Don't kill him

363 23 13
                                    

Gözlerimi depo gibi bir yerde açtığımda karşımda oturan Paul'u net bir şekilde görebiliyordum.

"Sonunda uyandın."

Bileğimdeki kelepçeler canımı fazlaca yakıyordu ve gücümü hissedemiyordum.

"Bu odada gücünü hissetmen imkansız güzelim, boşuna deneme."

Ayaklanıp yavaş adımlarla yanıma gelmişti, sonrasında dizleri üstünde eğilip yanıma çöktü.

"Ona çok benziyorsun." Dedi iç çekerek. "Ona neden bu kadar çok benziyorsun? Bakışların bile onunla aynı."

Elini saçıma doğru hareket ettirdiğinde geriye çekilmiştim ama beni kolumdan tutup kendine çekti.

"Kaçma benden."

"Ben o değilim Paul bunu sen de biliyorsun."

Dudakları üzüntü ile titredi, sonrasında aniden beni itip üstüme uzandı.

O denli korkmuştum ki.

"O olmadığını biliyorum seni küçük aptal. Eğer o olsaydın beni seviyor olurdun!"

"İn üstümden." Dediğimde cebinden bir bıçak çıkarmıştı.

"Şimdi bana, Matt'in yerini söyleyeceksin. Yoksa canını çok fena yakarım."

"Onun yerini bilmiyorum." Dediğimde bıçağı hafifçe boğazıma bastırdı.

"Bildiğine eminim. Söyle"

"Bilsem de sana söylemezdim ama bilmiyorum."

Aniden bacağımda bir acı hissettiğimde dişlerimi sıkmıştım. Bacağıma bıçağı sokmuştu.

"Söyle dedim sana."

"Bilmiyorum."

Bıçağa çevirmesi ile dudaklarımdan bir inleme dökülmesi bir oldu.

"Buna sabaha kadar devam edebilirim Malia, bana yerini söyle diyorum."

Başımı hayır dercesine salladığımda bıçağı sertçe bacağımdan çıkardı.

Bıçağa bulaşmış kanı hafifçe dudaklarıma sürmüştü.

"Çok yakıştı."

Parmaklarından birisini dudaklarıma değdirdi ve kanı iyice dudaklarıma yaydı.

"Bu beni delirtiyor, sen beni delirtiyorsun." Nefesinin hızlandığını göğüsüme çarpan göğüsünden anlıyordum.

"Ben iğrenç bir Langdon'a aşığım unuttun mu?" Dediğimde yüzündeki etkilenme yerini nefrete bırakmıştı.

"O pislikte ne buluyorsun cidden?"

Cevap vermediğimde bir eliyle yüzümü kavramıştı.

"Onu sevmene anlam veremiyorum Malia, sen zeki bir kızsın. Onu nasıl sevebildin?"

"Bu lanetle alakalı, bu benim kaderim. Paul sen de şu inadından vazgeç, Nora var. Nora'nın seni sevdiğini biliyorsun."

"O çok saf, beni sevmesi aptallık. Daha iyisi ile olmalı. Ona iyi gelmiyorum ben tamam mı? Başkasını hayal ederken onunla olmam ikimize de haksızlık."

Doğru söylüyordu.

"Hayal ettiğin kişi ben miyim?" Dedim duyacağım cevaptan korkarak.

"Tanrım, sen çok güzelsin. Çok güzelsin anladın mı? Sana uzaktan bakmak bile zorlanmama neden oluyor ama sen her defasında o Tate denen iğrenç yaratığın kollarına bırakıyorsun kendini."

Run From Me (Tate-Malia)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin