I really don't care

702 62 77
                                    

Tate'den:

"Demek patronu tanımıyorsun?"

Önümdeki adamın kolunu terse doğru çevirip acıyla inlemesini sağladım.

"Patronla alakam yok, bırak beni."

Dizimi adamın sırtına doğru bastırdım ve ters çevirdiğim kolunu sertçe bıraktım.

Yere düştüğü anda üstüne çıkıp elimdeki bıçağı boğazına dayadım.

"Tamam bırakayım."

Elimdeki bıçakla boğazında büyükçe bir yara açtım, kanın büyük bir kısmı tişörtüme sıçramış olsa da buna aldırış etmemiştim.

Birkaç saniye vücudu titredi, titredikçe kanlar daha da fazla saçıldı etrafa.

Sonunda titremesi kesildiğinde ondan uzaklaşıp arka taraftaki arabama doğru ilerlemeye başladım.

Patronla bağlantısı olduğunu düşündüğüm üçüncü adamı da öldürmüştüm bugün. Cidden işlerim fevkalade yolunda gidiyor.

Kanlı tişörtümü üstümden çıkarıp arabanın bagajına fırlattım ve bagajdaki tişörtlerden birini üstüme geçirdim.

Hava kararmıştı ve eve dönme vaktim gelmişti artık.

Arabayı doğruca Matt'lerin evine sürmüştüm.

Eve vardığımda Matt hala uyanıktı.

"Uyumamışsın."

"Uyusam beni öldürürdün. Tate gitmeden önce bir şey demem gerek. Yarın kardeşim Zach gelecek, Malia ile tanışmak için."

"Tamam gelsin, sorun yok. Zach'i severim bilirsin."

Onun yanından ayrılırken Matt de odasına doğru hareketlenmişti.

Odaya girdiğim zaman Malia'nın uyuduğunu fark edip adımlarımı yavaşlattım. Şimdi uyanırsa bir ton şey söyler, çekilmez.

Dolabımdan pijamalarımı çıkarıp üstüme geçirdim hızlıca, ardından yatağın ortasına yayılmış bir şekilde yatan Malia'yı kenara doğru çekip onun yanında açılan boşluğa uzandım.

Malia'ya arkamı dönmüştüm ve pencereye dikmiştim gözlerimi.

O an Malia'nın evden kaçtığı gün geldi aklıma, neredeyse delireceğim gün.

Vücudumu Malia'ya döndüm bu sefer. Deliksiz uyuduğuna yemin edebilirdim. Onu zincirlediğim bodrum katından sonra burası ona cennet gibi gelmiş olmalı.

Aslında hak ettiği şey buydu, benim tarafımdan ona asla sunulmayacak şey.

Özgürlük, mutluluk.

Bir Hale kızının hak ettikleri bunlardı.

Ama o, benden önceki hayatında bile bunları bulamamış. Mutsuzluk silsilesi içinde yuvarlanmaktan başka bir şey yapmamış.

Yine de onun başına gelen en kötü şey bendim. Hem bana aşıktı, hem ona zarar veriyordum.

Daha yeni onu kullandığıma dair bir şeyler söylemiştim ona.

Açıkçası onu kullanmak istesem çoktan kullanırdım.

İstediğim tek şey güçlerimi alabilmekti, bunun için de onu öldürmeliydim.

Başka bir yol bulsam acaba Malia'yı öldürmekten vazgeçer miydim?

Şu saçmalıkları düşünmeye ara vermelisin Tate, düşünmem gereken tek şey kendin ve güçlerin.

Run From Me (Tate-Malia)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin