8. BÖLÜM "Boru değil Yunanistan!"

5.8K 311 22
                                    

"Aaa... Siz daha yatmadınız mı? Cık cık cık dedeciğim niye bu saate kadar durdun bak sonra hasta oluyorsun? Aaah anne? Sende mi yatmadın? Sen uykusuzluğa dayanamazsın? Baba! Bak şimdi! Niye uyumadınız yaa?" Diye konuyu saptırma çalıştım. Ama bakışları bir gıdım bile yumuşadı yine. Peki nerden haberleri oldu ki. Off... hep yakalanmak zorunda mıyız biz?

"Ne zaman büyüyeceksiniz siz? Bu kaçıncı evden kaçışınız? Biz size ceza vermekten usandık siz hala işin gırgırındasınız..." tam dedeme cevap verecektim ki arkadan Yaren gelip kapıya çarptı. Yere düşüp gülmeye başladı.

"Dönüyoruz uhhuu!!" Diye bağırdı. Al işte şimdi bitti. Kafamı 'salak' der gibi sağa sola sallayıp yere indirdim.

"Yaren?" Diye bir çığlık attı yengem. Kulağı sağır edecek hem korkmuş hem kızmış bir şekilde. Tek Annelerin yapabildiği bir şey daha. "Sen sarhoş mu oldun? Olcay?" Diye bağırıp Yarenin yanına koştu. Ayakta duramayan Yareni kendine yaslayıp kaldırdı.

"Kızın yine aşık anne!
Sevdim yine masumhane...
Cezam neyse razıyım...." diye sayıklayan Yarenin sözünü daha
doğrusu şarkısını keserek "Ben razı değilim." Diyip el kaldırdım.

"Ne?" Diye sinirle bağıran dayımın öfkeden gözü seyirmeye başladı. Kim bilir içinden Yarene neler yapıyordu. Kendinde olsa bunların birini söylesin de göreyim. Sıkar biraz Yaren hanım. Kim dedi sana o kadar iç diye? Ama o öküz Buğranında suçu var şimdi Yarenin hakkını yemeyelim dimi? Of Yaren off. Başımın belası. Normalde sevgililer bunu birbirine söyler ama biz? Of kafamı karıştı. Çok düşündüm.

"Yanlış anladın dayımın olayı sen şimdi..." tam yalan sıkacaktım ki babamla gözgöze geldik. "Aaa baba sende mi burdaydın ya?" Diyip pişmiş kele gibi sırıttım.

◆••◆••◆••◆

Sabah gözümü açmamla çığlık atmam bir oldu. Yüzünü dibime girdirmiş Yarenle burun burunaydık. Birde korkunç bir yüz ifadesi takınmış. İnsanın ödünü koparacak şekilde.

"Bismillah napıyorsun lan dibimde ödüm koptu." Diyip baş parmağımı ağzıma götürüp ittirdim.

"Evde sıkı yönetim ilan edildi haberin var mı? Artık Şermin bizi kaldırmıyor, kahvaltı yok telefonum elimden alındı." Dedi en son telefon derken sesi hüzün karışım bebek taklidine dönüştü.

"Ne! Benim telefon?" Diyip yatağımın içinde telefon aramaya koyuldum. En sonunda elime soğuk birşey çarpmasıyla telefon olduğunu anladım. İçimde ki Mahmut Tunceliyi bastırılıp sakin olmaya çalıştım. Ama olamıyordum. Telefonumu almamışlar. Lo lo lo looo! "Benim ki burda!" Diyip telefonu salladım.

"Merak etme canım sana daha farklı bir ceza yöntemi var!" Diyip kapıyı gösterdi. Anlamamıştım. 'Ne?' Diye bakışlar atarken "gitte kendin gör!" Dedi. Ayağa fırlayıp kapıya gittim. Kapıya bantlanmış iki kağıt vardı. Birinin üstünde Yaren diğerinde Zehra yazıyordu. Ne biçim bir aile bu böyle? Adımın yazılı olduğu kağıdı alıp yatağıma gittim.

Zehra;
Dünkü yapılmış olan kural ihlalinden dolayı yapılacak cezalar...( ne disiplinli aile ama! Bravo ben üşenirdim doğrusu helal. Birde hiç üşenmeden tüm kağıt dolmuş.)

- Şarj aleti elinden alınacak.
- Tüm haftanın bulaşığı yıkanacak!
- Düzleştirici, maşa ve herhangi bir güzellik aletine el konulacak.
- Laptop, tablet ve herhangi bir teknolojik aracına 1 ay el konulacak.
- Elbise giymek yasak.
- Saat 10 da yatakta, saat 7 de ayakta olunacak.
- Şerminden herhangi bir yardım alınmayacak.
- Alınırsa telefona el konulacak.
- Bu zaman içerisinde herhangi bir mukaat ne okulda ne de başka bir yerde işlenmeyecek!
- Arabanın anahtarına el konuldu.
.........

× KUZEN ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin