Bir öğle vaktiydi yaşlı elleriyle doğruldu
Bastonunu kaybetmişti yanı başında buldu
Sağ yanının ağırlığını bastona verdi
Küçüklüğünden beri sağ yanını daha çok severdi
Ufacık adımları atıyordu zoraki
Sanki dünyanın ağrılıgi yürümemesinin sebebi
Sol elini uzattı açtı kapıyı yaslandi
Yürüdüğü sofa değil fersah fersah yollardi
Ah bu belinin ağrısı sanki bıçak giriyordu
Yaşlılıkti sebebi bunu oda biliyordu
Oturdu eşige eğdi başını
Buraya girip çıkarak eskitti kırk yaşını
Daha dün gibi aklında yarinin bu eve gelişi
Şu çınarın altında çocuklarını sevişi
O çınar gibi tutmuştu onları bir arada
O daldi eşi evlatları daldı burada
Ama sonra bir şey oldu sonbahar geldi
Usuttu önce sam yeli değdi
Döktü yapraklarını bir bir ağladı
Mezarlığı özledi ümidi toprağa bağladı
Şimdi çınar dalı hala dimdik duruyor
Gelip geçen rüzgardan yarin yurdunu soruyor
Kalktı tekrar ayağa ezan okunmustu
Müezzinin güzel sesi yüreğine dokunmustu