Bölüm 12

6.5K 582 7
                                    

KACAK GELİN 1000 OLMUS OKUYAN HERKESE TESEKKURLER ....

12.BÖLÜM

Birine ait olmak nasıl bir duyguydu acaba! Düzenli bir hayat, mutluluk... Hayalleri kafamdan atmak istercesine başımı salladım. Bunlar benim için bir hayal olabilirdi ancak... Annemi hiç tanımamıştım ama şimdi hikâyesini biliyorum. Aşkın ellerinde ziyan olduğunu biliyorum. Onun izinden gidemem, kendimi başka bir acıya yükleyemem. Antonio'yu izlerken onun sevgisini yaşamanın nasıl olacağını düşündüm bir an.

Eminim ki kusursuz bir âşıktı ama acaba onun tarafından sevilmek nasıl bir duygu olurdu. Aslında biri tarafından sevilmek nasıl olurdu. Hayatımdaki erkekleri düşündüm. Sokaklarda beni çetelerden koruyan ve hırsızlığın ustalığını öğreten Adam.Sürekli beni sevdiğini ve her şeyi benim için istediğini söylerdi. Neden o zaman onunla birlikte olmak istememiştim. Bencildi... Beni severken bile bencildi. Ya onunla ilerlemeli ya da beraber dibe batmalıydık. İnsan sevdiği birinin kurtuluşunu ve iyiliğini istemez miydi?

James'in evini soyma girişimimden sonra onun beni korumasına alması, eğitimi işe ve yatacak bir yer vermesi. Bunları Adam olgunlukla karşılayamamıştı. Âdeta çıldırmıştı. Benim kahramanım o olmak istiyordu, tekrar sokaklara dönmemi istiyordu. O zaman aslında Adam'ın beni sevmediğini anladım.

Sonra James, oda beni sevdiğini söylemişti ama o tam bir şövalyeydi. James'i hatırlayınca tekrar gözlerim doldu. Bana bunu söylemişti hiçbir karşılık beklemeden hem de. Yalnızca bilmemi istemişti. Gerçekten onunla olmak istedim. Onunla olsam normal bir hayatım olurdu biliyorum ama ona âşık değildim. Huzurdu bana sağladığı. Ona baktığımda bir kardeşe duyulabilecek sıcaklığı hissediyordum. Ne onu nede kendimi kandırmak istemediğim için ayrı bir eve geçmiştim ve o bunu anlayışla karşılamıştı.

Bakışlarım, kumsalda üzerindeki tişörtü çıkaran Antonio'ya kaydı. O hem James'ten hem de Adam'dan o kadar farklıydı ki. Beni geriyordu, sinirlendiriyordu ama yine de ondan uzak olmak istemiyordum. Bu nasıl bir tezatlık. O tehlikeliydi. Hareket ettikçe, dalgalanan kaslarına baktım. Daha önce ne zaman röntgenci olmuştum.

"O üzerindekileri çıkarmak istiyor musun?" Şaşkınlıkla ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Sonra bana aldığı üzerimde olan şort ve tişörte baktım. Onun yanında soyunmak mı Tanrı korusun.

"Böyle iyiyim sağ ol."

"Hadi ama ufaklık, su çok güzel!" Suya baktım, denizin içi gözüküyordu ve çok güzeldi. Tam elimi şortuma götürdüm ki aklıma yaralarım geldi.

"Şey ben böyle iyiyim." dedim. Bana bakıp gülümsedi. Nasıl bir koruma olabilirdi ki, bir manken belki ya da model ama koruma olmak için fazla mükemmeldi.

" Eğer 5 dakika da yanıma gelmezsen seni suya ben atarım." dedi ve ben elimde olmadan bir iki adım geriledim.

"Sakın bunu deneme Antonio yoksa yemin ederim...."Üzerime doğru gelmeye başlayınca çığlık atarak kaçmaya başladım.

Sahil boyunca koşarken bir yandan da çılgın gibi kahkaha atıyordum. Daha önce hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Beni sıkıca belimden yakalayıp havaya kaldırdı. O kadar çok gülüyordum ki. Sonra kendimi sıcak kumların üzerinde buldum ve onun ağırlığını da üzerimde...

