I am already crazy

1K 87 46
                                    

Gözlerimi açtığımda mahzen gibi bir yerde bulmuştum kendimi. Korkuyla etrafıma bakındığımda bir şey görememiştim.

Yandaki duvardan destek alıp ayağa kalkmaya çalıştım ama başımda feci bir ağrı vardı. Ah lanet olsun, Tate'in başıma vurduğunu ve bayıldığımı hatırlıyorum.

Peki lanet olasıca şey nerede?

"Hey neredesin?"

Avazım çıktığı kadar bağırmıştım ama ses yoktu. Umutsuzca duvar kenarına çöküp kendi kendime sövmeye başladım.

"Ah Malia ben senin o eve giden ayaklarını da seni de... Bok vardı da milletin işine karışıyorsun. Bu manyak kim bilir bana ne yapacak? Güya benim için başka planları varmış."

"Evet senin için başka planlarım var" diyerek kapıdan içeri girdi Tate, ah sonunda gelebilmişti.

"Kendi kendine konuşuyorsun, sanırım delirmeye başlıyorsun" dediğinde kahkaha atmıştım.

"Ben zaten deliyim, zamanla anlarsın" dediğimde bu sefer o gülmüştü.

"Bunu anlayacak kadar yaşamayacak olman üzücü öyle değil mi?"

"Demek beni öldüreceksin" dedim yaslandığım duvar dibinden kalkarak.

"Genelde bunu duyan insanlar korkarlar."

"Ölüm korkutucu evet, ölmek istemiyorum ama seni gördüm Tate. Seni komşumuz James'i hiç çekinmeden öldürüşünü gördüm. Daha önce de seni çokça kez bunu yaparken görmüştüm. Kısaca, kafana koyduğun şeyi yapacağını biliyorum."

O bana memnun olmuş bir şekilde bakarken konuşmayı sürdürdüm.

"Ama beni neden hemen öldürmediğini anlayamadım. Benimle başka planların varmış ve açıkçası bunları deli gibi merak ediyorum"

Tate yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladığında tüm vücudum kasılmıştı. Hayır, ondan korkmuyordum. Onun her şeyi beni etkiliyordu. Ona karşı ne hissettiğimi tam olarak bilmiyorum, saplantı gibi bir şeydi benimkisi. Onu defalarca kez insanları öldürürken görmüş olsam da onun cazibesine kapılmadan edemiyordum. Beni öldürse bile umrumda olmazdı sanırım, gerçi zaten ölmüş olacaktım.

"Uzun zamandır seni arıyordum Malia, uzun zamandır seni bulmaya çalışıyordum ama sen burnumum dibindeymişsin. Soyadın beni yanıltmış olmalı. Malia Tate hah?"

"Evet, neden yanıltıcı olduğunu anlamadım"

Yaklaşıp bir eliyle saçımı okşadıktan sonra nefesi yüzüme değecek kadar bana sokulmuştu.

"Hale ailesi hakkında bir şey duydun mu hiç?"

Hale ailesinin bu olayla ne alakası vardı şimdi. Ayrıca bu kasabadaki herkes Hale efsanesini bilirdi.

"Evet biliyorum, buradaki herkes o efsaneyi bilir."

"Beni aydınlat o zaman"

Benden uzaklaştığında rahat bir nefes alabilmiştim.

"Yaklaşık 1000 yıl önce Hale ailesi üyeleri Langdon soyundan gelen bir kılanı lanetlemişler. Kendi kanları ile. Bu olaydan sonra iki klan düşman olmuş ve Langdonlar bu laneti kaldırmak için yollar aramaya başlamışlar."

Efsaneyi anlattığım zaman onun yüzündeki gülümsemeyi görebilmiştim.

"Langdon ailesi hakkında bildiklerin bu kadar mı?" dediğinde ona anlamaz gözlerle bakmıştım.

"Merak etme, sana ailemiz hakkındaki her şeyi anlatacağım" dediğinde korkuyla bir adım geri çekilmiştim.

"Ve bu lanetin nasıl kalkacağını biliyorum" dedi bana iyice yaklaşarak. Kulağıma doğru eğildi "Ve bunun için seni kullanacağım, Malia Hale"

Son kelime vücudumu delip geçerken o geri çekilip yürümeye başlamıştı bile. Malia Hale mi? Bu mümkün olamazdı. Yoksa olabilir miydi?

---Bölüm Sonu---

Run From Me (Tate-Malia)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin