~21~

3.9K 253 9
                                    

Kenan arabayı Yağmur'un kaldığı apartmanın önüne çekti. Aralarındaki bir bıçakla kesilecek kıvama gelen gerginlik bu gece için üçüncü bir kişiye ait değildi. Ne Merve'nin eve dalması, onları rahatız etmesi, patavatsız davranışlar sergilemesi..

Aslında, Merve'nin gittikçe hırçınlaşan karaktersiz yapısı Yağmur'u biraz telaşlandırmaya başlamıştı. Kenan'a söylerse, işler iyice çığrından çıkar diye korkuyordu. Oturup düşündüğünde, bir türlü yerine oturmamış ilişkisi vardı ve genç kız bunları aşmak, en önemli yere gelmek istiyordu. Aileden sayılacak bir ilişkiye ulaşmak ve sevgisinin karşılığını her zaman almak.. Kenan, sessiz kalınca ne düşündüğünü anladı ve kalbi sıkıştı.

Genç adam, yoğunlaşan kara gözlerini, ışıksız arabanın içinde acı içinde duran kıza baktı. Dalgalı saçlarının arasında, yüzü bir melek gibi görünüyordu. O kadar güzeldi ki, ona bakarken Kenan acı çektiğini hissetti.

Uzanıp genç kızın elini yakaladı. Başını ona çevirmesi, yaşla dolu gözlerle ona bakması, derin bir nefes alışı.. Kenan, ruhunun sıkıştığını hissetti. Daralıyor, sert mizacının bazı gerçekleri kaldıracak kadar güçlü olmadığını düşünüyordu.

"Konuşmamız lazım."

Yağmur sıkıntıyla başını çevirirken, uzun ve sert bir nefes çekti içine. Kenan, onun bu hareketiyle arabanın içinde oksijen kalmadığını düşündü. Pencereyi açmak istedi, ardından vazgeçti.

"Babamın adı Gök, annemin adı Yıldız, kardeşimin Fatih'ti." İki saniye duraksadı ve komik bir şey söylüyor gibi gülümseyip devam etti. "Evet, annemle babamın isminin tesadüfi oluşu beni de hep güldürür. Ama birbirlerinin isimlerini düşünmeyecek kadar aşıklarmış. Belki bu gözardı edilebilecek bir şeydir."

Deminden beridir bir yay gibi gerilen sırtı, aklına gelen şeyle rahatlamıştı. Başıyla birlikte sırtını koltuğa yasladı. Anlatacakları için buna ihtiyacı varmış gibi görünüyordu. Kenan, ona sarılmak istedi; ama korkutma ihtimaliyle bekledi.

"Onlardan kalan birkaç eşya var saklayabildiğim. Zaten diğerleri dağıtılmış ya da satılmış." Sesi tekdüze çıkıyordu, fakat karşıya bakışı onun acıyı hissettiğini söylüyordu.

"Hatta sana babamın anneme yazdığı bir dörtlük okumak istiyorum. Bunu zaman zaman Eda'ya da okurum." İlk kez okumuş ve gerçekten beğenmiş bir edayla gözlerini usulca kapadı. Bu haliyle, önünde önemli bir insana saygı göstermiş gibi görünüyordu.

"Gözlerinden daha büyük değil adım,

Ben her şeyi kapsayan olarak anılmışım,

Güneşin büyüklüğüne aldanma,

Sen benim yıldızım olarak kalbimde en büyük yer alanımsın.."

Sonra gözlerini açtı ve gülmeye başladı. "Kimileri için basit görünebilir. Belki bugün farklı olsa ben güler ve eğlenirdim; ama ailesini kaybetmiş biri için, fazladan kelime kapsamayan bir şeye anlamlar yüklemek oldukça fazla." Hemen sonra Kenan'a döndü. Bundan sonrasının mahremiyetine girdiğini düşünüyordu; ama zaten karşısındaki adam ruhunun, kalbinin ve bedeninin mahremiyetine sahip olmamış mıydı?

"Tüm hayatımı bu dörtlükle geçirdim. Resimler de var, başka yazılar da.. Ama bu kadar derinden etkilemedi beni. Her şeyi buna sığdırdım. Onların sevgilerini, mutluluklarını, kavgalarını.." Birden gözlerinden yaşlar yuvarlanmaya başladı. "Yaşamlarını.. Yaşamları da bu dörtlük kadar kısacık oldu.."

Ellerini yüzüne kapadığında, Kenan daha fazla uzak kalabileceğini düşünemedi. Yüreği buna dayanamayacak, Yağmur'a dokunamama hissine karşı gelemeyecekti. Ona sıkıca sarıldı.

AŞKIN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin