OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )

25. BÖLÜM "Nişanlı Krizi"

Sizlere upuzun bir bölüm getirdim. Biraz geç verdiğimin farkındayım ama en azından uzun bölümler yazıyorum değil mi.

BAHARYELİDEN HİKAYELER Grubuna hala davetlisiniz. (Bu kısım grup üyelerine ve gelecek olan yeni üyelere. İnşallah) Artık biraz canlansa ama grup hiç fena olmayacak. Tamam yönetici benim ama herşeyi Devletten beklemeyin ;-D

MelissaMelis2 canım bu bölüm sana :-)

------------------------------------------------------
25. Bölüm "Nişanlı Krizi"

Genç kız önün de ki CV'deki bilgileri okuyordu. Doğrusu sağlam bir öz geçmişi vardı kadının. İki dil bilmesi, mezun olduğu okul, 5 yıllık bir deneyim. Hepsi iyiydi hoştu da, midesini bulandıran bir şey vardı orta da. Fazla mı kendine güveniyordu bu kadın. Yaşça kendinden büyüktü evet ama bir türlü ısınamamıştı işte. Son 20 dakikadır gözlerini dosya ile kadın arasın da mekik dokuyor lakin dilinin ucuna geleni diyemiyordu. Yusuf bu cv'yi okusa kesin bir dakika düşünmeden işe alırdı. Göz ucuyla giyimini, oturuşu ve hareketlerini takip ettiği kadından bir türlü olumlu anlam da elektirik alamamıştı. Dostayı masaya bırakıp, zorlama bir gülümsemeyle kadına baktı.

"Geldiğiniz için teşekkür ederiz. Biz sizi arayacağız" iş görüşmelerin de red etmenin basit, nazik ve klasikleşmiş yanıtıydı bu. Ahu'nun lisanın da ise 'Hadi canım naşla. Allah versin' demekti.

İkinci adayı da şutladığına göre sevgilisini bir kolaçan etse iyi olacaktı. Öncesin de asistan aday listelerini kontrol ettiğin de bir kişinin ismini gördü. Sadece ismi gözüküyordu başka bir bilgi göremeyince boşverdi. İşe ihtiyacı olsaydı randevusuna geç kalmazdı herhalde. Personel müdürünün gönderdiği diğer çalışanları daha ilk görüşte geri çevirmişti. Adamın surat ifadesi her aklına geldiğin de kıkır kıkır gülüyordu Ahu.

****

Sabah saatleri.

Yusuf, Ahu'ya dakikalardır bu işin olmazlığını anlatmaya çalıştıkça, Ahu'su ona bin dereden su getiriyordu. Yanın da, yöresin de durması güzeldi de, kokusunu her aldığın da aklı başından gidiyordu. Kerim faktörü de cabasıydı. Güzeller, güzeli sevgilisini kesecek gözleri düşünmek dahi istemiyordu.

Boğazını temizleyerek bin kere dillendirdiği konuşmayı bir kere daha açtı.

"Ahu'm..." lafı ağzına tıkayan kapının tıklatılması oldu. Tam sırasıydı diye düşünerek gözleri Ahu'ya kilitliydi. Bakışları ise kararlı "Daha bu iş kapanmadı" der gibiydi. Sert bir sesle "Gir" diye seslendi kapıdakine.

İki sevgilinin bakışları kapıya yönelmişken, içeri girenlerle Ahu'nun gözleri pörtledi. Ne lan bu arkadaş. Şirket değil, mankenlik ajansıydı mübarek. Gözlerini kısarak baktı yeni avlarına. Tepeden tırnağa incelemeye aldı gelenleri.

"Bizi Tahsin bey gönderdi Yusuf bey. Yeni asistanlık görevi için"

"İkinizi birden mi? Yuh!" ağzından kaçanla Yusuf dahil iki kız birden ona döndüler. Yusuf'un dudakları hoşnutlukla yukarı doğru kıvrılırken, parmaklarını ağzına kapatıp gülmesini engellemeye çalıştı. Kıskanmıştı yine cadısı. Bir, iki boğaz temizlemesinden sonra ancak sesi düzene girebilmişti.

"Hangi bölümdeydiniz siz? Hem niye iki kişi birden gönderdi Tahsin?" kaşları çatıldı.

"Şey ben yeni stajyerim de Yusuf bey" diye bir açıklama getirdi daha genç olan. Biraz nazlıca mı konuşmuştu bu? Kirpikleri de oynaşmıştı sanki. Bi' elini saçına götürüp kıvırmadığı kalmıştı sanki. Masum ayağına yatıp dikkat mi çekmeye çalışıyordu. Kesin, kesin. Ahu'nun gözleri bir birine, bir öbürene git gel yapıyordu.