Kumsalda koşarken savrulan saçları ve arkasına çevirip bana baktığı güzel yüzü ile deniz perisine benziyordu. İçimde onu yakalama arzusu farklı duygularla karışırken kendimi kaybettim. Onu ince belinden yakaladım ve savrulan saçları ile yanık çilek kokusu beni sardı. Sonrada onu kumlara yatırırken üzerinde yerimi aldım. Sanki ait olduğum ve hep var olmam gereken yer burasıydı. Gülen dudakları gözlerimle buluştuğunda yavaşça soldu ve hava ağırlaştı.

O kadar güzel, o kadar masumdu ki. Neden üzerini çıkarıp mayosu ile denize girmek istememişti. Benden mi utanıyordu? Aramızda ki duygu yoğunluğu artarken, onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum. Bana bakan gözlerinin mavisi koyulaşırken nefes alışverişi hızlandı ve benim damarlarımdaki kanın akışını hızlandırdı.

Yavaşça ona yaklaştım. Dudaklarımla dudakları arasında bir milim kala konuştum.

"Sen çekici yasak bir elmasın." İçimden taşan arzu yüzünden sesim boğuk çıkıyordu. Bakışları titredi. "Antonio."dedi. Adımın kulağıma daha önce bu kadar çekici geldiğini hatırlamıyorum. Onu duymamışcasına devam etim.

"Ve ben seni ısırmak için can atıyorum." dedim.

Hayretle dudakları aralanırken irademin son kırıntılarını topladım.

"Ama yapamam ufaklık." Yavaşça üzerinden kalktım. Bir müddet daha onun görüntüsüne baktım. Dağılmış kumral saçları, pembeleşmiş yanakları ve uzun pürüzsüz bacakları... Bir küfür savurdum ve hızla arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladım. Buraya gelmem bir hataydı.

Şaşkınca ardından bakarken kulaklarımda hala sözleri vardı.

"Sen çekici yasak bir elmasın ve ben seni ısırmak için can atıyorum." Birden gülümsedim. Daha önce beni beğendiğini itiraf eden erkekler duymuştum ama kimse bu denli etkileyici konuşmamıştı. Genelde bebeğim, çok seksisin ya da arzularımı kabarttın. Bir sokak kızının duyabileceği iltifatlar sınırlıdır. Âmâ yasak bir elma olmak nedense hoşuma gitti. Bilinçsizce ellerimi dudaklarıma koydum ve inleyerek kendimi kumlara bıraktım. Beni öpmesini gerçekten istediğime inanamıyorum...

Verandadan hala denizin kenarında duran Roxy'e bakıyordum. Ellerim şortumun cebinde, bakışlarımı kısarak onu süzdüm. Ben her zaman mantıklı, ilerisi görme yetisine sahip olduğu ile övünen ben. Ne zamandan beri kendime hâkim olamıyordum. Buraya onu nekahet dönemini rahat geçirmesi için getirtmiştim ve gözümün önünden ayırmamak için ama ona bu kadar yakın olup uzak kalmak beni germeye başlamıştı. Kendini nasıl değerli görmezdi? Geçmişinde ne yaşamış olabilirdi ki. Dışı bu kadar sertken, kalbi yumuşacık olabiliyordu.

O kadar hareketli, o kadar baş döndürücü ve o kadar hayat dolu ki. Ona nasıl kıymak isteyebilirler. Hala beni koruma sanıyor ve nedense ilk kez bir kızın zenginliğim den etkilenmemesinden keyif alıyorum. Ben yalnızca Antonio'yum onun için. Sıradan bir adam.

Kumsalda ayaklarını suya sokup batmak üzere olan ufuktaki güzelliğini doyasıya seyrederken aklıma babamın sözleri geliyor.

"Aşk, seni hiç ummadığın anda bulur ve sen daha ne olduğunu anlayamadan onun içine dalarsın." Babam kesinlikle umutsuz bir romantik. Aynı Damon gibi ve ben o duygunun beni aptal yerine koymasına izin vermeyeceğim.

Saçlarını savurup bana döndüğünde yüzündeki gülümseme ile kalbime bir şey oldu. Bir an nefesim kesildi. O bana el sallarken ben beni zorlayan erkekliğimi yatıştırmak için uğraşıyordum. Kahretsin, neden 12 yaşında bir kız çocuğu değildi ki.Tehlikeli, dedi iç sesim. Seksi, belalı, tehlikeli ve kesinlikle tam sana göre....Emanet diye bağırdım. O kahrolası bir yasak elma ve ben Adem olmak için can atıyorum...

Konitopolous serisi 2 Ask CalimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin