-15-

11.1K 635 93
                                    

Medya: Selim Sağlam. (Ne kadar da ismiyle soyismi uyan bir amca bey. Bir de genç. Bir de MaşaAllah.)

Buğra'dan:

"Hayırdır?"

Sesinden tırsıtan adam yanımıza geldiğinde Güven kollarıyla yerden destek alıp ayağa kalktı.

"Güven n'oluyor?" diye sordu Ezra'ya sarılan adam.

Güven bana bir bakış attıktan sonra ölmüş bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Şey..Ben eve girecektim, bu çocuk.." deyip işaret parmağıyla beni gösterdi. Devam etti.

"B-bir anda üzerime saldırdı. Yumruk atmaya başladı. Karşılık bile veremedim çok hızlıydı." dediğinde gözlerim hayretle açıldı. Yine sevgisine sahip çıkamayacaktı öyle mi!?

"Ne diyorsun lan sen?! Doğru düzgün anlatsana şunu!" diye bağırdığımda irkildi. Benimle göz teması kurmaktan kaçınıyordu. Fakat ben bunda ısrarcı olduğumu belli edercesine büyütmüştüm gözlerimi.

Güvensiz Güven bir bana bir de Ezra'nın amcasına bakıyordu. Ezra'nın amcası ise sadece bana bakıyordu. Artık bakışlarıyla psikolojik baskı uyguladığında susmamıştım.

"Ne? Oradan bakınca önüne gelene saldıran sadist birisine mi benziyorum? Olayın başını atladı. Sonunu da anlatmadı." diyerek ilk savunmamı yaptım.

Amca Bey, kollarını göğsünde kavuşturmuş bir vaziyette bana bakarken konuştu.

"Senden de dinleyelim o zaman." dediğinde anlayışla kafamı salladım.

"Şimd-"

"Olmaz!" Daha ilk kelimemi söylememe izin vermeyen sinir bozucu herife ölümcül bir bakış attım. Cidden bu oğlan yalan söyleme özürlüydü.

Az önce patlattığım kaşı karanlıkta da olsa kendini belli ediyordu. Yüzüne vuran sokak lambasının ışığıysa kıpkırmızı olduğunu gözler önüne sermişti. Yalan söylerken kekelemesi de onun için dezavantajdı.

"Neden olmazmış?" diye kuşkuyla sordu Amca Bey. Aynen, neden olmazmış?

"Çünkü...Selim Abi sen bana güvenmiyor musun? Bu herife mi inanacaksın, bana mı? Ne gerek var anlatmasına?" dediğinde sinsice sırıttım. Kendi kendini ele vermişti salak.

"Öhöm. Selim Bey, sizce söyledikleri gerçek olsaydı, benim anlatmamda bir sakınca görür müydü?" diye sorduğumda Güven'in sağ gözünün seğirdiğini ve yumruğunu avcuna vurduğunu görmüştüm.

Ya işte böyle lappadanak kalırsın Güven Efendi. Senin karşında Gencerlerin asil genci Buğra Gencer var ulan! Hayırdır, sen kimsin?

"İsmin Buğra mıydı?" diyen karizma diss sese doğru döndüm. Havam pış pış giderken içimi tırsıntı kaplamıştı. Ezra'nın aile üyesiyle tanışma sendromu işte.

"Evet Buğra ben. Buğra Gencer." İstediğim kadar heyecanlı olayım bunu dışarıya -Ezra hariç- yansıtmama gibi bir süper gücüm vardı.

Her neyse, yine havalıyım.

"Konuşalım biraz seninle." dediğinde Güven'i arkasında bırakıp ilerlerken ben de peşinden gidiyordum. O kadar sert ve sinirli bakıyordu ki 'Beni nereye gömeceksin?' diye sormamak için kendimi zor falan tutmamıştım. İçime atmıştım onu. Derine. Aklıma Türkçe pop, Allah Allah nidalarıyla gelirken kaçmak istiyordum. Nereden çıktı şimdi Murat Dalkılıç?

Derineeee. Derinee daha derineee. Adını kazı derimeeee. Kopara-

"Şu olayı doğru düzgün anlatır mısın?"

KuleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin