Yeni Bir Nefes...
" Ne kadar farklı bir düş bu. Gözlerimi alıştırmaya çalıştığım bu ışık ne kadar da güçlü. Koşarak bir yerlere ulaşmaya çalışıyorum ama ben koşamam ki. Kalbim yorgun ve enerjimi boşa harcarsam eğer hayatımı riske atabilirmişim böyle söylüyor doktorlar. Şu an hiç de öyle hissetmiyorum ne tuhaf. Bir yere ulaşmam mı gerekiyor? Niye acele ediyorum ki? Gittiğim yerleri bile tanımadan nereye gidiyorum ki böyle? Yemyeşil ağaçların kokusu geliyor uzaklardan. Hiç gelmemiştim buralara oysa ama nedense sıcak geldi bir anda. Bu bir düş evet biliyorum ama aynı zamanda o kadar gerçek ki. Ayaklarım altında ezilen çakıl taşlarının sesini duyuyorum. Bir patikadan geçiyorum şimdi. Upuzun, yemyeşil ağaçlar çevreledi etrafımı sanki yol gösteriyorlar bana dallarını uzatarak. Yavaşlıyorum ve yürüyorum şimdi. Etraf sessiz ve gökyüzü her zamankinden daha mavi gözlerimde. Patika bitmek üzere, ileride bir ışık var görüyorum. İnce bir sis içinden geçiyorum. Duruyorum aniden. Sis dağılmak üzere. Gözlerimi kapatıyorum ve şimdi aç diyor derinlerden bir ses. Allah'ım her yer masmavi ne güzel. Bir uçurumun kenarındayım ve önümde engin bir deniz. Her şey öyle tuhaf ki ve her şey öyle huzurlu ki. Bir şeyin parçası olmak gibi bir şey bu, içinde olup da bütünü tamamlamak. Peki, şimdi nereye gideceğim? Etraf yine sisleniyor ve bir el geri çekiyor şimdi beni. Uzaklaşıyorum gittikçe bu mavilikten. Tutunacak bir şeyler de yok etrafta. Geri dönüyorum sanki bir şeylere çapacakmışım gibi kapatıyorum gözlerimi. Yine o ışık. Beni kör edecek sanki ve kulaklarımda anlamsız bir uğultu. Işığa yaklaştıkça sislerin ardında bıraktığım ses bir şeyler fısıldıyor sanki bana."
" Bekle, vakti gelecek..."
" Kalbimde bir basınç var şimdi. Neler oluyor bana? Işık dağılıyor git gide. Gözlerim ağır ağır açılıyor. Sanırım dönüyorum."
Ve yeni bir nefes...
" Aramıza hoş geldin Mısra. Yeni hayatına merhaba de bakalım." diyor doktor gülümseyerek.
" Neler oldu böyle. Yaşıyorum hala değil mi?"
" Elbette. Nihayet sana uygun bir kalp bulundu ve bizde kalp naklini gerçekleştirdik. Başarılı bir operasyondu ama yine de bir, iki gün misafirimiz olacaksın. Gelişmeleri takip edip seni ona göre taburcu edeceğiz. Ailen dışarıda sabırsızlıkla seni görmeyi bekliyor. Eğer kendini yorgun hissetmiyorsan onları içeri alabilirim. Ne dersin?"
" Aslında çok isterim. Yeni hayatıma yeni bir merhaba elbette ki onlarla güzel olacak."
" Tamam, o zaman ama kendini fazla yormak ve heyecanlanmak yok. Anlaştık mı?"
" Anlaştık."
Herkes odadan çıktıktan sonra anlamsızca etrafına bakındı Mısra. Gördüğü rüya o kadar gerçekti ki hala etkisinden çıkamamıştı. Hiç bilmediği bir yerde hiç bilmediği kokuları hissedip, farklı renklere aşina olmak tam da böyle bir histi anlaşılan. Peki ya o ses? Bekle, vakti gelecek demişti. Bunun anlamı ne olabilirdi ki? Neyse şimdi dinlenmem gerekiyor diye düşündü. Arkasına yaslandı. Gözleri kapanmak üzereyken kapı çaldı.
" Canım Mısra'm nasılsın? Allah'ıma şükürler olsun seni bize bağışladı. Yokluğun nasıl zordu bir bilsen." derken gözlerinden yaşlar sicim gibi damlıyordu Esra Hanım' ın.
" Annem benim. İyiyim artık bak ağlama hem doktor üzülüp ağlamamın yasak olduğunu söyledi en azından bir süreliğine."
" Tamam, tamam sustum. Öyle çok dua ettim ki. Kokundan uzak kalma düşüncesi bile kahretmeye yetti beni. Allah o aileden de razı olsun. Seni bana verdiler ya acılı yürekleri en kısa zamanda soğur inşallah."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğin Bende Kaldı
RomanceAşk... Kendi sesini duyar en çok. Doğru ya da yanlış kimin umurunda. Büyük hatalar yaptıran ve aslında hatalarıyla bile en çok var olan tek duygudur aşk. Kırıp, döküp giden, ardında bir enkaz bırakan tayfunları kim sever? Aşk sever sadece ve yürek...