Gözlerimi açtığımda evdeydim. Annem gelme demişti. Ne yani şu insanların ölmeden önce gördüğü beyaz sahneyi mi gördüm ben.
Yatakta ayaklarımı sarkıttım. "Caaannn!" diye son ses bağırdım. Ama içeri giren kişi babamdı. Yanıma oturdu ve beni dizine yatırdı. "Baba annem gitti mi?" diye fısıldarcasına sordum."O her zaman bizimle bitanem." babamın canı yanıyordu.
Babam yatakta ayağa kalktı ve benide kaldırdı. Üzerimde dün girdiğim kıyafetler vardı. Aşağıya indirdi. Kahvaltı hazırdı ama canım birşey yemek istemiyordu. "Baba sen ye ben aç değilim. " dedim babama.
" Güneş oturur musun kızım. Annen için ye bari."
Babamın zoruyla masaya oturdum. Sadece salatalık yemiştim. "Baba daha fazla bir şey yiyemeyeceğim. Mezarlığa gidicem ben." Babam kafasıyla onayladı.
Odama çıktım siyah pantolon ve siyah tişört alıp giydim. Asker yeşili yağmurluğumu giydim ve siyah şal alıp başıma attırdım. Can'ı aradım ve gelip beni almasını söyledim. O sırada bendeasker yeşili rugan botlarımı giydim. Boyundan Asmalı siyah çantamı alıp içine telefon ve para koyup evden dışarı çıktım.
Can gelmişti. Ilerledim ve ön koltuğa oturdum. Can ile yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ama mezarlığa gideceğimizi biliyordu. Mezarlığa geldiğimizde indik. Can beni kolunun arasına aldı ve annemin mezarına doğru ilerlemeye başladık.
Yaklaştıkça göz yaşlarım hıçkırmaya dönüşüyordu. Bir mezarın önünde durduğumuzda yere yavaşça eğildim ve mezara sarıldım.
Can ise biraz ilerde beni izliyordu. Mezara sıkıca sarıldım. " Anne beni bırakma" diye bağırdım. Ben şimdiden annemi çok özlemiştim.
Can bağırdığımı duyunca yanıma geldi ve beni mezardan kaldırdı. Her ne kadar burda daha fazla kalmak istesemde burada kalmam benim için iyi olmazdı.
Can tekrar kolunun arasına aldı ve diger eliyle göz yaşlarımı sildi. Arabaya bildiğimizde Can radyoyu açtı. Hem Can hem ben aynı anda şarkıyı söylüyorduk. Şarkı söylemeyi çok seven ben şuan kafamı dağıtmak için şarkı söylüyordum.
Dünden beri içimde bir sıkıntı yokluyor beni.
Anlıyorum yakmışsın gemileri.
Seviyordum,biliyordum ve gidiyordum.
Geri alabilmek mümkün olsq herşeyi.
Inandırmazmıydım aşka seni. Hem o taç kalbini.
Gider mi insan çok seviyorken şimdi dur demem nasıl olsa birgün anlar beni anlarsın.
Yalanlarla bırakma beni böyle gözlerime bak doğruyu söyle ama korkak sen bi korkaksın.
Şarkı bittiğinde göz yaşlarım kesilmişti. Bugün pazardı yarın okul vardı. Kahretsin Kaya ile aynı okulda hatta aynı sınıftaydık. Ama şuan bunları düşünemezdim.
Araba durduğunda kafamı vama çevirdim. Burası bizim mahalle sinemamızdı. Annem ve babamla en az ayda bir kere gelirdik.
Can kapımı açınca indim. Elimi sıkıca tuttu. Şuan sinemaya gelmek istemiyordum ama Can'a söylersem daha çok kafasına takardı.
Sinemanın içine girdiğimizde içi yaşlı bir çift dışında boştu. Evet iki tane tonton teyze ve tonton amca el ele sinemadaydılar. Aşkın yaşı diyorlardı ya işte o söz gerçekmiş.
Can ile ortalarda bir yere oturduk. Mısır severdim ama artık mısır yemekten bıkmıştım. Mısır yerine Can ikimizede kahve almıştı.
Kahvemden bir yudum alınca aklıma yine annem gelmişti. Annem kahveyi çok severdi. Ah canım annem benim.
Film başladığı zaman içeri bir adam girmişti. Gitti ve em arka koltuğa oturdu. Benim bildiğim genelde sevgililer arka koltuğa otururdu.
Filmin ortalarına doğru oğlanın annesi ve babası kızı istemeye gidiyorlardı. Kız en azından şanslı beni sadece babamdan isteyecekler.
Film bittiğinde Can elimi tekrar tuttu. Tam kapıdan çıkacaktık ki tuvalet ihtiyacım vardı. Can'a tuvalete gideceğimi söyleyip yanından ayrıldım.
Ben tuvalete gireceğim zaman en arka koltuğa tek başına oturan adamda tuvaletten çıkıyordu.
" Güneş bir beklermisin."
Bu ses o garip adamdan çıkmıştı.
"Ismimi nerden biliyorsunuz. "
" Güneş ben Can'ın babasıyım ama o amcası olarak görmek istiyor."
" Eee"
" Ben Can'ın üzülmesine dayanamıyorum biran önce evlenin ve mutlu olun."
" Evlenmek mi daha kaç yaşındayız biz."
" Güneş ben oraları halledicem yeterki evlenin. "
" Ben bu yaşta evlenmem anca nişanlanırım."
" Tamam Güneş onada rağzıyım yarın akşam istemeye geliriz."
Allahım neden herşey çok ani oluyor ya. Tuvalete girdiğimde ihtiyacımı karşıladım ve ellerimi yıkayıp tuvaletten çıktım. Can kapıda bekliyordu yanına gittim ve elini tuttum.
Arabaya bindiğimizde Can arabayı kullanmaya başladı.
"Can biraz önce babanla yani amcanla konuştum beni istemeye gelecekmişsiniz."
" Güneş'im bu yaşta mı."
"Aşkım evlenin dedi bende olmaz anca nişan dedim."
"Of ya tamam."
Arabayı durduğunda bizim evin önündeydik. Ikimizde indik ve evin kapısına ilerledik. Kapıyı babam açtı zaten annem olmadığına göre babam açacaktı.
"Hoşgeldiniz çocuklar. " dedi babam bizde hoşbulduk diyip salona oturduk.
" Baba yarın Can ve babası beni istemeye gelecekmiş."
"Çocuklar fazla erken değil mi?"
" Evet baba ama Can'ın babası öyle dedi. "
" Çocuklar siz bir hafta tatile gidin. Ben idare ederim hem isteyemezler seni."
" Baba seni burda bırakamam."
" Güneş işleri zorlaştırma bitanem bişey olursa ararım. "
Tamam dedim ve odama çıkıp bavulumu hazırladım. Aşağı indiğimde babam ve Can koyu muhabbet içerisindeydiler.
Babama sarıldıktan sonra evden çıktık. Can'ın evine uğradığımızda Can'da bavulunu hazırladı. Ve yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ'İM
Novela JuvenilZorluklara karşı mücadele ederken karşına çıkan herhangi bir şey seni o hayattan soğutabilir. Güvendiğimiz insanlarda bıçaklayabilir bizi. Yakınımızdaki insanlari iyi seçmeliyiz.