Bölüm 24

125 9 6
                                    

Kader...

Hangi noktasında durursan dur, başladığın değil geldiğin yer belirler sonu. Yağmurda kaybolan toprak gibi her şey, bastığında sağlamlığına güvendiğin ama bir anda da kayıp gidebilecek bir aldanış. Çoğu zaman akreple yelkovanın dansını izleyen bir seyirciyken, içinde bulunduğun o anlık dilimlerde kendini yaşadığını bilememek ne tuhaf.

Ağlamaktan yorgun düşen gözleriyle girdi bahçeden içeriye Mısra. Arabasını her zamanki yerine koyarken, inmeden önce ailesine belli etmemek için makyajını tazeledi. Ne kadar çabalasa da gözlerinde ki hüznü saklayamazdı elbet ama bugün daha fazla konuşmadan hemen uykuya dalmaya ihtiyacı vardı. Yavaşça indi arabadan. Ağır adımlarla ilerlerken, havuz kenarında onu bekleyen anne ve babasının sesini işitti. Anlaşılan kaçamayacaktı fark ettirmeden. Havuzun etrafından dolanarak bir an önce eve girmek istiyordu ama babasının sesiyle artık çok geç olduğunu anladı.

" Nasıl geçti bakalım güzel kızım? Ne o yoksa bize hiçbir şey anlatmadan yatmayı mı düşünüyordun? Kaç saattir seni bekliyoruz en azından bunu hak ettik sanırım."

" Affedersin baba. Bugün benim için oldukça yorucu ve ilginç bir gündü. Sizlere elbette ki her şeyi anlatacağım ama bugün için beni mazur görün." dedi uzakta durmayı tercih ederek.

Esra Hanım ben nasıl olsa öğrenirim üstüne gitme bakışıyla karşılık verdi Şahin Bey' e, o da zaten anlamış olacak ki üstüne gitmedi. Mısra sessizce yanlarından geçerek eve girdi. Üst kattaki odasına çıkarken son kez arkasına bakarak annesinin gelip gelmediğini kontrol etti çünkü biliyordu ki bu gece ne olduğunu öğrenemezse rahat uyuyamayacaktı. Gelen yoktu, demek ki bu gece beni rahatsız etmemeyi kabullendiler diye geçirdi içinden. Kendini yatağa bırakır bırakmaz zincirinden kurtulmuş gibi bir anda boşalıverdi gözyaşları. Neden ağladığına ve olanlara anlam veremese de engel de olamıyordu. En iyisi sıcak bir duş diye düşündü. Elbiselerini çıkarıp dolabına astı. Bornozunu giyip sıcak suyu açtıktan sonra aynanın karşısına geçti gözlerine bakmak için. Kendiyle ne zaman yüzleşmek istese bunu hep yapardı. Sıcaktan buharlaşan banyo içerisinde, gittikçe kaybolan aynadaki aksi kendine karşı kazandığı bir zaferdi onun için. Soyutluğun somutluğa yenildiği andı. Sıcak duş biraz da olsa kendine getirmişti onu. Üzerini değişip yatağına uzandı. Bir tesadüf olamazdı tüm bu yaşananlar. Ona yazılmış bu kaderin bir anlamı vardı. Gözlerini kapattı yavaşça. En başını düşledi her şeyin, ameliyat olduğu günden bugüne kurgulanan hayatı geçti birer birer gözlerinin önünden. Mehmet ile tanıştıkları o gün ve ondan sonra gelişenler. Gördüğü rüyaları, rüyalarında ki o gerçeklik ve vaktin geleceğini söyleyen o ses. Yoksa, yoksa ona içinden seslenen Deniz miydi aslında? Tüm bunların bir sebebi varsa asıl düğüm kendi içindeydi demek ki. Peki, ne olacaktı şimdi? Bir zamanlar Mehmet için delicesine atan o kalp, şimdi onun içinde ve yine aynı kişi için atıyordu. Tuhaf değil miydi bu?

Yorgunluktan ağırlaşan bedenini yastığa gömüp yavaşça gözlerini kapadı tekrardan. Olanları sindirebilmek için biraz uyuması gerekiyordu. Her ne kadar zor da görünse aslında ruhu çoktan özlenen düşlere bırakmıştı kendini.

" Nedir bu boşluğun anlamı? Neredeyim ben? Etrafımı çevreleyen bembeyaz bir sis var sanki ve ileride bir ışık belli belirsiz. Havada asılı dururken, bir taraftan da ilerlemeye çalışır gibiyim. Öyle hafif ki bedenim ışığa doğru süzülüyorum sanki. Nereye gittiğimi bilmiyorum, önemi de yok zaten. Sonra bir anda duruyorum. Sis dağılmaya başlıyor yavaş yavaş. Aralanan buğudan görebildiğim mavilik o kadar gerçek ki. Birkaç adım atıyorum ileriye doğru ve aslında bir uçurumun kenarında durduğumu çok geç fark ediyorum. Aşağıya doğru yuvarlanırken bir el tutuyor ellerimden.

Yüreğin Bende KaldıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin