36. Bölüm "Organize işler bunlar..."

3.3K 244 17
                                    

ZEHRA'DAN...

Of... kafayı yeme derecesindeyim resmen... nasıl olur da tek bir mesajıma bile cevap vermez? Aa birine verdi gerçi "Meşgulum." Bu nasıl bir mesaj böyle? Ben sana o kadar ulaşmaya çalışıyorum... Ayy kafayı yiyeceğim!!

Amcama numarasını verip yerini belirlemesini söyledim. Tabi ki 'sevgilim' olduğunu söylemedim.

Aaa evet biz artık sevgiliyiz... yani... ben öyle umuyorum. O kadar şeyden sonra arkadaşız falan derse ağzını yırtarım onun. İnşallah öyledir! Amin!

Karakoludan çıktığım da karşımda duran banka koştum. Neden koştum hiçbir fikrim yok! Oturup telefonuma bakmaya başladım. Çaresizim...

Umutsuz vaka!!

Amcam telefonunun kapalı olduğunu söyledi ve bu yüzden ona ulaşamamışlar...

Acaba başına birşey mi geldi?!

Şüphelenmeli miyim yoksa bir kez daha aramalı mı?...

Iııı... kesinlikle aramalıyım.

Telefonun tuş kilidini açıp kayıtlarda 1 haftadır zirveden düşmeyen Yalçın Beyi aradım. Bir kaç defa çaldı. Tam açacak diye umut ederken telesekreter çıktı.

"Ya senin telesekreterine başlayacam ha..." diyip telefonu kapattım. Arka cebime koyup ayağa kalktım. Sakin ve soğukkanlı davranmalıyım... en önemlisi bu... sakin... sakin...

"Aaaaayy delireceğim nerde bu çocuk?! Var ya seni bir bulim sülalenden başlayıp soy ağacının köklerine kadar inmezsem bana da Zehra demesinler..." ayaklarımı yere sert sert vurarak karakoldan uzaklaştım. Telefonumun çalmasıyla bir panik yaratıp telefonumu bulmaya çalıştım.

"Nerde bu telefon?!" Çantamı didik didik aradım. Telefon çalıyordu ama çantada yoktu. Ay... nerde bu telefon?! Telefon sesi kesilince cebimde olduğunu hatırladım. "Kahretsin!" Telefonu cebimden çıkarıp arayan kim diye baktım. Yaren aramış. Geri dönüş yapıp aradım.

"Noldu aşkım söyle?" Dedim neşeli bir ses tonuyla.

"Zehra ağlasam mı bilemedim yardımın lazım kuzi."

"Niye ağlıyon lan?!"

"Buğra kendine yeni sevgili yapmış. Tanıştık!"

"Piç diyecem şimdi de prenses yanım izin vermiyor. Piç yha!"

"He Piç."

"Nerdesiniz hala yanında mı o?! Zaten sinirliyim. Yalçın diye onu döverim."

"Yok yanımda değil. Tolga var yanımda. Sahildeyiz."

"Herşeyin başladığı yerde... tamam tamam geliyorum." Diyip telefonu yüzüne kapattım. Konum sormama bile gerek yoktu. Nerde olduklarını biliyordum. Başka bir yere gitmiş olmazlar. Taksi durdurup sahile gittim. Yolda yine Yalçın'a ulaşmaya çalıştım. Yine açmadı. Ay sinir...

Sahildeki kayalıkların oraya gittim. Yol boyunca yürümeye başladım. Bizim ikiliyi gördüm. Yaren yine sinirlenmiş Tolgaya sayıyordu. Aslında birbirlerini sevmeleri gerekirdi. Ikisi de birbirine benziyor. Aynı kutuplar birbirini iter kanunun bozgun hikayesi yapacam bunları. Yanlarına gidip Yarenin üstüne atladım.

"Hayvan... yavaş!" Diye çemkirdi. Gülerek yanaklarını sıktım.

"Naber Tolga? Ne işin var senin burada? Yoksa karşılaştınız mı? Ay... Biliyordum aşk tesadüfleri sever..." dediğim de ikiside aynı anda kafama vurdu. Elimi kafama götürüp dudağımı büktüm. "Ne vuruyorsunuz ya? Ikiz gibi ikiniz de aynı anda..." diyip kaşlarımı kaldırıp indirdim.

× KUZEN ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin