Yaşamaksa mevzu hepimiz yaşıyoruz. O kadar farklıyız ki birbirimizden değerlerimiz bizi mutlu eden şeyler umutlarımız o kadar başka ki. Benim için hayatın olmazsa olmazı su iken başka biri için bu. Benim doğrularim ne kadar doğruysa başkasınında doğrulari var ve hiç te yanlış sayılmaz. Ben bir derdin sahibiyim ve en büyük derdi benim sanıyorum. Öyle olmadığını bir gün öğreniyorum. Lâkin artık daha büyük bir derdim var. Bir gün bir adam dert yakındı şikayetin ne diye sordular herkes kendini düşünüyor bu dünyada dedi. Devam etti kendisiyle ilgilenmesini istediği kişilerden yakınırken kendini düşünüyordu. Kendini düşünmenin abes bir durumu elbette yoktu. Ama bencil canavarlar halini almamak gerekiyordu. Aslında biraz biraz buna itiliyordu insan. Hayatının bazı yerlerinde yalnız bırakılarak yaşamaya zorlanarak. Sosyal varlık olan insan bir süre sonra ihtiyacını karşılayacak kadar sosyallesmis. Güvensizlesmis aslinda sokakta yürürken yanından geçenden huylanir, bir yabancı yardım etmek istese art niyetli muamelesi yapacak hale gelmişiz. Velhasıl biraz kendimizi kendi içimize saklamisiz. Gariptir bazı insanlar vardır asıl mesleklerinin yanında ilgi duydukları başka bir işi yapar ve asıl işinden daha güzel yapar. Bellidir asıl işleri tercih değil biraz da zorlamayla olmuştur. Isteklerimiz bile böyle içimize tıkıştirilirken normaldir kendi içimize saklanmak. Bir dünya düşünün kimse kimse güvenmiyor. Anne çocuğuna, çocuk kardeşine, genç en yakın arkadaşına, kız sevdiğine ne önemi kalır ki yaşanan güzel dakikaların verilen emeklerin çekilen cilelerin. Bizi zorluyorlar bir gün baba olmaya anne olmaya birinin sevdigi olmaya bir gün meslek sahibi bir gün evi arabası olan bir insan olmaya vakit geliyor ölmeye zorluyorlar...