~44~

3.6K 251 0
                                    


Yarım saat sonra, Eda elinde duvağının ucu dans pistinin ortasında oynuyor, dönüp duruyordu. Mert'te ona ayak uydurmaya çalışıyor, kahkahalar atarak onu elinden tutup çeviriyor, dengesini sağlasın diye sarılıyordu. Herkes yiyebilirdi, ama Yağmur yemezdi.

Gelin daha düğünün başında sarhoş olmuştu!

Konuklara gülümseye gülümseye, dans pistindeki kadınlara yararak Eda ve Mert'e ulaştı. Eda duvağını sallayıp ona baktı ve kahkaha attı. Genç kız hışımla Mert'i kolundan çekti ve kendi boyuna doğru onu eğdi.

"Ne içirdin sen bu kıza?"

Mert ona bakarken, ne diyorsun sen bakışı vardı, buna rağmen gülüyordu.

"Şampanyamız vardı düğünden sonra içeriz diye, ama Eda ısrarla şimdi tadına bakmak istedi."

Yağmur dönüp Eda'ya baktı. Kabarık eteğini iki eliyle tutmuş, ayaklarıyla tuhaf bir ritim tutturmaya çalışıyordu.

"Sen buna tadına mı bakmış diyorsun?"

Mert nazikçe kolunu ondan çekti ve baktı.

"Ya harika değil mi! Beni böyle deli ediyor!" Dönüp karısına baktı. "Düşünsene bir ömür bu kızla aynı evi paylaşacağım. Şimdiden yaşayacağım hareketli hayatı tahmin edemiyorum!"

"Tabi senin hiç hareketli bir hayatın olmadı değil mi? Hep sümsük gezdin, hiç kızlarla takılmadın!"

Mert ona döndü ve işaret parmağını kendi dudaklarına bastırdı.

"Bu konuyu hiç açma, kıskanıyor. Hem onlar eskide kaldı. Böyle bir kızı bulmuşum bırakır mıyım baldız ya! Hem gel sen de göbek atalım."

Yağmur şaşkınlıkla ona bakarken, şampanyanın içine ne attıklarını merak etti.

"Sen de kafayı bulmuşsun."

"Ben mutluluk sarhoşuyum baldızcım." deyip göz kırptı ve karısının ellerinden tuttu ve ona eşlik etti.

"Çok tatlılar canlarım."

Yağmur dönüp arkasından kulağının dibinde bağıran Kenan'a baktı. Adamın yüzünde tuhaf bir sırıtış vardı. Bugün bir gariplik vardı bunda ama hadi neyse..

"Kim derdi Mert'in düğünü olacakta, böyle göbekler atarak evlenecek diye?"

Yağmur kaşlarını çattı. Son yarım saattir ondan gerçek anlamda bir atak bekliyordu, ama o da Mert gibi ya oynuyordu ya da kendine has bir duruşla gözlerini ona dikiyordu.

"Öyle değil mi?! Kimin ne diyeceği ve yapacağı belli olmuyor, hayat işte!" deyip arkasını dönmüştü ki; Kenan onun kolunu yakaladı ve sertçe kendine çekti. Bedenini bedenine yasladı.

Yağmur şaşkınlık ve heyecanla ona bakarken, "Ne yapıyorsun bu kadar insanın içinde?" diyebilmişti.

"Sus ve sadece dans et!"

"Ne dansı? Ben göbek falan atmam tamam mı!"

"Demek ki seni yeterince sarhoş edememişler."

Yağmur etrafını kolaçan ederken, ona da laf yetiştirmeye çalışıyordu.

"Ne sarhoşu canım? Ben bir aydan fazladır alkol almıyorum."

Kenan birdenbire durdu. Aklına, Koray denen o yavşakla bara gittikleri gece geldi. Orada iki bardak içki içtiğini hatırlıyordu. Bardağın içindekini merak ettiği için, tekrar hızlandı.

"En son seni barda gördüğümde, iki bardak içkiyi götürmüştün ama!"

Yağmur başını kaldırıp ona baktı, ama yakalandığını düşünmüyordu.

AŞKIN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin