Kenan telefonu hızla yatağa fırlattı. Bir boğa kadar öfkeli ve saldırmaya hazırdı. Aslı'nın şaşkınlık ve merakla ona baktığını gördüğünde gözlerini kapadı ve ardından pencere kenarına gitti.
"Seni merak mı etmiş?"
Kenan cevap vermeden aşağıya bakıyordu. Yanında Aslı vardı. Tüm hırsını ve hıncını ondan çıkarmak istiyordu. Hayır, en çok kendi kalın kafasından!
"Yanına mı çağırıyor? Gidecek misin? Canını sıkacak bir şey dedi galiba.. Ona burada hiçbir şey yapmadığımızı söylemedin mi? İstersen ben söyleyebilirim."
"Aslı kapa çeneni!" diyerek gürledi Kenan. Öfkeliyken onun ses tonu kulağını tırmalıyordu. Sanki ona tahammül edemiyormuş gibi hissediyordu.
Şimdi şu kapıdan çıkıp Yağmur'a koşmak istiyordu. Kollarına atılmak ve onunla konuşmak. Ama bir ses burada kalması gerektiğini, Aslı'nın yine aynı aptallığı yapacağını da söylüyordu. Kafasında seçenekleri tarttı. Şimdi gitmezse Yağmur ölmezdi, ama Aslı ölebilirdi. Ve onun ölmesini gerçekten istemiyordu. Ona karşı zayıflığın sebebi de denebilirdi, insanlık görevi de.. Sadece bu gece buradan gitmeyecekti.
"Ben senin için demiştim Kenan."
Bu durumda bile sesi pürüzsüz ve kendine güvenli çıkıyordu. Yine de kalbinin kırıldığını biliyordu. Lanet olsun! Onun kalbini önemsemiş miydi? Şimdi dönecek ve bu odayı sonsuza kadar terk edecekti! Aslı'yı da! Ona da lanet olsun, ölsün gebersin, aslında fena da olmaz! Diye düşündü.
Derin bir nefes alarak Aslı'ya döndü. Omuzları kararsız bir çaresizlikle öne eğilmişlerdi ve sesi konuşurken inançlı çıkıyordu.
"Gereği yok. Yağmur anlayacaktır. O anlayışlıdır." Sonra gözlerini kaldırıp Aslı'ya baktı. "İyi bir insandır o. Affedicidir." Büyük bir nefesi ciğerlerine çekerken, bunun sıkıntısını geçirmeyeceğini, o nefesi verirken anladı. "Sen uyu Aslı. Buradayım."
"Teşekkür ederim." Duraksadı, tereddüt etti. "Yanlış anlamanı istemiyorum, ama bütün gece böyle oturamazsın. Yanıma uzanabilirsin."
Kenan hiçbir şey demedi ve Aslı bu sessizliği olumlu bir cevap olarak düşünüp gözlerini zevkle kapadı.
Kenan yarım saat kadar sonra, dizlerinin bu yorgunluğu daha fazla kaldıramayacağını düşünüyordu. Güçlü olabilirdi, içinde uçsuz bucaksız inat ve öfke taşıyabilirdi; ama dinlenmesi gerekiyordu. Dinlenmesi ve kafasını toplaması gerekiyordu. Yarın gidip Yağmur'la konuşacaktı. Sahi Aslı'yı nasıl bırakıp gidecekti ki?
Yatakta sırtını ona dönerek kenara ilişti. Ama içinde bastıramadığı bir duygu ona, dön ve bak diyordu. Görmesi gereken çok mühim bir şey varmış gibi... Sessizce döndü ve Aslı'ya baktı.
Hangi aşık olmamış insan onu anlayabilirdi ki? Onu çok sevmişti. Her şeyiyle hem de.. Hayatta sadece onun olduğunu düşünerek sevmişti. Evllik kolay şey miydi? Aklı çocukluğu çoktan atmıştı. Elbette onunla evlenmek istediğinde düşünmüştü. Ama mutlu olacaklarına inanmıştı. Ama aldatılmıştı.
Hızla sırtüstü yatıp başını tavana kaldırdı. Başkası olsa ağlardı belki de.. Acı çekerdi. Kim demiş erkekler ağlamaz? En çok onlar ağlardı. Yağmur'la gittikleri romantik komedi filmi geldi aklına. Kadınların bir kez sevince unutmayacağını söylemişti. Bağlı olduklarını... Ama bak işte. Kenan her şeye rağmen tamamen unutamamıştı...
Ama gözlerini kapadığında kayıtsız şartsız Aslı'ya teslim olduğunu falan hissetmiyordu.
&&&
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KOKUSU
Romance1.KİTAP ->> AŞKIN KOKUSU 2.KİTAP->> ÇOCUKLUĞUMUN KOKUSU Çocukluğumun Kokusu'nda ki Kerem ve Yekta'nın ailesinin hikayesi... Kerem'in annesi Yağmur ve babası Kenan'ın nasıl bir araya geldiğini okumak istiyorsanız bu hikayeye bu...