Yağmur o gecenin sabahında uyandığında neşeliydi. Birkaç gündür olan mutsuzluğuna çok tatlı gelmişti Kenan. Genç adam kafeye gideceğini söyleyerek ondan önce evden çıktığında bile keyfini bozmadı. Kendini duşa attı. Her ilişkide olan gelgitleri yaşıyorlardı. İkisi de yetiştinkindi, kim ne derse desin tıpkı Kenan'ın dediği gibi onların ne istediği önemliydi.
O, Kenan'ı tutup kalbinin ortasına bastıracak kadar çok seviyordu. Çoğu zaman orayı kanatsa da, kırsa da, onu yüreğinin içine daldırmaktan vazgeçmeyecekti.
&&&
Kenan eve gidip üzerini değiştirirken, nedensiz yere dün gece arındığını düşünüyordu. Yine olmuştu işte. Yine Yağmur'a dönülmez şekilde aşık olduğunu hissediyordu. Bunda yanlış olan hiçbir şey yoktu. Sadece birkaç saat sonra ya da ertesi gün ona karşı sevgisinin azalmasından korkuyordu.
Lanet olası hislerden kurtulmak istiyordu.
Kafeye gittiğinde Yağmur'un ona gülümseyen gözlerine baktı ve aynı yoğunlukta onu sevdiğini fark ederek mutlu oldu.
Yağmur'u boş bir anında yakalayınca onu odasına çekti ve içinde yaşanan her bir iyilik için acıtana kadar öptü.
Genç kız, sevgilisi ellerini saçlarına daldırdığında bal rengi gözlerini neşeyle onun erkeksi gözlerine dikti.
"Bugün eve gitme hemen, birlikte bir şeyler yapalım mı?"
"Nereye gideceğiz? Yanımda basit bir tişörtten fazlası yok."
Kenan, alnını onunkine dayadı ve gülümsedi. "Sadece saçlarını aç. İnan yeryüzündeki her şeyden daha güzel oluyorsun." dedi. Bunu gerçekten kalbiyle söylemişti. Hissederek, yaşayarak söylemişti. Çünkü Yağmur bugüne kadar tanıdığı en güzel şeydi.
Genç kız kollarını onun boynuna sarıp dudaklarına sıcak ve anlamlı bir öpücük kondurunca, gözleri açıldı ve bakışları yumuşadı.
İçinden çıkan kuvvetli bir ses, sadece dene dedi. Sus ve sadece dene..
&&&
Gece kafeyi kapattıktan sonra, el ele Alsancak sahilinde bir tur attılar. Dolunayın denize vurması, Yağmur'u her zaman korkuturdu. Ürkerdi. Sanki geceleyin denize düştüğünde boğulacağını, o karanlık suyun onu çekip alacağını düşünürdü. Sabah içine girip, kendini kaybetmek için delirdiği bu büyük su birikintisi, geceleri içinde tüm canavarları barındıran bir yer olurdu.
Kenan, onun korkusunu hissetmiş gibi elini omzuna attı. Yanlarından geçen seyyar çaycıdan, plastik bardakta keyifle çay içtiler. Fal bakmak için onları sıkıştıran bir çingeneyi, kardeş olduklarını iddia ederek kovdular. Ve sonunda dalga sesleri ve çimlerde oturan gençlerin arasında yapayalnız kaldılar.
Yağmur dönüp ona baktı. Yüzünün biçimli hatlarını incelerken, ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu. İç güzelliğe daha çok önem veriyordu; fakat Kenan'ın yakışıklı yüzünü seyretmek kalbini sıkıştırıyordu. Genç adam dönüp ona gülümseyince, titrememek için kendini tuttu.
"Babanla aranızı düzelttiniz mi?"
Kenan'ın yüzü soldu, fakat tekrar eskiye dönmeye çalıştı.
"Benimle pek konuşmuyor. Onun dediğini yapana kadar da böyle devam edecek galiba."
Yağmur'un ses tonu endişeli çıkıyordu. İstenmeyen olmak kötü bir duyguydu. Kendini gurursuz hissettiriyordu; fakat Kenan onu istedikten sonra, o yaşlı inatçı adamı düşünmemeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KOKUSU
Romance1.KİTAP ->> AŞKIN KOKUSU 2.KİTAP->> ÇOCUKLUĞUMUN KOKUSU Çocukluğumun Kokusu'nda ki Kerem ve Yekta'nın ailesinin hikayesi... Kerem'in annesi Yağmur ve babası Kenan'ın nasıl bir araya geldiğini okumak istiyorsanız bu hikayeye bu...