31. Bölüm

25.3K 1K 265
                                    





Hatırlatma...

"Ne mi oldu Beste?" Konuşan Alexa'yı boş verip içkimden yudumlamaya başladım. Benim umursamayacağımı anlayan Alexa konuşmaya devam ettiğinde kaşlarımı çatarak Enes'e baktım. "Yoksa söylemedin mi Enes?"

Enes bana üzgünce bakmaya devam ederken çatık kaşlarımı Alexa'ya çevirdim. "Demek söylemedin... Ne yazık. Beste biliyor musun sana acıyorum. Dışardan bakıldığında güçlü bir kızsın, duygularınla değil de mantığınla hareket ediyorsun. Hayran kalıyorum bazen ama etrafına baktığımda sana olan hayranlığım tükenip acıma duygum devreye giriyor. Çünkü; kimsen yok senin Beste. Kimsen yok. Yalnızsın sen. Etrafındakiler senden bir bir kaçıyor. Mesela Aslı sonra ise Enes. Enes bile kaçıyor senden. Bugün neden seninle buraya geldi sanıyorsun? Arkadaşlığınıza son vermek içindi. Enes'i boş verde annenin, babanın seni sevmemesi nasıl bir duygu? Merak ediyorum hiç tatmadım da o duyguyu. 17 yıl sonra annenin gerçekte başka bir kadın olduğunu öğreniyorsun buda yetmezmiş gibi abin çıkıyor ortaya. Sen var ya Beste Hancızadeoğlu, sen korkulacak değil acınacak kızsın. Hep şiddete baş vuruyorsun. Çünkü; tek iyi olduğun ve olacağın şey dövüş. Sen daha küçüklük arkadaşına sahip çıkamayan acınası bir kızsın."

Alexa'nın söyledikleriyle kalbim tekledi sanki. Onun hiç böyle şeyler diyeceğini beklemiyordum. Sol tarafım niye sızlıyor ki? Bunları biliyordum zaten. Alexa'nın anlattığı hayat benim hayatım acıdığı kişi ise ben.. Birinin bana acıması çok çok berbat bir his. Şuan anlatacak kelime söyleyecek cümlem yok gibi ifadesiz bir yüzle Alexa'ya bakıyorum. Alexa benden bir tepki alamayınca yanında oturan Ateş'e baktı. Ateş'e baktığımda gözlerimi sanki okuyormuşçasına yanında oturan Alexa'nın elini sıktı. Alexa ne kadar çığlık atsada Ateş benim gözlerimin içine bakarak o eli sıkmaya devam etti.

Yanımda oturan Enes'e baktığımda onunda bana bakıyor olduğunu fark etmem içimi ürpertti gibi oldu. Enes'in gözlerinde biraz pişmanlık kırıntıları aradım fakat yoktu. Omuz silkip ayağa kalktım. Nasılsa gerçekleri öğrendiğimde kapımda yatacaktı. Masada duran içkiyi tek dikişte kafama dikip bardağı yere fırlattım. Bu sayede müzik kısılmış kızlar çığlıklarını basmıştı bile.

Alexa'ya baktığımda Ateş hala onun elini bırakmamış, sıkmaya devam ediyordu. Alexa'nın dediklerine neden üzüleyim ki? Bilmiyor muydum böyle bir hayatımın olduğunu? Bilmiyor muydum insanların benden nefret ettiğini? Hepsini biliyordum. Bu aynı tanımadığınız bir insana 'Bir gün öleceksin 'demek kadar saçmaydı. O insanın üzüntüsü gibiydi üzüntüm. Zaten bildiği bir şeydi bu fakat bildiklerimizi karşımızdakilerden duyduğumuzda bile bir garip oluruz.

Alexa'nın şuan eli acıyordu ama benim kalbim ağrıyordu. Doktora gidersiniz ' kalbim ağrıyor ' dersiniz ya doktor hemen sizi muayane eder ama turp gibi sağlamsınızdır. Yine de kalbiniz ağrır. Kimse yardım edemez. Buna genellikle aşk acısı derler ama bana göre aile acısı. Çünkü ben aile acısı yaşıyorum. Sanki babam ölmüş gibi yas tutuyorum. Acım azalsa bile nefretim işin içine girip körükleniyor. İnsanlara zarar vererek iyi hissediyorum. İyilere zararım dokunmuyor ama kötülere.. bana ölmek için yalvarıyorlar.

Şuan karşımda gördüğüm kız hayaletlerden farksız. Tek fark dövebiliyorum işte. Yine yapacağım mesela. Ayağımı kaldırıp topuklu ayakkabımla Alexa'nın suratının ortasına geçirdim. Çığlığın yükselmesiyle etrafımızdaki kalabalık daha da arttı. Ateş'e baktığımda bana şaşkınca bakıyordu. Alexa'nın eli ise serbest kalmıştı. Alexa'yı saçlarından tutup mekanın duvarına doğru götürdüm. Alexa'ya baktığımda ağlayarak çığlık atıyordu. Bu işte tarif edilemez bir duyguydu benim için. Sırıtıp işime döndüm. Yarım bırakmak olmazdı değil mi?

KÖTÜ KIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin