Sabah kalktığımda başım çok ağrıyordu. Elimi başıma götürdüğüm anda anladım dün gece ıslak saçlarımla uyumuştum. Ağrı kesiciye ihtiyacım vardı. Ama burda kimseyi tanımıyorum. Kimse bana güvenip vermez o yüzden. Yatağımda doğruldum ve elimle havluyu başımdan çektim. Banyoya ilerledim ve banyo dolabından saç kurutma makinesi ile saçlarımı kurutmaya başladım. O sırada yatak odamdan bi ses geldi. Daha çok bir şeyin kırılma sesi gibiydi. Elime banyoda bulunan sabunluğu aldım ve yatak odama doğru yavaş adımlarla ilerledim.
- Kimsin.
- Güneş benim Can.
Gittim sarıldım ve kokusunu içime çektim. Geri çekildi ellerini cebine koydu ve kendini koltuğa attı.
- Can gelmeden önce ara bidaha nolur korkuttun.
- Tamam ararım.
- Eee neden geldin Can ?
- Hem seni merak ettim hemde bişey sormaya geldim.
- Sor o zaman.
- Sen neden hep bana Can diyosun ben senin sevgilin değil miyim ?
- Evet Can sevgilimsin ama sende biliyorsun benim senden önce hiç sevgilim olmadı.
- Güneş nasıl olmadı Ege neydi o zaman ?
- Can üzerime gelme.
Ellerim titriyordu. Ellerimi yumruk yaptım ama hala titriyordu.
- Can başım dönüyor.
Gözlerimi açtığımda etrafımda toplanmış üç kişi vardı. Biri Can diğeri beyaz önlüklü bir adamdı. Diğeride annem di.
- Can ne oldu bana ?
- Kendini yorma prenses. Ben hepsini anlatıcam sana. Şimdi siz annenle baş başa konuşun.
Elini, yakasında prf.dr. yazan soktor olduğunu anladığım adamın omzuna koydu. Doktor Can'ın yanında kısa kalıyordu. Biraz kilolu ve kahverengi saçlıydı. İkiside beraber odadan çıktıklarında annem elini elime koydu.
- Güneş annecim noldu nasıl oldu?
- Bişey yok anne üvey kardeş aldınız mı bana ?
Dedim alaycı bir sesle.
- Güneş kızım kardeş sanada iyi gelecek.
Yattığım yerden kalktım ve ellerimi açıp konuşmaya başladım.
- Ne bana iyi mi gelecek unuttun mu ben deliyim delilere kimse iyi gelmez anne aşık oldukları adam hariç.
- Güneş sen bilirsin ben yinede söyleme gereği duyuyorum. Üvey kardeşin senden 3 yaş küçük adı Pelin.
- Tamam anne getir bide ben tanışayım şu meşhur üvey kardeşimle.
Küçük bir kahkaha attım. O sırada kapı açıldı. O geçen kapımın yanında ağlayan kız içeri girdi ve annemin yanına oturdu.
- İşte kardeşin Güneş. Pelin ablanla tanışın.
- Ne sen geçen ağlayan kız değil misin?
- Şey evet ben ben Pelin sanırım sende benim ablamsın.
- Evet. Yani sanırım anne bizi biraz yanlız bırakır mısın ?
Annem kafasını olumlu anlamda salladı ve dışarı çıktı.
- Eee anlat bakalım Pelin.
- Adım Pelin 14 yaşındayım.
- Yok yok öğle degil hayat hikayeni anlat.
- Bir şartla.
- Neymiş o şartın.
- Bana asla acıma.
Kafamı olumlu anlamda salladım ve ona göz kırptım
- Dedigim gibi adım Pelin. Bu ismi bana dedem taktı. Annem ve babam ben 1 aylıkken kazada öldüler. İşte bende 5 yaşıma kadar dedemle birlikte kaldım. Babaannem ise dedemi terk etmişti. Dedem bunu öğrenince delirdi kendini öldürmesi için kiralık katil bile tutmuş. Tabi bunların hiç birini ben hatırlamıyorum. Komşularımız anlatırdı bunları bana. İşte sonra dedemi bu hastaneye yatırdılar ve şizofren teşhisi konuldu. Benide yetimhaneye verdiler çünkü başka bir akrabam falan yoktu. İşte hafta sonları dedemin yanına gelirim ziyarete. Ama sonra annen ve baban beni evlatlık aldılar.
- Üzüldüm.
- Sana bana acıma demiştim m bu arada annene ve babana, anne baba diyeilirmiyim abla?
- Tabiki diyebilirsin zaten bende deliyim deli birine abla demek zorunda değilsin.
- Deli değilsin sen öyle sanıyorsun abla. Can abiyle aranızda ne var ?
- Şey sevgilim ama sanırım bana biraz kırgın.
- Tamam abla bizim gitmemiz gerekiyo.
Dedi ve odadan çıkıp gitti. Sanırım herkes gitmişti. Kendimi yatağıma attım uykuya ihtiyacım vardı. Ama uyuyamıyordum. Çantamdan çıkardığım uyku hapını içtim ve pijamalarımı giyip yatağıma girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ'İM
Teen FictionZorluklara karşı mücadele ederken karşına çıkan herhangi bir şey seni o hayattan soğutabilir. Güvendiğimiz insanlarda bıçaklayabilir bizi. Yakınımızdaki insanlari iyi seçmeliyiz.