3. Kişi Ağzından:
"Patron" dedi odaya giren adamlardan biri. "Yerlerini tespit ettik, istediğin anda kafalarına çöküp kızı öldürebiliriz. Tek bir emrin yeterli."
"Kızı şimdilik öldürmeye niyetim yok. Başka bir plan düşünüyorum"
Patron arkasını dönüp arkasında duran kızı yanına çağırdı.
"Ariel, gel buraya."
Ariel yavaş adımlarla patronun yanına ilerlemişti.
"Ariel'in başka bir planı var, Malia'yı öldürmeyeceğiz ama onu alıp buraya getireceksiniz."
Adamlar bir süre aralarında patronun dediği meseleyi konuştular.
"Bu çok riskli değil mi? Tate için o kız çok değerli."
"Evet bende bunu istiyorum işte, bakalım Tate kızı bulmak için neler yapacak? Onun çırpınışlarını izlemek ve çaresizliğini görmek istiyorum. Onu buraya getirin."
"Peki ya Tate?"
"Öldürmediğiniz sürece ona ne yapacağınızı önemsemiyorum. Ama ölürse cezasını size ödetirim.
Adamlar depodan ayrılırken patron Ariel'in yanına ilerlemişti.
"Bu plandan emin misin Ariel? Biraz fazla riskli"
"Sorun değil, baş edebileceğime eminim."
---
Malia'dan:
"Malia gitme vakti geldi."
Tate çantamı yatağın üstünden alırken onun kolunu tutmuştum.
"Matt ile konuşmazsan gitmem. Dünden beri konuşmadınız biliyorum. Ve bu du..."
Tate beni kolumdan çekmeye başladığında onu itmiştim.
"Tate ben ciddiyim, gidip onunla konuş."
"Malia konuşulacak bir şey yok ortada, gidiyoruz"
Beni tekrar tutmaya çalıştığında geri çekilmiştim.
"Sen konuşmazsan ben konuşurum" dediğimde benle dalga geçercesine gülmüştü.
"Bak Malia, şuan Matt'e güvenerek bana çıkışıyorsun ama buradan gittikten sonra o olmayacak. Güveneceğin kimse de olmayacak. Şimdi çantanı al da gidelim."
Onu takmayarak kapıya yöneldiğimde kolunu kapıya dayayıp geçmemi engellemişti.
"Sözümü dinle Malia, bir daha söylemeyeceğim."
"Cidden beni böyle engelleyebileceğini mi sanıyorsun?" deyip kolunun altından geçmeye çalıştığımda kolunu birazcık aşağı indirmişti.
"Tate çocuk gibi davranma." deyip eğildiğimde birden kolunu belime sarıp beni tek kolu ile kucağına almıştı.
Tek kolu ile kaldırdı beni.
Tamam bu biraz tuhaf.
Bacaklarımı sallayıp onu itmeye çalıştığımda birlikte yatağa düştük, bende bu fırsattan istifade Tate'in koluna dişlerimi geçirdim.
Kolunu serbest bırakınca koşarak odadan çıktım tabi.
Bugün ölmezsem başka gün ölmem.
Salonda ayakta dikilen Matt'in arkasına saklandığımda Tate de yavaş adımlarla aşağı iniyordu, tabi ki de Tate'in peşimden koşmasını beklemiyordum.
"Matt beni koru"
Matt'in beline arkadan sarıldığımda Tate ikimize sinirle bakıp "Ne haliniz varsa görün" dedikten sonra tekrar yukarı çıkmıştı, oh yırttım. Tabi şimdilik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Run From Me (Tate-Malia)
FanfictionBir efsane... Bir rivayet... Bir lanet... Ve bunun için var olmuş iki kişi... Biri acımasız, gözü dönmüş ve hiçbir şeyden mutlu olmayan... Diğeri ise mutlu olmayı en çok isteyen... Birinin mutluluğu diğerinin mutsuzluğu demek... Peki ya onlar için m...