Yağmur, başını kanepeye dayamış, pencereden dışarı bakıyordu. Yiğit'in yere kapaklanışından, aşağıya koşmasından ve adamın öfkeyle böğürmesinin üzerinden on beş dakika geçmişti ve villayı koca bir sessizlik sarmıştı.
Yiğit'i patakladıklarını duydukça içi bir hoş olsa da, ona acıyamıyordu. Nedense az önce yukarıda iki adamdan birden yediği dayağı hak ettiğini düşünüyordu. Ona birşey olup olmayacağını düşünmüştü; ama Kenan ve Mert'in onu öldüresiye dövmediklerine inanmıştı.
Saat gecenin üçünü gösterirken genç kız enerjisinin bittiğini düşünüyordu. Kenan'ı düşünmediği kısımlarda, uykuya özlem duyuyordu. Mert'in söylediği şu odaların birinde kıvrılıp uyumayı hayal ettikçe, koltuğa iyice gömülüyordu.
Merdivenlerden inen ayak seslerini duyduğunda dikkati dağıldı. Doğrulup ardını döndüğünde, Kenan'ı merdivenin başında dururken yakaladı. Göz göze geldiklerinde, genç adam doğal bir şekilde hareket ediyormuş gibi mutfağa doğru ilerledi. Ama Yağmur'un gözünden sol kaşındaki kan kaçmamıştı.
Bedenine uğrayan yorgunluğu ve uykuyu unutup hızlıca adamın peşinden gitti. Kenan'ın ecza dolabının önünde durup bir şeyler aradığını fark ettiğinde seslendi.
"Kenan Bey, kaşınıza ne oldu?"
Kenan bir süre cevap vermeden işini yapmaya devam etti.
"Kenan Bey.."
Kenan sonunda pes etmiş bir edayla derin bir nefes alıp ardını döndü. Sol kaşının üstünde küçükte olsa bir yarık vardı ve akan kan kurumaya yüz tutmuştu. Yağmur'un gözleri endişeyle açıldı ve onun yüzünden olan bu, ikinci ya da beşinci hatırlamıyordu, şey yüzünden içi acıyordu. Muhtemelen kendi aşağıya indikten sonra devam eden kavgadan dolayı olan bir şeydi.
Adamın elindeki tentürdiyotu kaptı. Kenan'ı kolundan tutup mutfaktaki sandalyelerden birine oturttmaya çalışırken; Kenan'ın ilgisizliğinden birhaberdi. Bu ruh hali sesine de yansımıştı adamın. Durgun ve bıkkın bir şekilde konuştu.
"Yağmur ben hallederim. Gerek yok."
Karşılıklı iki sandalyeye geçtiklerinde, "Hayır, benim yüzümden oldu hep. Gerçekten çok üzgünüm.."
"Bunun farkında olman güzel.."
Yağmur şaşkın ve mahçup bir ifadeyle ona baktığında, söyleyecek bir sözünün olmadığını iyi biliyordu. Yine de Kenan'ın sözleri mahçup ifadesine bir duygu daha ekledi.
"Bana öyle bakmayı kes Yağmur.. Sana aşağıda kalmanı söylemiştim."
Yağmur, başını eğip pamuğu tentürdiyotla ıslattı. Kurumaya yüz tutmuş olan kanın üzerine dokundurduğunda, adamın yüzünü seyretti. Kenan'ın gözleri anlık bir refleksle kapanmış, yüzü buruşmuştu; ama kendini çabucak toparlayıp gözlerini Yağmur'a dikti. O an, Yağmur gafil avlandığını hissetti. Başı geriye kaykılırken, heyecandan irkilmişti.
Genç kız, onu ilk defa bu kadar yakından görmüyordu. Derin kara gözlerinin içindeki sert inşaayı ilk kez fark etmiyordu. Yağmur, gözlerini kaçırıp, adamın kaşına bakarken cevap veriyordu. Halbuki sesindeki heyecansız tını, bundan bahsetmek istemediğini gösterse dahi, konuşmak zorunda olduğunu biliyordu.
"Yiğit'in aslında ne kadar aptal bir insan olduğunu siz de anladınız. Sadece ne söyleyeceğini merak etmiştim. Özür dilerim.. Benim yüzümden oldu, yine.." deyip genç adama döndüğünde, Kenan'ın gözlerinin onun yüzünün çerçevesinde gezdiğini fark etti. Oradan da toplu saçlarına ve tekrar gözlerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KOKUSU
Romance1.KİTAP ->> AŞKIN KOKUSU 2.KİTAP->> ÇOCUKLUĞUMUN KOKUSU Çocukluğumun Kokusu'nda ki Kerem ve Yekta'nın ailesinin hikayesi... Kerem'in annesi Yağmur ve babası Kenan'ın nasıl bir araya geldiğini okumak istiyorsanız bu hikayeye bu...