~7~

8.8K 382 12
                                    

Genç kız hızla oradan ayrılırken, Kenan'ın arkasından ona baktığını adından daha iyi biliyordu.

Mutfağa koştu ve Eda'yı aradı.

"İnanmıyorum! Yağmur şaka mı bu?"

"Sence şaka yapar gibi bir halim mi var?" diyerek sertçe fısıldadı.

Eda bir saniye kadar sustu ve sesindeki heyecan gizeme yuvarlandı. "Kaderin işine bak sen.."

"Etrafta kader olabilecek bir şey görmüyorum ben. İlginç bir tesadüf oldu. Benimle nasıl dalga geçtiğini görmeliydin! Sinirden öleceğim. İstifa edebilirim."

"Saçmalama! Ne için edeceksin anlamadım da? Kenan Bey'in, ilginç bir şekilde patronunun oğlu olmasından mı?"

"Benimle nasıl alay ettiğini görseydin emin ol sen söylerdin bunu bana."

"Alay etmediğinden eminim, sen biraz abartıyor olmalısın. Ayrıca bu işe ihtiyacın var. Para biriktirmek isteyen sendin unuttun mu? Ayrıca tecrüben de yok, burayı zor buldun."

Lanet olsun ki, para biriktirmesi gerekiyordu ve hiç garsonluk tecrübesi olmadığı için Selim Bey onu denemek için işe almıştı.

"Evet zor buldum, ama artık tecrübem var."

Eda derin bir nefes alarak gözlerini devirdi. "Saçmalamayı kes ve git sana yakışır şekilde işini yap Yağmur, ben derse giriyorum. Akşam geldiğinde dedikoduları alırım." Son cümleyi kıkırdayarak söyledi ve kapattı.

Telefonu önlüğünün cebine tekrar yerleştirdikten sonra, ellerini tezgaha dayadı. Kahverengi gözlerini bir yerlere dikti ve düşünmeye başladı. Bu durum onu neden bu kadar etkiliyordu kendini anlamıyordu. Evet, ilginç bir tesadüf yaşamıştı ve şaşırmıştı. Hatta, şok geçirecek kadar şaşırmıştı. Ama tek sorun buydu, başka ne olabilirdi ki?

Gözlerini kıstı ve ellerini yavaşça tezgahtan çekip yumruk yaptı. "Tabi ki bana yakışır şekilde işimi yapacağım. Bu kadar etkilenmemin sebebi kesinlikle şaşkınlığım.." Kenan'ın alay eden hareketleri aklına gelince sinirle gözlerini devirdi. Bir daha ona bu hakkı vermeyecekti.

&&&

O gün akşama kadar Yağmur, Kenan'ı görmezden geldi. Aslında öyle olduğunu gösterdi. Çaktırmadan ne yaptığına, neyle uğraştığına ya da onu seyredip seyretmediğine bakmıştı. Ama Kenan başını kağıtlardan kaldırmamış, o gün akşama kadar masanın başında oturmuştu. Yemeğini, çayını, kahvesini kasiyerde duran çocuktan istemişti.

Yağmur bu kadar önemli olanın ne olduğunu merak etmişti. Bildiği kadarıyla batmıyorlardı. Öyle olsa, Selim Bey yeni çalışanlar almazdı.Eğer kafenin her gün kazandığı bunca para bilinmeyen bir yere veya borca gidiyorsa orasını bilemezdi. Belki de karısını aldatıyordu. Kim bilir, zamparalık yapıyordu ve artık para yetiştiremiyordu, o yüzden de kafe batmanın eşiğine gelmişti. Hem bir ara Kenan hesaplara bakarken gülümsemişti demek ki durum sandığı gibi kötü değildi. Kendi kendine güldü. Bu işi bırakıp, bir senaryo yazmaya başlayabilirdi. Buna uygun bir beyin yapısı olduğunu düşündü.

Kenan ise tüm günü tamamıyla kağıtlara bakarak geçirmiş değildi aslında. Evet, babası muhasebecisiyle ilişkiyi kesmişti, ama yarım kalmış bazı işler vardı. Kafeye gelen malların girişi yapılacaktı. Ve stoktaki malların çıkışı.. Üstelik onun için bu kadar basit bir şey değildi bu. Muhasebeyi her zaman çok sevmişti, iki yıl bunun stajını da yapmıştı; ama unutmuştu işte. Hatırlamakta zorluk çekti. Muhasebeyi bu kadar çok sevdiği halde, sırf İstanbul'da kalmak için bankada çalışmıştı. Yine de önündeki şu karmaşık hesaplara baktıkça, bunun için kendini çok suçlamadı.

AŞKIN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin