~16~

4.1K 238 2
                                    

Mert salona gidip kendini koltuklardan birine atarken, dirseklerini dizlerine dayarken, ellerini saçlarına sokarken, kendini sıksa da gözlerinden yaşlar akarken Kenan ayakta öylece ona bakıyordu.

Mert, ağlıyordu. Merve'ye olan aşkı için mi? Kenan, bir kız için ağladığını hiç hatırlamıyordu. Yağmur gitse ağlar mıydı? Bunu öğrenmek için gitmesi gerekiyordu ve bunun olmamasını dileyerek adamın yanına gidip oturdu.

Bir dakika boyunca öylece arkadaşına baktı. Onu nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. Nereden başlayacağını da.. Mert asla ağlamazdı! Şaka mıydı bu!

"Sana su getirmemi ister misin?"

Mert başını sağa sola salladı.

"Pekala.. O zaman ne istiyorsan onu getireyim. Sakinleşip konuşman için ne gerekiyorsa onu.."

Mert, elleriyle yüzündeki yaşlarını hızla sildikten sonra arkadaşına dönüp baktı. Hınzır yeşil gözler, şimdi acı kırmızıya dönüşmeye başlamıştı. Kenan onun gözlerinde çaresizlik gördü.

"Ne kadar çaresiz olduğumu görebiliyor musun Kenan?"

Kenan onun tarafından konunun açılmasına çok sevindi.

"Neden bu kadar umutsuz bakıyorsun olaya?"

"Merve'den bahsediyoruz." dediği an Kenan verecek bir cevap bulamadı. Zaten Mert'in ses tonu konuşmaya devam etmek istediğini gösteriyordu.

Genç adam yavaşça yerinden kalkıp pencere kenarına gitti ve cayır cayır yanan etrafa bir göz gezdirdi. Parmakları mahcupça birleştiğinde, başı da yere eğilmişti.

"Ben Merve'yi Üniversiteden beridir seviyorum Kenan." Derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bunu itiraf etmek omuzlarındaki yükü azaltmış gibiydi ya da uzun süre havasız kaldığı bir ortamdan dışarı çıkmış ve rahatlamıştı. Tuhaf hissettiriyordu. Belki rahatlatıyordu; ama bitirmiyordu..

"Ona gidip neden açılmadın?" Kenan'ın sorusuyla dönüp kaçamak bir bakış attı. Gözlerinde bu sefer nefret ya da kızgınlık yoktu. Cevabı bilip, hiçbir şey yapamamış olmanın ağırlığı vardı.

"Tabi ki istedim." Bir şeye karar veriyormuş gibi durdu ve tamamen arkadaşına döndü. Sesi şimdi daha emin ve sert çıkıyordu. "Benim gibi bir adamın düştüğü duruma bakar mısın ya? Her kızı elde edebiliyorum. Bunu kesinlikle abartmıyorum. Her kızı.. Ama Merve hariç..." Gözleri buğulanmıştı.

"Bunun için çabaladın mı?" Kenan ayağa kalktı. "Savaştın mı? Onu sevdiğini gösterdin mi?"

"Nasıl gösterebilirdim ki? Ne zaman buluşsak seni soruyordu bana. Seninle ilgili hayaller, planlar yapıyordu. Yok pikniğe tatile gidermişsiniz, sonra ben de size dahil olurmuşum, iki gün kalıp gidermişim falan.. Dışta kalmış bir insanım ben."

"Hayır öyle değilsin. Sana değer veriyordu ki seninle duruyordu. Bak," diyerek elini omzuna koydu. "Onunki sevgi değil Mert. Sevgi böyle olmaz. Beni kafasına takıntı haline getirmiş. Belki onunla daha çok zaman geçirmelisin, daha çok yaklaşmalısın."

Mert'in gözlerindeki acının yanına bir parça umut oturdu. Aşk böyleydi işte, imkansız diye düşünürken bile küçücük bir şey sizi tekrar harekete geçirebilirdi. Sebebi bir onur savaşı ya da kendine güven değildi. Sahip olma, karşılık görmeydi..

"Nasıl yapacağım?"

"Yok artık! Yılların çapkını Mert, kadınlar konusunda hep sıkıntı çeken Kenan'a soruyor öyle mi?"

Bu söz üzerine Mert ilk kez gülümsemişti.

"Ya takılmalık kız tavlamak kolay. Sen ondan bir şey beklemezsin, o senden beklemez. Ama diğer durum çok karışık."

AŞKIN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin