7.Bölüm "Bekle görürsünüz siz Yunanistan'ı!"

7.3K 342 25
                                    

Medyada ki elbiseler zamanı gelince söyleyeceğim. Sürpriz olsun. :) :) İyi okumalar...

Şermin bizim odanın penceresi sandığım yerden kafasını çıkardı ve "Hırsız vaaar!!" Diye bağırdı. Kafasını bana hızla çeviren Yarene baktım. 'Bittik biz!' Bakışları atıyordu.

Hayır! Olmaz. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. Please! Please! Inşallah Şermin Yalçını görmemiş olsun lütfen, nolur? Allahım lütfen o olmasın. Yoksa bittik biz.

Annem ve Fatoş yengem " Bu çocuğun odanızda ne işi var? Abiniz daha bir kere eve kız getirmemişken siz odaya erkek mi attınız hı? Allahım bu günleri de mi görecektim." Diye saydırması iki gün sürer. Hep aynı şeyleri dediği için.

Babam ve Dayım "Eve erkek atmak hemde bu yaşta, kız başınıza,
Habersiz hemde erkek............(küfür ediyor. Şu anda annemden başladı sülalemi deşiyor.)

Dedem " Tüü... Sizin gibi torunum olmaz.... ahh kalbim..."

Abim "Lan eve erkek atmak ha? Ulan ben şimdi sizi de o ....çocuğunu da......."

Bir anda irkilip kendime geldim. Olacaklar bir an gözümün önünden fragman gibi geçti. Ellerimin içi terlerken dışı buz kesmişti. O nasıl oluyor? Onu hiç anlamıyorum. Yaren hala alt dudağını dişleyip tırnaklarını yiyiyordu. Sanki birazdan saçlarını yolacakmış gibi bir hak sergiliyordu. Batuş garibim olacaklardan habersiz, ne olduğundan habersiz boş boş bakıyor ve "neden gitmiyoruz?" Diye sorular soruyordu.

"Acaba tanımıyoruz diyip işin içinden sıyrılsak mı?" Dedi Yaren düşünceli bir tavırla. Dışında düşünüyordu ama farkında olmağına her iddasına girerim.

"İyi fikir." Dedim tek solukta. Kapıya doğru tedirgin adımlar atmaya başladık. Giderken de kafamızı aşağı yukarı sallıyorduk. Niye diye sormayın bende bilmiyorum. Stresten olsa gerek.

Yaren evin anahtarını elinde sallıyor ve tereddüt ile kapıya bakıyor. Anahtarı tam yuvaya sokarken kapı açılıp karşımıza Yalçın dikiliyor ve biz olayları ağır çekim işlediğimiz için o hızla yanımızda koşup gidiyor.

Yalçın gözden kaybolana kadar arkasından baktık. Açık kapıya döndüğümüzde burnundan soluyan ve her an vurmaya hazır bir konumda duran bir tava ile karşımızda Şermin. Bir anda kendini toparlayıp iki öksürdü. 'Hadi dökülün.' Diyip tek kaşını kaldırdı. Yani çocuk bizim odadan çıkıyor ve biz hiçbir şey olmamış gibi çocuğun arkasından baka kalıyoruz. Evet ben olsam bende açıklama beklerdim.

"Hiiiiiç." Diye miskin miskin uzatan Yarenin sözünü kestim.

"Görmedik, bilmiyoruz, tipi de tanıdık gelmedi zaten." Dedim hızla.

"Aynen."

"Bu beni pek tatmin etmedi. Siz yine bir şeyler karıştırıyorsunuz ama hadi hayırlısı." Diyip kabullendi.

"Bu çocuk kafasını yardığınız çocuk mu? Hani Yalçın mı ney?" Derdemez Batuhana döndük. Bizim sakladığımızı bir çırpıda söyledin ya helal olsun Batuhan ya. Valla helal. Pes, pes. Bari kankeytalarına yapma. El insaf be.

◆••◆••◆••◆
"Pes İskoçyalı peeees. Nasıl böyle birşey yapabilirsin. Pot kırdın diyecem ama pot çook havada kalır. Tek kelimeyle yuhh!"

"Allahım bari soracaksan yalnızken sor. Öyle pat diye Şerminin yanında niye söylüyorsun?" Hala Batuşa bağırıyor, çağırıyor, resmen yerden yere vuruyorduk. Ama hak etti mi? Sonuna kadar. Zaten ondan sonra annemden bir ton azar yedik. Hayir yani hiç gizli saklı işimiz olmayacak mı bizim? Hep mi yakalanır bir insan. Hep!!

× KUZEN ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin