Deniz gözlerini ovuşturarak iyice arkasına yaslandı.
" Çok güzel bir filmdi değil mi abi?" dedi gerinerek. Cevap gelmedi.
" Hey sana söylüyorum. Ne o korkudan dilini mi yuttun yoksa?" diyerek ondan tarafa dönmesiyle çığlığı basması bir oldu. Sinemadakilerin hepsi bir anda o tarafa baktı.
" Sende kimsin be? Ne işin var yanımda?"
" Bende aynı soruyu size sormak istemiştim şimdi. Film boyunca sormaya çalıştım ama izin vermediniz ki."
" Neyi sormaya çalıştın? Hem sonra abim nerde, nereye gitti?"
" Ne abisi hanımefendi? Baştan beri bunu anlatmaya çalışıyorum size. Filmin başından sonuna kadar yanınızda oturan kişi benim ama siz her defasında abim diyerek sarıldınız bana."
" Ve sen de bu durumdan hiç rahatsız olmadın tabi. Seni fırsat düşkünü. Anlatmak istemişmiş."
O sırada bağrışmaları duyan görevliler yanlarına geldi.
" Ne oldu hanımefendi bir sorun mu var?" dedi resmi üniformalı bir beyefendi.
" Evet, hem de büyük bir sorun" dedi Deniz.
" Bu iki yer abimle bana aitti. Biletleri de zaten bizde. Bakın işte benimki burada diğeri de abimdeydi. Film başlayıp ışıklar sönene kadar abim gelmedi. Tam başlayacakken biri gelip yanıma oturdu. Bende karanlıkta tam göremediğimden ve ondan başkasının da yanıma oturabileceği aklıma gelmediği için tüm film boyunca abim sanarak bu fırsat düşkününe sarılıp film izlemişim. Hiç sesi de çıkmadı üstelik."
" Sizin biletinizi görebilir miyim beyefendi" dedi görevli.
" Tabi buyurun, benimki de işte bu."
Görevli bileti inceledikten sonra,
" Beyefendinin bileti doğru. Yer tam olarak sizin yanınız." dedi.
" Nasıl olur ya. Bu biletleri abim aldı. Biri bende diğeri de ondaydı. Sen bu bileti nereden buldun?"
" Bulmadım. Satın aldım."
" Peki ama bu nasıl mümkün olabilir?"
" Film için sıra beklerken yanıma bir adam yanaşıp eğer istersem biletini bana satabileceğini ve üstelikte filmin başlamak üzere olduğunu söyledi. Tabi ki de kabul ettim hemen, gerçi iki katı kadar para ödedim ama değdi doğrusu" diyerek hafifçe gülümsedi Deniz' e.
" Olmaz abim böyle bir şey yapmaz. Mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalı."
" Hanımefendi hala beyefendiden şikâyetçiyseniz eğer polis çağırmak zorunda kalacağım" dedi güvenlik görevlisi. Deniz kararsızdı. Adamın gözleri sıcaktı ve üstelikte kötü niyetli birine de benzemiyordu. Hem sonra ona hiçbir şey yapmamıştı ki. Tüm film boyunca o adama sarılmıştı. Ağzını açıp bir şey söylemesine izin verseydi belki işler bu duruma gelmeyecekti. Şimdi yok yere karakollarda sürünecekler ve sonrasında ailesi olanları duyunca bir daha sinemaya göndermeyecekti belki.
" Hanımefendi." dedi görevli cevap beklediğini ima edercesine.
" Hayır şikayetçi değilim. Neyse fazla uzatmaya gerek yok yeterince reklam olduk zaten."
" Hanımefendi inanın çok üzgünüm ama bana anlatmak için fırsat verseydiniz belki..."
" Tamam, tamam daha fazla sizi dinlemek istemiyorum. Hem sonra yapacak daha önemli işlerim var. Gidip abimi bulup bunun hesabını sormalıyım." diyerek hızla oradan uzaklaştı Deniz. Kalabalığın arasında çıkışa doğru ilerliyordu. Arkasına baktı adamın çıktığından emin olmak için ama etrafta görünmüyordu.
" Salak aklınca kendini haklı çıkaracak bahaneler üretiyor. İnsan tanımadığı birine bu kadar yakın olmaktan hiç mi sıkılmaz, utanmaz. Sanırım bu erkeklerin düşünce yapıları oyun hamuru gibi duyguyla okşanınca istediğin şekli alıyor çabucak." diye geçirdi içinden. Bir taraftan da çantada telefonunu arıyor, bir an önce abisini aramak istiyordu. Bir özürden daha fazlasını hak ediyordu şu an. Telefonu çalıyordu abisinin açılmasını bekledi.
" Abi şu an öyle bir ruh hali içerisindeyim ki seninle beraber kopyalarını da koysalar karşıma öfkem hepinize de yeter sanırım."
" Biliyorum kızgınsın bana ama neler olduğunu bilmiyorsun."
" Kızgın mıyım? Hani küçük, tatlı kardeşin olmasam seni parçalara ayırıp her bir parçana ayrıca selamlarımı söyleyecek kadar yoğunum desen anlarsın sanırım."
" Anladım. Neyse neredesin şimdi onu söyle."
" Sinemadan çıkmak üzereyim. Yoğunluk var bekliyorum."
" Güzel. Kapıdan çıkar çıkmaz karşıdaki çay ocağında bekliyorum seni oraya gel."
" Aaaa, sen burada mısın? Kaçırdığın bölümlerin tekrarını görmek için mi geldin?"
" Bırak gevezeliği de çabuk gel bekliyorum seni."
Yorumlarınız benim için önemli lütfen olumlu ya da olumsuz düşüncelerinizi paylaşın. Bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğin Bende Kaldı
RomanceAşk... Kendi sesini duyar en çok. Doğru ya da yanlış kimin umurunda. Büyük hatalar yaptıran ve aslında hatalarıyla bile en çok var olan tek duygudur aşk. Kırıp, döküp giden, ardında bir enkaz bırakan tayfunları kim sever? Aşk sever sadece ve yürek...