43. Bölüm

9.8K 490 93
                                    




1 Hafta Sonra..

-Beste'den Devam-

Yine aynı soğukluk vardı sokaklarda. Issızdı, kimsesizdi.. Sadece izler vardı. Yolların, kaldırımların ve hatta binaların yıllardır buradayım dedikleri izleri vardı. Yıpranmışlardı, yorulmuşlardı. Bu söylediklerim aslında çok tanıdık geliyordu.. Camdaki yansımama öyle çok benziyordu ki..

Ben kaybetmeden de aynı değeri vermiştim. Ama keşke de demeden yapamıyordum. Keşkeler zihnimde doluşuyordu.

Keşke daha çok öpseydim.

Keşke daha çok zaman geçirseydim.

Keşke kıçı kırık intikam oyunuma dahil etmeseydim.

Keşke eski ben olup deliler gibi alış veriş yapsaydık.

Keşke, keşke...

Bir sürü keşke vardı içimde. Adlandırılamayan keşkelerin geri dönüşü yoktu. Aslı! O ölmüştü. Bir kurşun yarasıyla benden alınmıştı. Benden, bu dünyadan, tek ailesi babasından.

Açılan kapıyla düşüncelerim dağılsa da bakmadım kimin geldiğine. Biliyordum çünkü. Koca 1 hafta boyunca benimle konuşmak için çırpınışlarını görsemde hiçbir şekilde açmamıştım ağzımı. Çıkmamıştı kelimeler.. Kollarımı birbirine sarıp dışarıya bakmayı sürdürdüm. Boşluğa baktıkça , anılarımı hatırlıyor üzüntümü tazeliyordum.

"Beste.. Yine mi yemedin yemeğini?" Azarlayan sesiyle Toprak'ın içeriye girdiğinden bir hayli emin oldum. Toprak Kara..  Ateş Kara'nın ağabeyi. Hepsini anlatmamıştı çünkü ağzımı aralayıp seninle sevgili olmaya varım diyememiştim. Diyemezdim. Daha Aslı'nın toprağı taze iken kendimi mutlu olmaya itemezdim. Hele de hayatımı çözmek yapabileceğim en son şeydi.

Tepsiye kafamı çevirdim. Bir hafta boyunca gelen yemeklere dokunmamış, su ve vitamin haplarını içiyordum. O kadar.. Şimdi diyeceksiniz o haplar ya vitamin hapı değilse diye ama şöyle bir şey var ki artık vitamin hapı mi? zehir mi? diye sorgulayacak ne nefret, ne de sevgi vardı içimde. Ölsem de olur ölmesemde olur kafasındaydım yani..

"Beste.. çok zayıfladın birazcık yemeyi denesen olmaz mı?" Kafamı cama çevirip yansımama baktım. Toprak doğru söylüyordu bu bir hafta içerisinde çökmüştüm. "Sen böyle yapınca Aslı gelmiyor." Dediğinde ise usulca gözlerimi kapattım. Biliyordum gelmediğini neden yüzüme vuruyordu ki? Zevk mi alıyordu bu güçsüz halimden? "Hem seni oralardan biryerlerden izliyor. Bu durumu görse sence onu mutlu mu edersin?" Etmezdim. Doğru. Ama bende şu an pek mutlu değildim.

Tepsinin alınmasıyla incelen bacaklarımı güçlükle kaldırıp bacaklarımı uzattım. Hafiften uykum gelmişti. Oturduğum koltuğun arkasındaki yastığı daha rahat bir pozisyona getirip kafamı arkaya yasladıktan sonra gözlerimi kapattım.

******

-Toprak Kara'dan-

"Yemiyor, içmiyor, ağzını açıp konuşmuyor bile!" Dediğimde doktor üzgünce yüzüme bakmayı sürdürdü. "Vitaminlerini alıyor ve suyunu da içiyor buda demek oluyor ki.. Ölmek istemiyor." Yaşlı doktora kafa atıp yumruklayasım gelse de elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bedenimi tekli koltuğa atıp kafamı ellerimin arasına aldım.

"Yaşamalı zaten. O yaşamazsa sende kendini ölmüş bil." Doktor derince yutkunup karşıma oturdu. Çantasından iğne takımını çıkartıp ilacı hazırlamaya başladı. Bu ilaç Beste'nin uyumasını sağlıyordu. O uyuduğunda ise serumla takviye yapıyorduk bedeni daha fazla aç kalmasın diye.

KÖTÜ KIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin