Bölüm 23

146 9 4
                                    

Umutla yeşeren tohum yağmuru beklemeden çatlayıp topraktan çıkar elbet. Kim durdurabilir ki insanı kendisinden başka, eğer bir şeyi gerçekten isterse. Kalabalık sözlerin yorgun olur anlamı ve yalnızlaştıkça mutsuzlaşan duygular olur aslında. Mehmet de kararlı gözlerinin ışığıyla yola çıkarken içi içine sığmayan nefeslerini hapis ediyordu yüreğine sakinleşmek için. Erkan' ı aradıktan sonra hızlıca hazırlanmış ve güzel bir kahvaltı hayaliyle yola koyulmuştu. Anlam veremediği bir trafik vardı bugün oysa çoktan varmış olmalıydı. Merak etmişlerdir şimdi diye geçirdi içinden. Telefonunu kontrol etti aramışlar mı diye. Hayret, arayan olmamıştı. Çok garip diye düşündü oysa şimdiye kadar Erkan on kere arardı nerede kaldığını sormak için. Ben arayıp gecikeceğimi haber vereyim bari diye düşünürken birden telefonu çaldı. Arayan Erkan' dı.

" Bu kadar olur. Kalp kalbe karşı diye boşuna söylemiyorlar demek ki." diyerek açtı telefonu Mehmet.

" Nerede kaldın sen? Sabahın köründe diktin beni ayağa şimdi yoksun ortalıklarda."

" Sorma. Nedense bugün çok trafik var ama yaklaştım sayılır on dakikaya varırım sanırım."

" Haydi, çabuk ol. Annem yine nefis şeyler hazırladı ve sen gelmeden dokunmama izin vermiyor."

" Tamam, tamam. Geliyorum ve ben gelmeden başlama." diye kapattı telefonu.

" Mehmet bak sana söylemem..." kapanan telefon sesiyle yarım kalmıştı Erkan' ın cümlesi. Neyse gelince konuşuruz zaten diye düşündü. Mehmet' in bugün şahit olduklarına nasıl tepki vereceğini merak ediyordu. Saklamak doğru olmayabilirdi, öğrenmek onun da hakkıydı elbet. Umarım her şey yolunda gider diyerek yeniden salona girdi. Mısra ile Sevim Hanım arasındaki sohbet daha da koyulaşmış gibiydi. Sevim Hanım onun hakkında her şeyi öğrenmek istercesine ardı ardına sıralıyordu sorularını. Bir çoğunu duyamamıştı Erkan ama sonuncusuna yetişmişti.

" Peki, evli misin kızım?" dedi Sevim Hanım sevecen bakışlarıyla Mısra' ya.

" Hayır. Aslında niyet var ama her şeyden önce ilk sizi tanımam gerektiğini düşünerek erteledim. Eğer bunu yapmasaydım bir yanım eksik kalacaktı hep. Bu yüzden sanırım bundan sonra bazı şeyleri daha da netleştirebilirim hayatımda. Üstelik benden beklenen bir cevap bile var, bakalım her şeyin hayırlısı."

" Öyle mi çok sevindim buna. Adayımızı tanırız umarım bizde bir gün."

" Elbette. Her şey netleşsin sizinle de tanıştıracağım onu, artık sizler de benim bir ailemsiniz."

Yoğun trafiğin bunalttığı bir iç çekişle indi Mehmet arabasından. Bu sefer ne kadar da uzun gelmişti yol ona. Dışarıdaki temiz havayı iyice içine çekti. Kafasında toparlamaya çalıştığı düşünceleri yüreğinin girdabında iyice derinlere gidiyordu sanki. Heyecandan diye düşündü. Gözlerini kapattı. Sakinleşmenin en iyi yolu iyi şeyleri hayal etmekti her zaman. Mısra' yı getirdi aklına. Gözlerine takılı kaldı ilk önce. Yollarını kesen çığların içinde açılmış bir yol gibiydi bakışları. Hele o dudakları, ezberine kapılıp ta kaç sözü unutturmuştu kim bilir? Her şeyiyle düşledi onu. Bitişlerin zor olan başlangıçlarında bulduğu bir çıkıştı sanki. Koruna tutunduğu sevdasının ateşini körükleyen ve üşüyen ellerine yeniden sevda yangınını bırakan bu kadını unutamazdı bundan sonra. Kapalı gözlerinde kaybolduğu saniyelerinden Erkan' ın sesiyle sıyrıldı. Yukarıdan ona sesleniyordu ellerini sallayarak.

" Haydi oğlum ya. Öldürecek misin beni açlıktan? Neyin duasını yapıyorsun arabanın başında. Çıksana bir an önce yukarıya."

" Tamam, tamam geliyorum."

Yüreğin Bende KaldıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin