Elinde bir koliyle gelmişti kargo görevlisi. Kargoyu uzatırken,
" Deniz Hanım, değil mi?" diye sordu.
" Evet benim."
" Bu koli adınıza gelmiş. Şuraya bir imzanızı alabilir miyim? Bu arada saatiniz kaç?"
" Yediye çeyrek var."
" Tam vaktinde."
" Anlamadım."
" Önemli değil. Size iyi günler ve tebrikler."
" Teşekkürler ama niye?"
" Hoşça kalın. İyi günler."
" Size de."
Kapıyı kapatırken anlam verememişti tüm bunlara.
" Allah Allah, delimi ne?" diye geçirdi içinden.
Elinde orta büyüklükte bir koli ile girerken içeriye Erkan yüzündeki şaşkınlığı fark etmiş olacak ki dalga geçmeden duramadı.
" Son günlerde bu şekilde bomba teslimatları yapılıyormuş. Sen yine de açmadan önce dikkatli ol."
" Çok komik. İstersen gel birlikte açalım?"
" Başkası adına gelen kolilere elimi sürmem ben. Neme lazım, kim bilir ne var içinde."
" Bunu açmadan anlayamayacağız sanırım." dedi Sevim Hanım.
Usulca yırttı kargo poşetini Deniz. İçinden bordo renginde kadife bir kumaş ile kaplanmış oldukça zengin gözüken bir kutu çıktı. Küçük bir kilit ile kilitlenmişti kapakları. Mehmet tüm olanları sessizce izliyordu.
" Ne ki şimdi bu? Bir şey anlamadım. Mehmet ne planlar peşindesin yine?"
Mehmet bilmiyorum dercesine omuzlarını salladı. Deniz sağına soluna baktı kutunun belki bir şeyler bulurum umuduyla. O sırada kolinin altına yapıştırılmış bir zarf gözüne çarptı. Ters çevirdi ve dikkatlice yerinden çıkardı zarfı. İçinden bir not düştü masaya. Güzel bir el yazısı ile yazılmış notu sessizce okumaya başladı Deniz.
" Sırlarını içine gizlemiş bir kalbin tek bir anahtarı vardır aslında. Cevabını merak ediyorsun değil mi? O zaman ne duruyorsun kapı çalıyor baksana."
Kafasını kağıttan kaldırır kaldırmaz kapı çaldı tekrardan. Gözlerine inanamadı. Bu kadar tesadüf olabilir miydi? Yerinden kalktı ama bu kez ilkine göre biraz daha tedirgin adımlarla gidiyordu kapıya. Usulca açtı. Bu kez farklı bir kargo görevlisi ile karşılaştı.
" Deniz Hanım öyle değil mi?"
" Şey evet, evet benim."
" Bu sizin için. Lütfen şurayı imzalar mısınız?"
Bu sefer ki öncekine göre daha ufak bir koliydi.
" Teşekkür ederim Deniz Hanım. Size iyi günler ve tebrikler."
" Teşekkürler."
Kapıyı kapattı ve yine aynı düşüncelerle salona doğru ilerledi. Ne olduğunu hala anlamamıştı.
" Bir kargo daha ha, bu seferki ne acaba?" dedi Erkan.
" Bilmiyorum ama bunların arkasından tanıdığım biri çıkacak hissine kapılıyorum." derken Mehmet' in gözlerine baktı tehditkâr bakışlarıyla ben sana sorarım bunun hesabını der gibi. Mehmet umursamadan durup sadece olanları izliyordu sessizce. Kargo poşetini açtığında içinden altın renginde ipek bir kumaş çıktı fakat kumaş sanki bir şeyi gizlemek ya da korumak için sarılmış gibiydi. Yavaşça açtı. İçinden fanustan bir balon çıktı. Çocukluğundan beri çok severdi bu cam balonları. Fanusu sağa sola salladı istemsizce sanki ezberlenmiş bir hareket gibi. Karlar yağmaya başladı içeride yavaş yavaş. Masaya usulca bıraktı ve izlemeye başladı. Sular durulup karlar seyrelmeye başladıkça dibinde küçük bir anahtar olduğunu fark etti. Heyecanlandı bir anda. Daha net görmek için ışığa doğru tuttu tam o sırada seyrelen karların dibe oturmasıyla su içerisine gizlenmiş bir yazı olduğunu gördü. İyice ışığa yaklaştırdı. Şimdi daha net seçiliyordu yazılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğin Bende Kaldı
RomanceAşk... Kendi sesini duyar en çok. Doğru ya da yanlış kimin umurunda. Büyük hatalar yaptıran ve aslında hatalarıyla bile en çok var olan tek duygudur aşk. Kırıp, döküp giden, ardında bir enkaz bırakan tayfunları kim sever? Aşk sever sadece ve yürek...