadaş olmuşlardı aynı zamanda. Boşanmış ve bir daha evlenmek gibi bir niyeti gözükmüyordu.
"Ona ne şüphe. Evi yerinde bulursak şanslıyız" diye başını aralık pencereden dışarı çıkartıp konuşmaya dahil oldu Yeşim.
Ahu kendinden bağımsız gelişen bu olaya pinpon topu gibi bir Yusuf'a, bir Abisiyle Yeşim'e çeviriyordu başını. Resmen şu anda satılmıştı. Hem de çapkın, yalancı, düzenbaz ama bir o kadar tatlı, yakışıklı ve harika öpen bir çakma Kazanovaya.
"Satış ha!" diye kendi kendine mırıldandı kıstığı gözleri üçlü arasında gidip gelirken, en son Yusuf'ta durmuştu ve adamın gizleyemediği sinsi sırıtışıyla deyim yerindeyse şimdi elime düştün cadı der gibi bir hali vardı. Yutkunma ihtiyacı hissetsede boğazında yutkunacak tükürük bile kalmamıştı. İçerde herifi kudurturken hiç bunları hesap etmemişti doğrusu. Bakışları abisini buldu. Acaba "En sevdiğim abicigim kuzuyu kurda emanet ettiğinin farkında mısın?" dese ne tepki verirdi.
Kerim kız kardeşine döndü.
"Meleğim seni Yusuf bıraksa sorun olur mu?" yıllardır tanımanın verdiği bir güvenle kardeşini eve bırakması için Yusuf'a emanet edecek kadar güveniyordu. Onunda kardeşi vardı ve Kerim'i anlardı.
"Eeeee, şey yani zahmet olmasın şimdi" ne bahane ama. Resmen kafası durmuştu. Nasıl zahmet olacaktı ki? Zaten ilk önce Asilkan topraklarından geçip, Hazerbeyoğlu sınırlarına gidiliyordu. Tamam saçmaydı.
Güldü adam kızın bu bahanesine. Nasıl da köşeye sıkışmıştı su perisi."Yok canım. Ne zahmeti Ahu! Aynı güzergah üzerindeyiz zaten" bildiği gerçeği adamın alay dolu bakışları ve sözleriyle iyice sinir oldu genç kız.
"Biliyoruz heralde" kızın somurtuk ifadesiyle iyice keyfi yerine geldi Yusuf'un. Gülmemek için ufak çaplı bir öksürükten sonra Kerim'in sesiyle ona döndü.
"Sorun yok o zaman. Biz gidelimde Ayşen'i evdeki cadıların elinden kurtaralım. Meleğim gidince ara geldiğini haber ver" diyerek son abi talimatını da verip gönül rahatlığıyla arabasına bindi. Tama Yusuf'a güveniyordu ama o kadarda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )
Romance15.6.2017 Romantizm #8 #ÖneÇıkanlarda İki inatçı, asi ruh; Huysuz, oyunbaz acayip yaramaz tatlı bir cadı. İşkolik, inat mı inat, kıskanç bir adam. Aynı köprüde karşı karşıya gelen iki inatçı keçi... Bir evin son tekne kazıntısı, şımarık Ahu. K...