Güneş'im olurmusun?

82 15 0
                                    

Sabah burnuma gelen çilek kokusuyla uyandım. Üzerimde eller vardı. Kafamı döndürmeye çalıştım ama bunu yapamadım. Kolundaki saatten anladığım kadarıyla bu Can'dı. Üzerimde ki elleri ittim ve yataktan kalktım. Ve yorganı kafasına kadar çekmiş olan sadece kolu dışarıda olan Can'a baktım. Yorganı kaldırır kaldırmaz çığlık atmam bir olmuştu.

-Egeeeeee.

- Güneş bağırmayı kes.

- Çık odamdan psikopat.

Yatakta oturur pozizyona geldi ve eliyle saçlarını düzeltti.

- Güneş sensiz yapamıyorum.

- Ege sen nasıl birisin ya Can senin yüzünden ölüyodu.

- Güneş bana Can demeyi kes onu öldürebilirdim de.

- Onu öldürseydin şuan seni yaşatmazdım. Çık dışarı .

- Güneş bi kere dinle nolur.

- Sen sadece bu kapıdan dışarı çıkma hayatımdan çık senin yüzünden Defne ile aram kötü. Can hasta ve beni buraya tıktırdın.

- Ney hayır ben tıktırmadım buraya seni.

- Allah belanı versin çık dışarı.

Bidaha bişey deme gereği duymadan. Kapıyı açtı ve çıkıp gitti.

Amacı neydi bunun ? Benim Can'ıma zarar vermişti. Ona bişey olursa bende yaşayamazdım. Gözümde tutamadığım yaşlarımı saldım. Ağlamaktan nefret ediyorum.

Yatağımı topladım. Ve üzerimdekilerden kurtulup banyoya gittim. Küveti ılık suyla doldurdum ve içine bıraktım kendimi. Telefonum çalıyordu. Çıkmam gerekiyordu. Hızlıca tıpayı kaldırdım ve üzerime bornozumu giydim. Banyodan çıkıp yatak odasına geldim ve telefonu açtım.

- Alo Güneş.

- Efendim Can'ım.

- Bugün bişeyler yapsak?

- Olurda burdan nasıl çıkıcam?

- O iş bende Güneş'im. Hazırlan bahçede seni bekliyorum.

Telefonu kapattım . Siyah bilekte pantolonumu giydim. Üzerine siyah beyaz çizgili bol tişört giydim. Beyaz air max larımı giydim. Saçlarımı kuruttum ve yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptım. Siyah küçük çantamın içine telefonumu, cüzdanımı ve güneş gözlüğümü koyup odadan çıktım. Asansöre bindim ve 1. Kat butonuna bastım. Asansörün kapısı açıldı ve bahçeye doğru ilerledim. Can bir bankta oturmuş telefonuyla konuşuyordu. Ben yanına gidince hemen kapattı ve sıkıca bana sarıldı. Bende karşılık verdim. Sonra elimi tuttu. Ve arabaya doğru ilerlemeye başladık.

Arabanın kilidini kumanda ile açtı. Ön koltuğa oturdum ve kemerimi taktım. Can'da arabanın arkasında dolanıp koltuktaki yerini aldı. Ve arabayı sürmeye başladı. Yolculuk boyunca hiç konuşmadık ikimizde. Deniz kenarında dışında ingilizce yazılar yazan bi kafenin önünde durduk. Ikimizde aynı anda arabadan indik. Can yanıma geldi ve elimi sıkıca tuttu. Kapıda yakışıklı ve boyuna göre fit olan takım elbiseli adam Can'a " Can Bey herşey hazır." Dedi. Can adamı kafasıyla onayladı ve gülümsedi. Binanın içerisine girdiğimizde içeride kimse yoktu. Ortada kare bir masa vardı. Masanın üzerindeki şamdanlar ve güller bir hayli romantikti. Masasının etrafında gül yapraklarından kalpler vardı. Can'a alamamış gözlerle baktım. O sadece gülümsedi. Ve masaya doğru ilerlemeye devam ettik. Sandalyemi çekti ve kibarca beni sandalyeme oturttu. Masanın etrafında dolaşıp kendi yerini aldı.

Sanki artık beni sevmiyordu. Bana iğrenir gibi bakıyordu. Sanki artık benim olan kalbi başka biri için atıyordu. Buraya benden ayrılmak için getirmiş olabilirdi ? Ama bu güller neydi ?

- Can.

- Güneş şimdi sus bitanem sus.

- Tamam.

- Bak Güneş sen benim en değerlimsin. Bu sevgilim olduğun için değil sen benim ilk arkadaşımsın. Ben sana 10 yaşında aşık oldum Güneş. Beraber pes oynuyorduk bizim evde. İşte o zaman kafamı sana çevirdim ve sen benim için çok farklıydın. Güneş ben çok ağladım. Çok üzüldüm. Ama senin bi suçun yok. Sana en yakın davranan kişi bendim ve seni sevdiğimi sana söyleyemedim. Utandım. Evet aşkımdan utandım. Ama asla ve asla şimdi olsa hemen söylerdim. Küçüktüm kızım anla. Ben her gece senin fotoğrafına bakarak uyurdum Güneş sırf sabah benim güneşim sen ol diye. Lisede 1 sene senden ayrı kaldım ama sonra sende bizim okula geldin. Şimdi yanımda yoksun Güneş. Benim Güneş'im artık sabahları doğmuyor. İzin ver o Güneş doğsun.

Önümde eğildi ve cebinden çıkardığı kırmızı kutuyu açtı;

- Güneş'im olurmusun?

Gözyaşlarımı yine tutamadım ve Can'ın elini tuttum ve ayağa kaldırdım. Sarıldım.

GÜNEŞ'İMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin