22.BÖLÜM
Saat tam 7 de Kevin söz verdiği gibi evimin kapısında beni bekliyordu. Kapıdan çıkmadan son kez aynaya baktım. Oldukça iyi görünüyordum ve son 6 ayda büründüğüm soğuk mesafeli kadına dönüştüm. Bir kez daha kalp acısı çekmeye niyetim yoktu.
Kapıyı açtım ve tüm çekiciliği ile limuzinin yanında beni bekleyen nişanlanacağım adama yöneldim. Ona bakarken hiç benzemese de tek gördüğüm Antonio'ydu.Elini tutup beni araca bindirmesine izin verdim.Balonun olduğu salona vardığımızda gazete ordusu beni bekliyordu. Onlara her zaman yaptığım gibi gülümseyerek karşıladım. Sorduğu soruları sabırla ve içtenlikle cevapladım. Yavaşça içeri girdiğimizde salon oldukça kalabalıktı. Göğüs altımdan aşağı tamen bol inen tek omuzlu beyaz elbisemle hayran bakışları görmemezlikten geldim. Ben artık soğuk ve mesafeli bir kadındım.
"Her zamanki gibi çok güzelsin sevgilim." dedi Kevin kulağıma ona dönüp gülümsedim."Birkaç ay sonra sana bunu hatırlatacağım.""Ve bende yine aynı şeyi söyleyeceğim." Gülümsedim bu kez içtenlikle ve içimden aynı şeyi tekrarladım. O harika bir erkek ve mükemmel bir baba olacak. Son zamanlarda yaptığım gibi.Açık arttırma başladığında herkes kimsesiz çocuklar için satılan ürünlere oldukça yüksek fiyat ödemeye başladılar. Bu gece iyi para getirecekti. Her zamanki yorgunluğum üzerime gelmeye başladığında kimseye belli etmemek için çaba sarf etmeye başladım.
Kimsesizler için yapılacak yeni tesisle ilgili görüşmeler yarın başlayacaktı. Sürekli çalışıyordum ve bu beni daha fazla yoruyordu ama en azından akıl sağlığımı korumama yardım ediyordu. Son yapılan açık arttırmada elimizdeki parçaya çok fazla bir rakam ödenmişti ve alışı yapan kişi ismini açıklamak istememişti. Şimdi yemeklerimizi yiyecek ve ardından nişanımızı ilan edecektik. Servis başalarken sıkıntıyla etrafa baktım. Hava almam gerekiyordu."Bir şey mi istiyorsun hayatım." Yavaşça Kevin'a döndüm. "Biraz hava almam lazım. Yoksa burada uyumaya başlayacağım." Gözlerinde her zamanki gibi sevecenlik vardı.
"Her zamanki gibi kendini fazla yoruyorsun özelliklede bu durumda.""Haklısın ama biliyorsun ki..."Beni susturdu ve elimi alıp dudaklarına götürdü."Biliyorum benim inatçı sevgilim. Hadi gel beraber terasa çıkalım." Elimde onu durdurdum. "Lütfen sen rahatsız olma." Beni umursamayacağını ve ısrarcı olacağını bildiğim için onu durdurdum."Yalnız kalmaya ihtiyacım var." İstemeden de olsa yerine oturdu."Birazdan gelirim. Benim içinde servis açtır lütfen." Eğilip yanağından öptüm ve hızla terasa ilerledim. Bir an boğulacağımı sanıyordum. Terasa çıkıp temiz havayı içime çektiğimde mide bulantım biraz hafiflemeye başladı. Ellerimi terasın kenarındaki mermer sütunlara uzattım ve sıkıca kavradım. Eşsiz manzara ya ve başımı kaldırıp parlayan yıldızlara baktım. Sonra kollarımda ceketi hissettim.Kevin..."Kevin,çok düşüncelisin ama yalnız kalmak istediğimi söylemiştim.""Üşüyebilirsin ufaklık." Kulaklarıma çalınan sesle önce taş kesildim. Ardından ceketten yayılan kokusu ile başım dönmeye başladı. Kulağımda nefesini hissettim.
"Beni özledin mi küçüğüm. Çünkü Tanrı şahit ki ben seni çok özledim."Dudaklarımdan tek bir söz döküldü.
"Antonio."