-30-

8.6K 725 96
                                    

BUĞRA

"O zaman biz bir Hazar'la beyin fırtınası yapalım," dedi ve cebinden telefonunu çıkarıp mesaj yazmaya başladı. Acaba kendimi nasıl affetirebilirdim?

Pasta yapsam yer miydi?

Portresini falan çizsem, klişe mi olurdu?

"Bugün Ezra'nın doğum günüymüş." dediği anda iliklerime kadar halay çağrısı yapıldı. Ama karnıma ve koluma dikkat etmem amacıyla bu hevesim kursağımda kalmıştı. Kolumda bir yer kesilmiş düşerken, nasıl kesildi, kim kesti, sorularımı cevaplamak için kafam pek basmamıştı. Dikiş vesaire atıp sargı sarmışlardı. Ama kolumu kullanmama engel olacak kadar ciddi bir şey olduğunu sanmıyordum.

"Oğlum, çok ballıyım ha," dedim ve çantanın fermuarını kapattım. Taburcu oluyordum da.. -,-

Mete ayağa kalktı ve çantayı sırtına taktı.

"Ablamla eniştem çağırdı.
Çıkışta seni alıp onlara götürecekmişim. Gelecek misin?"

"Ablanla enişten kim lan senin?" diye anlamayıp sorduğumda,

"Kafandan falan da darbe almış olmayasın? Ablam; Elif. Eniştem; Murat," dedi ilkokul çocuğuna ders anlatır gibi.

"Hayatında Murat'a doğru düzgün enişte dememişsin, ne şekül şükül yapıyorsun? Aklıma gelmedi bir an," dedim. "Onu bunu geç de, ben ne yapayım Ezra'ya?"

"Buluruz akşama kadar bir şeyler. Sen geliyor musun benimle, gelmiyor musun?"

"Ağabeyim bekliyor dışarıda, göndermez ki. Yengem evde yemek falan hazırlamıştır muhtemelen. Murat'a da söyle beni aramasın, trip atacağım," dediğimde,

"Bazen içine kız kaçtığını düşünüyorum," dedi.

Benim tepem attı tabii. Elimi kaldırıp avcumun içini kafasına geçirdim.

"Bözön öçönö bör köz köçtöğönö döşönöyöröm," diyerek ağzına ökendikten sonra konuşmamı düzeltip devam ettim.

"Alışmışsınız bir erkeğin yaptığı herhangi bir harekette ona "kız gibi" sıfatını yapıştırmaya. Neden yeriyorsunuz kadınları, anlayamıyorum. Bu çok mantıksız," diye sinirle konuştum ve önden önden yürüyüp odadan çıktım.

Ağabeyim kapının önünde telefonuyla uğraşıyordu. Kapının kapanış sesiyle arkama baktığımda Mete'nin de odadan çıktığını görmüştüm.

Telefonunu cebine atıp bize döndü.

"İşlemleri hallettim ben, hadi çıkalım şuradan," dedi ve arkasını dönüp koridorda ilerlemeye başladı.

Arkasında ben, arkamda Mete, ilerliyorduk.

"Bence sürpriz doğum günü hazırla," dedi yanıma yanaşıp.

"Hı?" dedim, anlamama rağmen.

"Bir kafe kirala. Ben Hazar'la konuşurum, Hazar getirir onu istediğimiz yere," dedi.

Birkaç saniye dediklerini kafamda tarttıktan sonra kolumu kafasına sardım ve tepesinden öptüm.

"Zeki çocuk."

EZRA

"Ne sürprizi yahu bu saatte?" diye mıymıy konuştuğumda Hazar oralı bile olmamıştı.

"Gideceğiz dedim mi, gideceğiz. Uzatıp dilini yorma gülüm, kalk hazırlan," dedi. "Güzel giyinmezsen bıçaklarım."

"Bu saatte babamın izin vereceğini düşünüyor musun gerçekten? Ayrıca o kadar entrika yaşadım. Kaçırdılar ulan! Akşam akşam çıkmam ben dışarıya falan," diye huysuzluk ettim.

KuleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin