Türkülerimiz vardı bizim her kelimesinde
Anadolunun tozlu topraklı yollarını gördüğümüz
Şiirlerimiz vardı gamla kederle örülü fakat bir o kadar mağrur
Şerefli başını eğmeyen zalime
Köroglumuz vardı bizim başlı başına isyankar
Azıcık ekmeğimiz vardı soğanı katık edip yediğimiz
Bir canımız vardı yar için vatan için seve seve verdiğimiz
Çocuklarımız vardı bizim gün boyu tarla sıcağında yanan
Lakin aklında şehre gidip okumak olan
Bir başımız vardı ki bizim eğilmeyen ruku ve secdeden gayri
Bir de şimdiye baksan o ayrı bu ayrı
Sevdamiz vardı bizim sesini duymadan göz ucuyla bakarak
Hasretimiz vardı gurbet deyip ilerlerdi yakarak
Bizim vatanımız vardı kurmuştuk kan ağlayarak
Ne oldu bize
Secdeye eğilmez olmuş başlar
Dünyaya meyl daim boş telaslar
Kan ağlayarak kurulan vatana türlu ihanetler
Bizim sehidimiz vardı başını vermeyen
Yunusumuz vardı insanı ınsan olduğundan seven
Bektasimiz vardı türlü hak sırrına eren
Mevlanamiz vardı kafire dahi gel diyen
Kardeşine el bakan gözler utansın
Melaneti üstünde dünya baştan başa yalansin