Evliliğiniz güzel olduğunda hayatınız da mı güzel olur, yoksa hayatınız güzelse evlilik de mi güzeldir ?Bilmiyorum. Ama ilk sene oldukça güzeldi. Nick ve ben evliliğin tadını çıkarmaya çalışıyor ve şimdi evli çiftler neler yapıyor bunu anlamaya ve yapmaya çalışıyorduk. Nick'in içindeki o çocuk isteyen ses hiç susmamıştı ama ben arada bir susturmak zorunda kalıyordum. Aslında haklıydım çünkü sonradan her şey bir hiçliğe gitmeye başladı. Nick'in işleri ve benim işlerim derken hangimiz ne zaman evde oluyorduk bilmiyordum. Ayrıca aramızda garip bir iletişimsizlik vardı ve nasıl böyle oldu anlamıyordum. Ben böyle olmak istememiştim. Ama ne zaman ona ulaşmaya çalışsam meşgul oluyordu ve ne zaman eve gelsem evde olmuyordu. Bunun bir şekilde sonlanması gerekiyordu. Birinin bunu durdurması gerekiyordu. Ama nasıl? Ben cevabı bulmuştum. Yalnız bundan Nick'e bahsetme konusunda kararsızdım. Peki bir şeyden Nick'e bahsedemiyorsam bunu kime anlatırdım? Kesinlikle Joe.
"Hey! Niye öyle gergin duruyorsun gel hadi!" Joe beni zorla ayağa kaldırıp bana sarıldı. Yine yerime oturduğumda o gülüyordu,benim aksime.
"Nick nerede?"
"Sette sanıyorum."
"Ne demek sanıyorum?" Ofladım.
"Bu aralar biraz iletişimsizlik yaşıyoruz. Yani eskiden nereye gitse haberim olurdu. Şimdi nereye gitse bilmiyorum. Eve benim bilmediğim zamanlarda geliyor,bana haber vermiyor. Yüzünü bile zor görüyorum,son günlerde birkaç kelime zor konuştuk. Eskiden gün boyu bana tatlı mesajlar atardı. Bu bile yeterliydi Joe. Nereye gittiğimizi bilmiyorum." Omuzlarım düştü.
"Sana söyleyemediği bir sıkıntı falan mı var acaba?"
"Ne tür bir sıkıntı olabilir ki? Her şeyi paylaştığımızı biliyorsun." Joe omuzlarını silkti.
"Bilmiyorum Olivia. Aranızda olanları bilemem ki."
"Bir şey var. Ama sorunun bu olduğunu sanmıyorum."
"Neymiş o?" Joe kollarını önünde birleştirip bana bakarken derin bir nefes aldım.
"Gerçekten bir çocuk sahibi olmak istiyor ama ben onu erteleyip durdum ve şimdi de... Joe sana bir şey söylesem bunu sır olarak tutar mıydın?"
"Imm evet?"
"Hamileyim." Dediğimde Joe'nun ağzı beş karış kadar açıldı ama ne diyeceğini bilemiyordu. Bana sarıldı.
"Buna bayılacak! Ah bu çok güzel bir şey!"
"Bak,bunu ona söylemek istiyorum. Ama benimle bunun için arasının iyi olmasını istemiyorum. Eğer ayrılmak istiyorsa ben,ben bir şekilde çocuğumu büyütürüm. Annem gibi." Dedikten sonra gözyaşlarına boğuldum. Joe omzuma dokunup beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Hey hey tamam. Bak öncelikle, bence ne olursa olsun Nick seni seviyor. Belki bir süreliğine canı sıkılmıştır ama senden değil. Herhangi bir şey ve biraz kafasını başka şeylerle meşgul tutuyordur. İkincisi, Nick seni asla terk etmez. Ve bu siz barışın diye bir bahane falan olmayacak. Bu aranızdaki şeyin güçlenmesini sağlayacak. Hem nasıl sağlamasın ki!" Hafifçe gülümsemeden edemedim.
"Tamam sakin ol. Nick bunu insanlardan duymasın." Joe güldü. Elimin üstünden elime dokundu.
"İkiniz muhteşem ebeveynler olacaksınız. Ve ben de harika bir amca. Çünkü bilirsin ben en iyisiyimdir." Gözyaşlarım yavaşça geçerken sırıttım. Joe bana sarıldı.
"Hiçbir şeyin moralini bozmasına izin verme tamam mı? Şimdi gitmeliyim. Birkaç kızla buluşuyorum,anlarsın ya. Sen de bu arada eve git Nick'e yemek falan yap. Ve ona bu güzel haberi ver." Başımı tamam anlamında salladım. Beni öpüp gitti. Ben de onun arkasından eve gittim. Joe'nun dediği gibi güzelce yemekler hazırladım. Bunlar Nick'in en sevdikleriydi eğer bunlar onu neşelendirmezse ne neşelendirebilirdi ki? En güzel elbiselerimden birini giydim. Birkaç ay sonra bunlardan birine sığabilir miydim merak ettim? Ama gülümseyip sevinemiyordum çünkü bunu yalnız kendi içimde tutuyordum. Nick'le paylaşmam lazımdı. Her şeyi Nick'le paylaşırdım ben.
Yani onu beklemeye koyuldum. Saate baktım. Birazdan gelebilirdi. Bugün daha az çalışıyordu diye biliyordum. Mumları yakmıştım ve bekliyordum. Saatime tekrar baktım. Geç oluyordu. Mumları söndürdüm. Ama belki yine de gelir diye sofrayı toparlamadım ve öylece koltuğa uzanıp kaldım.
"Olivia? Olivia?" Sıçrayarak yerimden kalktım. Nick bana bakıyordu.
"Korkuttuğum için özür dilerim."
"Saat kaç?" Gerindim.
"Neredeyse gece iki." Başımı salladım. Kendime gelmeye çalışıyordum. Onu beklerken burada uyuyakalmıştım demek. Nick masaya baktı.
"Bunları benim için mi yaptın?" Başımı evet anlamında salladım.
"Özür dilerim. Özür dilerim. Bilseydim erken gelirdim ama onun yerine gidip arkadaşlarımla takıldım. Özür dilerim." Ayağa kalkıp masayı toplamaya başladım.
"Olivia?" Cevap vermedim. Masadan hızlıca mutfağa yürüyüp elimdekileri oraya bıraktım. Nick ayakta öylece duruyordu. Masadan başka bir şeyler daha aldım ve yürümeye başladığımda Nick önüme geçti.
"Lütfen benimle konuş." Önünden gitmeye çalıştığım sırada elimdekileri yere düşürdüm. Tek eksik olan şey buydu zaten,daha fazla bela!
Yere çöküp toplamak yerine oturdum ve ağlamaya başladım.
"Neler oluyor Nick? Sen değiştin,bana aynı davranmıyorsun. Yüzünü görmüyorum. Ya geç geliyorsun ya ben yokken geliyorsun. Benimle konuşmuyorsun. Bana hiçbir şey söylemiyorsun. Eskiden bana attığın o küçük mesajlardan bile atmıyorsun." Gözlerimi sildim.
"Ben tam bir pisliğim."
"Neden?" Dedim ağlamam hız kesmeden.
"Çünkü işimi senden önemli tuttum ve de korkaklık ettim. Sana çocuk istediğimi söylemiştim ya,geçen sette birini dinledim. Ve biraz panikledim. Şimdi işe odaklanmak istiyorum. Sanırım bu zaman doğru zaman değil. Ama seni üzdüğüm için özür dilerim. Seni seviyorum. Seni cidden seviyorum ve seninle bir sorunum yok." Bunun doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum ama başka ne zaman olacak ki? Ayaklarımın üstünde doğrulup kalktım. Kapıya doğru baktım.
"Nick,ben hamileyim." Dedim. Gözlerimi sildim. Son bir kez ona baktım.
"Ne?"
"Ama bu bir problem olmayacak yani... Hoşçakal Nick." Kapıya doğru olabildiğince hızlı koşup geldiğimde attığım çantamı aldım ve arabama koşmaya hazırlandım. Arabama bindim ve arabayı çalıştırdım. Gözyaşlarım akıyordu ama ne yapabilirdim ki? Onun istemediği şeyi ben nasıl zorlayabilirdim? Onunla,yani bebeğimle bir bağımız vardı. Onu aldıramazdım,bu bir seçenek değildi. Benim iyi bir anne olmam lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Inseparable
FanfictionÜç erkek kardeş ve bir kız... Jonas kardeşler ve Olivia kendilerini bildiklerinden beri arkadaşlardır. Olivia'nın hayatta kalan tek yakını olan annesi de ölünce Olivia, Jonas ailesinin yeni kız çocuğu olur. Genç kız ve küçük kardeş Nick'in arasında...