27. Bölüm

20.2K 1K 208
                                    




Hatırlatma...

Kapı açıldığında içeriye bi adet Bilgin girdi. Bilgin'e bakıp gülümsediğimde babam hızla ayağa kalkıp "Tanışıyor musunuz?" Diye sordu. Umursamazca kafamı salladım. Babamın " Toplantıyı bitmiştir." Lafıyla herkes odadan çıktı.

Babam Bilgin'e dönüp odama git demesiyle Bilgin'in odadan çıkması bir oldu. Babamda toplantı odasından çıkınca onları takip ederek bende odadan çıktım. Babam odasına girdiğinde sertçe kapıyı kapatıp konuşmaya başladı.

"İkiz olduğunuzu söyledin mi?" Diye bağırınca dondum kaldım. Birinin beni çekmesiyle arkamı döndüm. Karşımdaki Ateş bana şaşkınca bakınca gözlerimden bir damla yaşın aktığını yeni fark ediyordum. Hemen göz yaşımı silip koşmaya başladım.

******

Şirketten çıkıp sahile doğru koşmaya başladım. Ciğerlerim  yanıyordu ama durmadım. Nasıl durabilirim ki? Ben yalnızım diyip üzüldüğümde meğersem bir ikizim varmış. Hayattaymış meğersem. O beni bilirken ben onu bile bilmiyordum.

Sahile geldiğimde yavaşlayıp banka doğru yürümeye başladım. Bankı iki sevgili kapınca boş verip denizin dibindeki duvara oturdum. Gözlerimi kapatıp, ellerimi göz yaşlarıma değdirdim. Tuzlu su gibiydiler. 2 yıl sonra ilk defa ağlıyordum. Göz yaşlarımı sertçe silip ayağa kalktım. Ben güçlü olmalıydım. Güçlü bir Beste. Kalbi kırık küçük bir kız çocuğu gibi değil bu Beste. 

Eğer ben yıkılırsam toparlamaya çalışan olmayacak. Benim bu zamana kadar yaptıklarıma kötülük diyorlardı değil mi? Veya sadistlik. Bundan sonraki yapacaklarım, eskiden yaptıklarımı ezecek. Ben güçlüyüm. Güçlü olmalıyım.

Etrafıma baktığımda gülümseyen, ağlayan insanlar veya dizini kanatıp burnunu çeke çeke ağlayan çocuk vardı. Hepsi yalan bunların. Şimdi mutlu musun? Telefonun çaldı ve açtın karşı taraf annenin komada olduğunu söylüyor. İçinde mutluluğa dair kırıntılar kalır mı? Kalmaz.

Ağlıyorsun. Sebebi .. mesela o çocuk gibi düştün. O yara iyileşecek belki iz kalır veya kalmaz. Unutacaksın eninde sonunda. Aslında hayat şakadan ibaret. Bana biri 3 ay önce veya 1 gün önce gelip deseydi ki ' Bilgin senin ikizin.' Ağzını burnunu dağıtmadan bırakmazdım. Bi kaç yeni şeyi de üstünde denerdim o ayrı konu.

Şuan ne mi hissediyorum? Sadece bi boşluk var. Böyle sol tarafım sızlıyor ama neden sızladığını anlayamıyorum veya anlıyorum ama anlamamazlıktan geliyorum. Bilgin.. demek ki herkese bağırıp bana gülümsemesinin sebebi ikizi olmamdı. Demek ki Eda'nın endişesi Bilgin'in bana söyleyip söylememesiydi. Herhalde o bi kız olarak kahrolduğumu, yaşama sevincimi yitirdiğimi düşünüyor ama bilmiyor ki ben zaten yaşama sevincimi yitirmişim. Bilmiyor ki artık duygusuzun tekiyim. Ben buydum işte Beste Hancızadeoğlu buydu.

Şakaklarımı ovuşturup yürümeye başladım. Arabam şirketin önündeydi. Sahil şirkete de pek uzak sayılmazdı zaten. Bir kaç dakikadan sonra şirketin önüne gelmiştim. Park halindeki arabama ilerleyip anahtarla açtım kapıları.

Tam binecekken şirketten Babam, Bilgin, Ateş, Enes ve Aslı'nın çıkmasıyla onlara diktim gözlerimi. Hepsi birden yanıma koşup geldiklerinde hangi yüzle geldiklerini merak ediyordum. Daha konuşacak kelimeleri, kendilerini anlatacak cümleleri mi kalmıştı?

Tam karşımda Bilgin durdu. Bana şefkatle bakarken ben ise ona ifadesiz maskemle bakıyordum. Bir an hüzünlense de gözlerini kaçırıp babama baktı. Fazla odak noktası olmayı seven biri değildim. Bıkkın bir nefes alıp konuşmaya başladım. "Sözcünüz kim?" Diye sorduğumda hepsi birbirine baktığında kafama dank eden şeyle Aslı'ya döndüm.

"Biliyordun." Diye mırıldandım. Aslı bana hüzünle bakarken ona doğru sert bir adım attım. "Başka ne biliyorsun Aslı? Ha? Ne!" Bağırmamla çevredekiler baksada umursamadım. "Bunun için geldin değil mi Türkiye'ye. Bab olayları bahane. Tabi ya." Diyip bir kahkaha attım. "Babamdan ne kadar aldın hı? Yazık yemin ediyorum ki yazık." Bir adım daha ilerleyip Aslı'yı hızla ittim. Aslı yere kapaklanırken Enes durdurmak için önüme geçti. Ama artık durmayacaktım. Duramazdım da zaten. Enes'e döndüm bu sefer. "Sende mi?" Diye tısladım. Artık. Dayanamıyordum. Enes bana üzgünce bakarken sol gözüne yumruk attım. Enes düşerken bu sefer de Ateş geçmişti önüme. Onu boş verip babama döndüm.

"Ben kimin çocuğuyum. " diye sordum üzgünce. O da bana hüzünle bakarken onun da kasıklarına en güçlü tekmemi attım. Önüme geçen Bilgin'le dondum kaldım. Eğer yumruğumu indirirsem ikizim zarar görürdü. Bir dakika ya kötü kızlar kimseyi düşünmez ki ben niye düşünüyorsam. Sert bir şekilde yumruğumu çenesine indirdim. Ayağa kalkan Aslı'ya baktım nefret dolu gözlerle. "Bir daha karşıma çıkarsan senin için kötü olur. Hangi cehennemden geldiysen oraya geri dön." Diyip arabama bindim.

Arabam binmemle gazı kökleyip uzaklaştım oradan. Hızla evime ilerlerken tek düşündüğüm şey.. sigaralarımdı.

*******

Bilmem kaçıncı sigaramı yakarken evimin her yeri sigara kokuyordu. Boş verip siyah eşofmanlarımı giyindim. Koşuya çıkacağımdan saclarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Ayakkabılarımı da giydikten sonra telefonumu ve kulaklığımı alıp dışarıya çıktım. Telefonumdan müzik seçip dinlemeye başladım. Siteden koşarak çıkıp caddede çıktım. Caddede koşarken yanıma birinin gelmesiyle kafamı sol tarafıma çevirip benimle koşan kişiye baktım.

Bilgin bana gülümseyince gözlerimi devirip koşmaya devam ettim. Bilginle sessiz bir koşu yaptıktan sonra fırının önünde durup içeriye girdim. Bilgin ise meraklı gözlerle bana bakarken ne yapacağımı merak ediyor olmalıydı. Fırından iki simit ve iki ayran aldıktan sonra Bilgin'in yanına gidip simitle ayranı verdim. Verdiğim şeylere bakıp gülerken aklıma gelen soruyla Bilgin'e döndüm.

"Kim daha önce doğdu?" Sorumla Bilgin gözlerini kırpıştırdı. Bana baktı tekrardan gözlerini kırpıştırdı. Sanırım böyle bir soru soracağımı tahmin etmiyordu. Bana gülümseyip "Ben." Diyince somurttum. "Kaç dakika önce veya kaç saat arayla doğduk?" Diye sordum. Yine gülümseyip "Sen benden 24 dakika sora doğmuşsun." Dediğinde kafamı salladım. Son bir soru kalmıştı. "Annemiz kim?" Dediğimde üzgünce bana baktı.
Sorumu tekrarlayıp "Annemiz kim." Dediğimde. Gözleri arkama kaydı ve gözleri şaşkınlıktan iri iri açıldı. Bende ayağa kalktığımda bana bakıp ağlayan bir kadın görmeyi beklemiyordum. Yavaşça ayağa kalktığımda kadına doğru yaklaştım.

Kadının  "Ben." Demesiyle bilmem kaçıncı şokumdaydım. Kadın ağlayarak yanıma koşup sarıldığında kadından buram buram anne kokusu akıyordu ve ben bu kokuya yabancıydım. 

*****

* Bölüm nasıldı?

* Aslı'nın yaptığı şeye sövenler?

* Beste'nin kafası gibi duyguları da karışık sizce bundan sonra neler olacak?

* Beste anne kokusunu tatmamış bir genç kız. Annesi olduğunu idda eden kadına nasıl davranacak?

Sınır: +55 vote + 60 yorum

KÖTÜ KIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin