Doğruldu yerinden kalktı
Boş gözlerle pencereye doğru baktı
Kör olmuştu sanki güneş degince gözüne
Bir iki mırıldandı ayaklandı
En sevdiği işti yarı uykulu oturmak bu yatakta
Kedi gibi uyuşuk kendi sıcaklığında mırıldanmakta
El yordamıyla geçirdi terlikleri üşüyen ayaklarına
Sonra adım adım ardına geldi düzgün ve nizami
Küçük çocukken asker olmaktı hevesi
Açtı pencereyi çekti içine havayı
Ama sonra titredi zehir içmiş misali
Oldum olası sevmezdi bağırmalarini çocukların
Hem bağırınca ne oluyordu kulakları var mi oyuncakların
Derken elleriyle yokladı cebini
Büyük bir keyifle sigara tellendirdi
Merete alışmıştı ta suncacik yaşta
Düşürmezdi ağzından evde yada kıraçta
Ne kadar mutluydu şaşırırdi hep onu görenler
Özellikle küçükten yetim olduğunu bilenler
Bu yaşına kadar yalnız başına gelmişti
Tevekkeli ya onu sevmeyeni sevmişti
Kızı sorarsan bırakıp gitti bunu
Bu kadar dayanması bile iyi bu mahlukta ne buldu
Söndürdü sigarasini pencerenin taşına
Bu taş bile genç değil bu da girdi kırk yaşına
Beni sorarsınız ben saat tam köşede dururum
Hiç boş vaktim yok illaki bir iş bulurum
Gam yüklü bu evin ecelidir çıkarttığım her ses
Ben ne kadar dursam bu huysuz elbet gidecek