Sabah gözümün içine kadar giren güneş ışıkları ile uyandım. Yatağımdan kalktım ve odamda bulunan banyoya gittim. Küveti soğuk su ile doldurdum. Şu sıralar soğuk suya ihtiyacım vardı. Limonlu duj jelimi de suya döktüm. Su köpürürken bende üzerimdekileri çıkardım.
Soğuk su ilaç gibiydi.Soğuk suda biraz daha kalırsam hasta olabilirdim. Hasta olmamak için sudan çıktım. Bornozumu üzerime giydim. Banyodan çıktım. Dolabomında siyah pantolon ve siyah düz bir tişört çıkartıp giydim.
Tekrar banyoya yöneldim ve saçlarımı kurutup balık sırtı ördüm. Sanırım saçlarımı boyatmam gerekiyordu. Şuana kadar hiç boya değmemiş saçlarımı feda edemem ama.
Odama geri döndüm ve yatağımı topladım. Odamdan çıktım ve merdivenlerden ikişer ikişer inerek mutfağa yöneldim.
Masa hazırdı. Sanırım Defne erken kalkıp hazırlamış diye düşünürken karşımda omlet yapan bir Can beklemiyordum.
Kalpli mutfak önlüğü ve rampa saçlarıyla muhteşemdi." Ovvv Can muhteşem görünüyor omletler." dedim. "Omletler mi muhteşem ben mi aşkım? " dedi kendini beğenmişce. "Tabiki sen" dedim ve mutfak sandalyelerinden birine oturdum.
"Can Defne nerde aşkım? "
" Onun işi vardı erken gitti." dedi omlet yapmaya devam ederek.
Can omlet yaparken onu izliyordum. Allah özene bezene yaratmış resmen. Bir insana rampa saç bu kadar mı yakışır Yarabbi. Normalde bir erkek bu önlüğü taksa gülmekten şuan yaşayamazdım ama Can'da bir farklı durmuştu önlük bile.
Yukarıdan telefonumun sesi geldiğini duyunca yukarıya doğru koştum. Telefonumu aldım ve yatağa oturup açtım.
"Efendim Mert?"
" Can yanındamı knk?"
" Evet benim evdeyiz."
" Size geliyorum beni bekleyin."
Dedi ve telefonu kapattı Allah Allah durup dururken noldu ki? Telefonumu pantolonumun cebine koydum ve yatakta oturduğum yeri düzeltip aşağı indim.
Can omletleri bitirmiş masada oturuyordu. Karşısındaki sandalyeyi çektim ve karşısına oturdum.
"Can aldığın o salatalığı hemen geri bırak daha misafirimiz gelmedi." dedim Can'ın salatalığı eline aldığı eline yavaşça vurdum.
" Ne misafiri ya. İnsanı bir sevgilisiyle rahat bırakmıyorlar."
Dedi küçük bir çocuk gibi somurtarak." Sabret azcık. " dedim bir anne şefkati ile.
O sırada tekrar telefonum çaldı. Pantolonumun cebinden telefonu çıkardım ve açtım.
"Efendim anne?"
"Kızım ben baban." dedi ağlayan bir ses tonuyla.
" Baba bana annen iyi de nolur."
"Kızım annen öldü. "
Telefonum elimden kaymıştı. Kendimi yere attım. Gözlerimden akarsu gibi yaşlar akıyordu. Annem gitmişti. Beni bırakmıştı. Can yanıma geldi. Can beni kucağına aldığı gibi evden çıkarttı.
Arabaya bindiğimde hareket edemiyordum. İçimden çığlık atmak geliyordu ama sesim çıkmıyordu. Lan her mutlu bir şeyin ardından kötü bir şey oluyo.
Annem kanserdi. Benim üzülmemem için son 1 ay ondan uzak durmuştum. Lan ben burda aşk peşinde koşarken o kadın orda canı ile savaş veriyordu.
Benim gibi evlat olmaz olsun. Allah belamı versin benim ama annem ölmesin.
Can arabayı durdurduğunda arabadan hızlıca indim. Koştum ve görevliye annemi sorunca morgta olduğunu söyledi. Anneniz morgda diyince sanki dünyam kaymıştı. Doktorların imzalamasını bekliyen dosyaların hepsini yere attım.
Morga gelmiştik. Babam kapıda oturmuş ağlıyordu. Amcam onun yanında omzunu sıvazlıyordu. Morgun kapısını yavaşça açtım.
İçerisi çok soğuktu. Ateşin olunca üşürsün ya işte o üşüme morgdaki soğukluğun yarısı bile olamazdı. Morgun ortasında mermer yatağın üzerinde biri vardı onun üzerinde de beyaz çarşaf.
Yaklaştım çarşafı yavaşça aşağı doğru sıyırdım. Saçları hala uzundu. Eğildim ve ağlarken saçlarını kokladım. Hala annem gibi kokuyordu. Yorganı azcık daha aşağıya indirdim. Yüzü tamamen görünüyordu. Göz altları mordu.
Küçükken her "anne" diye bağırdığımda yanıma gelen annem artık hiç bir zaman gelmeyecekti. Gitmişti annem çok uzaklara.
Gözümden akan yaşları avcumun içiyle sildim. Annemin elini bulduğum gibi elini tuttum. Onsuz nasıl yapıcaktım ben ? Onsuz bir ay geçirirken varlığını hissediyordum ama şimdi varlığı bile yoktu.
Ben cidden nasıl bir evlattım. Lan o benim annemdi. O kadın orda acı çekerken ben aşk meşkle ugraştım. Annemi son kez öptüm ve morgdan çıktım. Kapıya dayandım ve yere kaydım.
Karşımda duvar vardı ama duvar bir anda koridora dönüşmüştü. Ayağa kalktım üzerimde beyaz uzun bir elbise vardı. Babam yoktu neredeydi? Sesler geliyordu ama kimse yoktu. O sırada annemim sesi duyuldu
"Kızım Güneş'im sakın buraya gelme bitanem. Babanı ve Can'ı yanlız bırakma. Senin her zaman yanında olucam. Kızım affet beni gidiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ'İM
Novela JuvenilZorluklara karşı mücadele ederken karşına çıkan herhangi bir şey seni o hayattan soğutabilir. Güvendiğimiz insanlarda bıçaklayabilir bizi. Yakınımızdaki insanlari iyi seçmeliyiz.