Bölüm 32

6.8K 562 14
                                    


32.BÖLÜM

Sakın hayatta olan en güzel şeylerin kolay elde edildiklerini sanmayın. Düne kadar imrendiğim ama yine de bir o kadar dalga geçtiğim abimle çok şükür ki aynı hayatı yaşıyorum. Daha önce Roxy olmadan nasıl bir yaşam sürdüğümü hatırlamıyorum bile. Sanki o hep vardı, hep benimleydi. Sanki hayatımın onunla tanışmadan önceki tüm yılları kayıp.Ama şimdi her şey daha net. Daha pürüzsüz. Kollarımda tuttuğum bal rengi gözlü kumral güzelliğe bakarken sevgiyle bir iç çektim ve kaldığım yerden devam ettim.

******

Çocuk odasının kapı pervazına dayanmış, kocamın kucağındaki kızına masal anlatışını dinliyordum. İsabella henüz 1 aylık olmasına rağmen Antonio onun hiçbir anını kaçırmak istemiyordu. Akşamları onu uyutan ve geceleri bana getirip karnını doyurmamı sağlayan oydu.

O kadar çok çalışmasına rağmen gecenin bir yarısı sesini nasıl duyduğuna hayret ediyordum. Evet, ne derler bilirsiniz en iyi kocalar zamparalardan çıkar. Antonio kesinlikle bunu en iyi örneklerinden biriydi. O berbat sokaklarda yaşarken günün birinde bu kadar mutlu bir hayatım olacağını söyleseler kahkahalarla gülerdim. Âmâ şimdi rüyalarımı süsleyecek bir hayat yaşıyordum. Büyük kocaman sevgi dolu bir aileye sahiptim.

"Külkedisi benim hemen eve gitmem gerek demiş. Çünkü anne ve babası onu merak edebilirmiş ve bir erkekle tanışmak için henüz çok küçükmüş."Kahkahalarımı susturmak için elimi ağzıma kapattım. Antonio benden çıkan kesik sesleri duymuş olacak ki. Kaşlarını çatarak bana baktı. Boşta kalan elini susmamı işaret etmek için dudaklarına götürdüğünde hala kıkırdıyordum. Sallanan sandalyeden kalktı ve Isabella'yı beşiğine yatırdı. Sonrada yanıma gelip beni hafifçe dışarı itti.

"Neden gülüyorsun, zaten zor uyudu.""Külkedisi masalını nedense ben öyle hatırlamıyorum." Elimi düşündüğümü belli edercesine çeneme götürdüm."Hımm bakalım, sanırım orada prense bir öpücük veriyordu.""O benim kızım kimse ondan öpücük alamaz." Bu daha çok gülmeme neden oldu."Antonio, biraz abartmıyor musun? O henüz 1 aylık." Çatılı kaşlarla beni süzdü."Olabilir ben şimdiden bazı şeyleri kafasına kazımaya çalışıyorum." Omzumu silktim umursamazca.

"Senin bana hiçte korumacı davrandığını hatırlamıyorum. Sanırım bunları bende uygulamalıydım." Dudağını hafifçe bükerek gülümsedi."Tatlım, o ikimizin kızı ve senin ne kadar karşı konulmaz bir güzelliğe sahip olduğunu düşünürsek. Temkinli olmalıyım." Sözleri söylerken beni baştan aşağı süzüyordu. Tek kaşımı alayla kaldırdım.

"Öyle mi? Ben yeterli bir süre benden ayrı kaldığına göre o kadarda karşı konulmaz olmadığımı düşünüyordum oysa." Birkaç dakika bana baktı ve sonra elimden tutup beni hızla çekti ve koridordaki duvara yapıştırdı.

"O zaman sanırım sana nasıl hasret kaldığımı tekrar hatırlatmalıyım." dedi boğuk bir sesle.

"Bilmiyorum belki de bu çok ta iyi bir fikir değil." diye mırıldandım.

Âmâ o hızla bir elini baldırıma götürüp bacağımı okşayarak kaldırınca itirazları unuttum.

"O halde aynı zamanda seni iknada etmeliyim." Beni kendi vücuduna daha çok bastırdığında arzudan ne hale geldiğini fark ettiğim ve bilinçsizce inledim.

"Antonio."dedim fısıltıyla. Başını boynuma gömdü.

"Adımı söylemene bayılıyorum." dedi. Sonra geceliğimin eteğini hızla belime kadar sıvadı. Parmakları tenime değdiğinde vücudumun adeta alev aldığını düşündüm. Aniden boynumu öpmeyi kesti ve başını geri atıp yeşile dönen gözleri ile bana baktı. Hafifçe gülümsedi.

"Evdeyken iç çamaşırı giymeme bayılıyorum, bunu söylemiş miydim?" Bende gülümsedim.

"Daha önce hiç çok konuştuğunu söyleyen oldu mu?" dedim ve ellerimi altındaki pijamanın belinden içeri attım.Önce bir inleme duydum."Beni delirtiyorsun ufaklık." dedi ben pijamanın içinde tenini okşarken. Dudaklarımız buluştuğunda artık kendimi daha fazla tutamayacağımı biliyordum. Onunla olan birlikteliklerimiz hep böyleydi. Ateşli, acele ve karşı konulmaz bir zevk yumağı. Beni iyice soğuk duvara dayadığında yayan tenime nazaran duvarın soğukluğu bana iyi geldi.

Ön sevişmeyle uğraşmayacak kadar çok arzuyla doluyduk. Hızla bacaklarımı açıp içimi doldurduğunda ağzımdan çıkan iniltiyi bastırmak için dudaklarıma yapıştı. O ahenkli ritmini tuttururken iki bacağımı da ince ama kaslı beline sardım. Yatağa gidebilecek halde bile değildik.

Aynı anda cenneti kucaklarken nefesim nefesine, kokum kokusuna karıştığında yeni rahatlamamıza rağmen hala tahrik olmuş halde olduğunu hissediyordum."Sakın kıpırdama, ben yatak odasını bulurum." Sıkıca ona sarılırken birine ait olmaktan bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum.

*******

"Damon,Klaus!...Tanrı aşkına o ağaçta ne işiniz var?"Valeria iki elini ince beline koymuş kızıl şelaleyi andıran saçları beline kadar uzanırken bahçelerindeki ağaca bakıyordu."Anne! Lütfen, bu bir erkek işi. "dedi Klaus bıkkınlıkla."Klaus Konitoplous hemen aşağı iniyorsun ve gelirken babanı bana getirmeyi unutma.""Sanırım sıkı bir fırça yiyeceğiz ufaklık. "dedi Damon inleyerek.

Bir kahkaha attı Antonio."Tam bir kılıbıksın Damon şu ufak tefek kadının seni alt etmesine izin verme kardeşim."Valeria öldürücü bakışlarını Antonio'ya çevirdi.

Ellerimi göğsümün altında birleştirip ayaklandım. "Antonio Konitoplous,Isabella nerde?"Antonio panik halde bana döndü."Tanrı aşkına bebek arabasındaydı?" dedi."Kızımı mı kaybettin ?"Yüzünden öyle bir şok dalgası geçti ki. Birden kahkaha attım."Neyse ki Demi var? Senden bir şey olacağı yok. Bir çocuğa bile sahip çıkamıyorsun."

Ağaçtan inerken Damon kahkaha atıyordu."Gördün mü evlat,ilk fırça yiyen amcan oldu."dedi.Antonio kaşlarını çatarak bana baktığında yavaşça ona yaklaştım." Bende duşa girecektim. Isabella üzerime kustu da."

Sonrada arkamdaki büyük eve baktım. "Burasının ne kadar büyük bir ev olduğunu düşünürsek..."Gülümsemesi genişlerken elimi tuttu hızla."Sana yardım edeyim sevgilim." Beni sürüklemeye çalışırken elimi çektim. "Saçmalama Antonio dalga geçiyordum." Uzanıp yanağını öptüm."Belki başka bir sefere." Ona göz kırpıp uzaklaşırken Alex'in sözlerini duymam gülümsememe neden oldu.

"Ve bir efsanenin çöküşü. İnsan karısının üzerinde bile etkili olamıyorsa bence kendini vurmalı." dedi."Kes sesini Aleksis!"diye gürledi Antonio."Hah seni duyanda kızlar üstünde çok etkili olduğunu sanır. Şu aptal Asley'in bile seni sepetlediğini düşünürsek." diye araya girdi Demi.

Aleksis ölümcül bakışlarla ona döndü. "Bir kere o beni reddetmedi, ben onu istemedim. En yakın arkadaşımın sevgilisi ile işim olmaz."

Demi kaşlarını alayla kaldırırken bal sürdüğü ekmeğinden ısırdı."Büyük baba, etrafımda aklı başında tek bir erkek yokken nasıl koca bulabilirim ki.""Sen koca bulmayacaksın." Aynı anda 3 erkekte kükredi. Demi eli ile onları gösterdi."Gördün mü kesin evde kaldım." Bir kahkaha attık Valeria ile aynı anda ve gidip Demi'nin omuzlarına elimizi koyduk.

"Neyse ki hayatım biz varız." dedi Valeria."Sen oldukça şanslı bir kızsın. Çünkü bu adamları zapt edebilecek ve seni her zaman düşünen yengelerin var."dedim. Demi'nin yüzünde geniş bir gülümseme yayılırken fısıldadı."O zaman tek eksik doğru erkek."

Aleksis homurdandı. "Tanrı aşkına siz ikiniz karılarınıza sahip çıkın ve sen Demi Tanrı yardımcım olsun ki kardeş katili olmama az kaldı."Büyükbaba söze girdi. "Biraz daha konuşursan senide evlendirmek için bir plan yapabilirim Aleksis ve 25 yaşında olman da umurumda olmaz." dedi sakince. Demi Isabella'yı daha sıkı sararak kalktı ve büyükbabasının yanağına bir öpücük kondurdu. Aleksis'de korkuyla sustu.

Onlara sevgiyle baktım. Çok şükür ki harika bir ailem var

Konitopolous serisi 2 Ask CalimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin