3. BÖLÜM " Büyü "

65.5K 2.7K 42
                                    

Merhabalar sevgili okurlarım

Bir hafta arayla yeni bölüm sizlerle. Yorum ve Votelerimizi unutmayalım lütfen.

Medyada güzel bir Afişimiz var

İYİ OKUMALAR :)

-----

 2. Bölümden alıntı: 

Genç kız bir hışımla elinden sandaletini almak için adamın üstüne atlayınca Yusuf bir an boşluğa gelip sendeledi ve genç kızın ağırlığıda binince dereye doğru ikiside düşüşe geçti. Dere elbette derin değildi zaten derenin ortasına değil sadece kenarına gelmişlerdi Allahtan kayalık değilde kum gibi ince toprak vardı yoksa Yusuf'un canı fazlasıyla yanardı, ikisi ki daha çok Yusuf sadece ıslanmakla kalmışlardı. Yusuf kıza bir şey olmasın diye onu iki eliyle sarmış, Yusuf altta Ahu ise onun üstünde başı boynuna gelecek şekilde uzanmışlardı. Düşmenin etkisiyle Yusuf'un canı biraz acısada üstünde duracak kadar değildi. Ahu şok halinden kurtulunca başını kaldırdığında Yusuf'ta aynı anda ona baktı ve ikisinin de bakışları kesişti.

 ****
3. BÖLÜM "Büyü"

Yeşil ve kahve birbirine karışmıştı. Tıpkı doğanın iç içe geçen renkleri gibiydi. Yaprak toprağa düşmüşte bir bütün olmuş gibiydi. Ne tatlı atışmaları kalmıştı ne de bir birlerini kızdırmak için sarfettikleri sözler, sadece kahve ve yeşilin müthiş uyumlu dansı vardı o bakışlarda.

Neydi bu? daha iki dakika önce birbirlerini yiyenler onlar değilmiş gibi, sanki kilitlenmişti gözleri. Genç adam su perisinin o mest eden kokusunu daha yakından duyuyordu şimdi. Dudakları yeni açmış pembe gül goncası gibi hafif aralık, ılık nefesini yüzünde hissediyordu. Gül kokusunu derince içine çekmişti. O eşsiz kokuyu bir daha hiç duyamayacakmış gibi nefesini dışarı üflemek istemedi. Elleri genç kızın o ince zarif belini bir koza gibi sarmış şayet bırakırsa, bir anda yok olacakmış gibi sıkı sıkıydı tutuşu. Simsiyah ipek saçları ellerini okşuyordu adeta. Nasıl bir güzellikti bu? bir insan bu kadar güzel olmamalıydı. Gözlerinin yeşili yerdeki çimenlere haksızlıktı ya o gece karası ipek saçlar hangi ipek böceği böylesi narin ve yumuşak bir ipek dokuyabilirdi ki? Yanık, pürüzsüz teni yeni doğan bebeklere haksızlık değildi de neydi? Büyülenmişti Yusuf bu güzellik karşısında, içinden öyle şeyler geçiyordu ki ama diline gelmiyordu işte.

Ahu böylesi duygularla hiç sınanmamıştı. Kimdi bu adam? onu hem deli ediyor hem de nefesini kesiyordu. Bu yaşına gelmiş ama ufak tefek flörtlerden öte geçmemişti erkeklerle diyaloğu, zaten onlarda lise çağında ve üniversiteyken bir iki buluşmadan ibaretti. İsteseydi de Ağabeyi onay vermezdi ya. Onun istediği kaçamak buluşmalar yada yalan ilişkiler değildi. Gerçek aşkın peşindeydi genç kız. İlk gördüğü anda önce çok etkilenmiş ama sonrasında ise nedensiz içi öfke dolmuştu. Belkide yabancısı olduğu bu duyguya yenilmekten korkmuştu kimbilir. Yakışıklıydı, kahvelerinde gördüğü o pırıltılar onun nefesini keserken kendini başka bir alemde gibi hissediyordu. Kendine has erkeksi bir kokusu vardı ve bu koku Ahu'yu bulunduğu yerden başka diyarlara sürüklüyordu sanki.Oda bir erkekti sonuçta liseden beri erkekler tarafından hep beğenilmiş sayısız iltifat almıştı ama Ahu umursamazdı bunları, peki ya şimdi! karşısındaki pırıltılı kahvelerin sahibi, yakışıklı bu adamın diğerlerinden farkı ilk gördüğü andan itibaren ona beğeni dolu gözlerle bakarken ağzından çıkanların ters yönde olmasımı onu bu denli delirtmiş ve diğer erkeklerden farklı kılmıştı.

Evet daha ilk gördüğünde bakışlarındaki anlamı çözmüştü genç kız aptal değildi bilakis zeki kızdı ve her ne kadar masum olsada bakışlardaki anlamı anlardı. Babası hep " Gözler kalbin aynasıdır " derdi. Adamın gözlerindekiyle ağzından çıkanlar bir birine tezatlık oluşturuyor ve buda Ahu'nun kanını tutuşturuyordu işte. Evet, işte şimdi farkındaydı bu adamı ilk gördüğünde ondan etkilenmiş ve bunu kabullenmek ağır gelmişti ona belkide sırf bu yüzden tırnaklarını çıkarmıştı. Kendisi öyle hırçın davranmasa belki adamda ona öyle davranmayacaktı ama elinde değildi Ahu'nun. Daha önce böyle şeyler başına hiç gelmemişti ki? aklı, ruhu, kalbi karma karışıktı şu an. Uzaktan gelen bir at kişnemesiyle önce Ahu gördüğü rüyadan uyandı ve kendine gelerek bulunduğu durumun yani halen adamın bedenin üzerinde sere serpe yattığının bilincine vararak panik oldu ve bu panikle yine hırçın haline büründü. Yusuf'ta Ahu'nun önce gözlerini kaçırması ve ardından üzerinden doğrulmaya çalışmasıyla oda kendine geldi ve az önce oluşan büyüde bozuldu. Genç kız kalkmaya çalıştı ama önce kendisini saran çelikten kollardan kurtulmalıydı.

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin