37. BÖLÜM "Panik Odası"

31.8K 1.6K 75
                                    

Merhaba
Söz verdiğim bölüm geldi. Ben sözümü tuttum. Size bayram tatlısı tadında bir bölüm getirdim. Keşke ben de bayram şekerimi alabilseydim. Sağlık olsun, ne diyelim.
Keyifli Okumalar. :-)

------------------------------------------------------
37. Bölüm "Panik Odası"

Uzun bir günün, uzun gecesine ilk adımı atmışlardı. Düğün bitmiş, misafirler dağılmış, ailelerle vedalar edilmiş, el ayak çekilmişti. Tarihi otelin denize bakan tarafında yeni evliler için hazırlanan balayı suitine gidiyorlardı. Ahu hiç adeti olmamasına rağmem sessizdi. Asansörde çıt çıkmazken kaçamak bakışlar dahi bir yerlere gizlenmişti. Yusuf, Ahu'nun gerginliğini anlayabiliyordu. Oda şu an biraz gergindi. Açıkcası onun içinde bir ilk olacaktı bu. Hayatına giren kadınlar için tecrübeli denilebilirdi. Sakin olmalı ve karısının korkusuna yenisini eklememeliydi. Asansör en üst katta durduğunda kapılar tok bir sesle açıldı ve ilk Ahu dışarı çıktı. Dar ortamda kalmak onu tedirgin etmiş olmalıydı. Elinden tutarak odalarının bulunduğu yere doğru koridorda ilerlediler.

Ahu'nun ayakları bir ileri gidiyorsa, iki geri gitmek istiyordu. Hani o cesaret patlamaları? Nereye saklanmışlardı? Çocuk gibi korkmanın sırası mıydı şimdi? Annesi haklıydı. Eninde sonunda bu olacaktı. Derin bir nefes almalı ve Yeşim'in dediği gibi anın büyüsüne kendini bırakmalıydı. Evet, işte bu. Gereken tek şey cesaret.

Bok bırakmalıydı. Lan yapamıyordu işte. Dizleri titriyor, ödü bokuna karışıyor tabiri şu an onun için söylenmiş oluyordu. Yok, böyle olmayacaktı.  Yapmalıydı. Yapabilirdi.  İnşallah dedi içinden. Korkudan bayılmazsa, İnşallah. Düşüncelerini bozan, birden bire ayaklarının yerden kesilmesiyle neye uğradığını şaşırdı. Yengesi az biraz çıtlatmıştı. 'Ahu, tek diyeceğim şey. Ayakların yerden kesilecek bebek' diyerek kıkırdamıştı hain yenge. İyi de ne olmuştu ki, ayakları biraz erken yerden kesilmemiş miydi yahu?

Şaşkınlıkla etrafına bakınırken gözleri bir noktada buluştu. Ona eğlenerek bakan kocasıyla. Bu gün bilmem kaçıncı kez bu yakışıklı ama sinir bozucu, uyuz ve halk dilinde kısaca öküz denilen ve bu ithamı sonuna kadar hak eden kocası ona gülüyordu. "Erken değil mi?" Şaşkınlıkla bakan gözlere odaklandı Yusuf. Karısı onu bu gece tatlı komasına sokacaktı galiba.

"Neye erken mi gülüm?" Hafif eğlenir bir ifade mi gizliydi bu suratta...

"Ayaklarımın yerden kesilmesine tabi ki." Bir anlık sadece bir anlık adam ona şaşkınca baktı. Sonra kaşları hafifçe çatıldı. Niye böyle demişti ki perisi şimdi? "Neden erken olsun ki? Her damat gelini kucağına alır karıcım."

Kaba bir 'Ha' çıktı kızın ağzından. Salak gibi davranmaya başlamıştı. Hayır bir kadehten fazla şampanyada içmemişti ki? Neyin sarhoşluğuydu bu, belki de aptallığı mı demeliydi?

Ay, ben de ne zannediyorum. Salak mısın kızım sen ya! Aklın nerde senin? Adam kucağına alıyor ben ne düşünüyorum. Yok benim acilen kendime gelmem lazım. Hep Yeşim'le ablamın yüzünden. İçleri fesat; içleri. Yok ayaklarım yerden kesilcekmişte. Tövbe tövbe...

Salonun ortasına gelip durdu adam kucağında karısıyla. Mırıldanmaları kulağına doluştukça merakı arttı. En son ki cümle ise beyninde bir ampûl yanmasına sebepti. Ayakları yerden kesilmek...

Bakışları buluştuğunda birinde muzip pırıltılar hakimken, diğerinde yakalanmanın verdiği panik vardı. Sessiz kaldı Yusuf. İyice tedirgin etmek istemiyordu karısını. Usulca kucağından yere indirdi nazikçe. Ayakları gerçek anlamda yere basan Ahu, hafifçe gülümsedi. Yusuf'ta onun gülüşüne aynı karşılığı vererek eğilip yanağına tüy kadar bir öpücük konduracakken Ahu'nun refleksle geri çekildiğini fark etti. Gülüşünü gizleyerek, yaptığı işi tamamladı ve öptü. Hemen çekilince Ahu'nun derin bir nefes bıraktığını göz ucuyla gördü. Anlaşılmıştı. Bu gece işi vardı perisiyle. Günlerdir onu bu konuya hazırlayayım derken abartmıştı anlaşılan.

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin