Kenan, Aslı'nın yatağına oturmuş onun solgun ve yaşamını sonlandırmaya hazır yüzüne bakıyordu. Gözlerinin altı belli belirsiz morarmış, elmacık kemiklerinden, dudaklarına kadar bembeyaz görünüyordu. Aslı, elini kaldırıp ona dokundu.
"Kenan, geldiğin için teşekkür ederim."
"Tamam, kendini yorma. Dinlen şimdi tamam mı?"
"Hayır biraz daha iyiyim. Seni görmek istiyorum."
Kenan onun bitkin ve hasta yüzünü inceledi. Yapılması gereken Aslı'dan çok uzağa gitmekti. Anlamsız şekilde içten hissediyordu bunu. Aslı'dan uzaklaşmak ve Yağmur'un yanına gitmesi gerektiğini düşünüyordu.
"Ben buradayım Aslı. Biraz uyu dinlen. Uyandığında konuşmamız gerekiyor."
Genç kadın başını hızlı hızlı sağa sola sallıyordu.
"Hayır, hayır. Uyumayacağım, gitmeyeceksin. Olmaz." diyerek gözyaşlarıyla sarsılmaya başladığında, Kenan hiçbir şey düşünmeden ona sıkıca sarıldı.
"Sakin ol lütfen. Böyle yaparak daha kötüye gidiyorsun. Elini yüzünü yıkayalım mı?"
Aslı sessizce biraz daha ağladıktan sonra başını sağa sola salladı. Kenan eğilip onun saçlarına dokunmak istedi. Sadece rahatlatmak, yanında olduğunu hissettirmek ve ruhunun derinliklerine değmek istedi. Ama yapmadı, yapamadı. İçinde hala ona karşı karışmış duygular hissediyordu. Ne yaklaşabileceğini ne de tamamen uzaklaşabileceğini hissediyordu. Yine de onun yanında olduğu için bir sıkıntı içine gelip oturmuştu.
"Bana soğuk bir şeyler getirebilir misin?"
"Dışarıdan mı almamı istersin, yoksa resepsiyonu mu arayayım?"
"Yok buzdolabında bir şeyler var. Burası düşünceli bir otel."
Kenan, ayaklanıp mini buzdolabına doğru yürürken, bu halde bile işi nasıl şakaya vurduğunu düşünüyordu. Aslı'nın çılgınlıkları sınırları aşıyordu. Neyse ki, fazlasını görmemişti.
Ona soğuk bir su, kendine de bir soda aldı. Vücudundaki toksinleri atması gerektiğini biliyordu. Asitli şeyler onu iyileştirmezdi. İçeceklerinden birkaç yudum alacak kadar zaman tanıyıp sessizce oturdular.
"Biraz gazozundan içebilir miyim, çok canım çekti."
"Hayır, miden daha yeni yıkandı. Su senin için daha iyi. Belki bir şey olur.."
"Burada hava çok sıcak, su yetmiyor. Lütfenn.." diyerek bir kedi yavrusu gibi onun yüzüne bakında Kenan dayanamadı ve şişeyi ona uzattı. Aslı yakalayamadı ve içindeki asitli su yatağa, Kenan'ın pantolonuna dökülüverdi. Kenan hemen yataktan fırladı.
"Dikkat etsene kızım ya! Yapış yapış olacak şimdi!"
"Ya çok özür dilerim. Tamam git banyoda su falan tut. Cebindekileri de çıkart, ıslanmasın."
Kenan hızla onun dediğini yaptı ve arabanın anahtarı, cüzdanı ve telefonu yatağa fırlatıp banyoya koşturdu. Onun içeri girmesiyle, Aslı'nın yüzündeki bembeyaz teni bir şeytanlıkla kızarıp yandı resmen. Telefonu kaptı ve hemen kapadı. Sonra önce telefonu, üzerine cüzdanı ve anahtarı komodine koydu.
&&&
Yağmur, Mert'le Bornova'da buluştuğunda telaşlıydı.
"Ne oldu? Beni apar topar getirttin buraya."
"Kenan'dan saatlerdir haber alamıyorum Mert. Aslı intihar etmiş, midesini yıkamışlar, yanına gitmişti, ama.."
"Ne? Yuh! Neredeler şimdi, hastahanede mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KOKUSU
Romance1.KİTAP ->> AŞKIN KOKUSU 2.KİTAP->> ÇOCUKLUĞUMUN KOKUSU Çocukluğumun Kokusu'nda ki Kerem ve Yekta'nın ailesinin hikayesi... Kerem'in annesi Yağmur ve babası Kenan'ın nasıl bir araya geldiğini okumak istiyorsanız bu hikayeye bu...