28.BÖLÜM
Roksanne'yi Kapıda bekleyen Valeria'ya emanet ettim.Valeria'nın arabasının hızla ilerlemesini izledim. Sonrada içeri girdim.
Antonio'nun tamamen gözü dönmüştü. Yumruklarını arka arkaya adama geçirirken Kevin kendini korumak için çabalıyordu. Âmâ bunların boşuna olduğunu biliyordum. Daha önce benim sinirimi zapt etmeme yardım eden, sağduyulu adam yoktu şu an ve biliyordum ki onu durdurmazsam o adamı öldürecekti. En son adamın kolundan gelen kırılma sesi ile omzunu kavradım.
"Bu kadar yeter."
Omzunu silkti ve tekrar adama yöneldi ama bu kez daha sert bir hamle yapıp onu durdurdum.
"Lanet olsun. Kes şunu Antonio.Hapse girmek mi istiyorsun." Ateş saçan gözlerle bana baktı.
"Bu işe karışma! O Roxy öldürmeye çalıştı. Roxy anlıyor musun? Benim Roxy'mi ve doğmamış bebeğimi tehdit etti. Gözünden akan her yaş için bir kemiğini kıracağım."
Şaşkınlıkla ona baktım. Lanet olası manyak! Kesinlikle bu kıza âşıktı.Bir kahkaha attım.
"Aşk kardeşim, işte adamı böyle sinirli yapıyor." Bir an durup bana baktı. Sonra bakışlarını Kevin'a çevirdi."Git bir taksi çağır. Bende ambulansı arayayım. Sonrada sevdiğin kadının yanına gidelim. Karımı özledim." dedim. Eliyle alnındaki teri sildi ve yerden ceketini aldı. Çıkmadan önce son kez yerde kanlar içinde yatan adama baktı.
"Bir kez, tek bir kez dahi ona baktığını görürsem. Bu kez elimden seni kimse alamaz." dedi ve çıktı. Elimdeki telefonda numarayı tuşlarken bakışlarımı yerde acıyla kıvranan adamdan ayırmadım.
"Onu dinlesen iyi olur ahbap. Bir Yunanlıyı kadınından ancak ölüm ayırır."******
Kafasına tutulmuş silahla o yatakta onu gördüğüm an kalbimin durduğunu sandım. Gerçekten âşıktım. İnsan hayatındaki önemli olan şeyleri maalesef kaybetmeden anlayamıyor. Roxy 'e bir şey olabileceği düşüncesi ile o kadar çıldırmış durumdayım ki baba olmanın verdiği heyecanı bile yaşayamıyorum.
Koca bir salağım.Bunu biliyorum. Şimdi beni neden beni terk ettiğini anlıyorum. Yıllarca acı çekmiş bir kadına aynı acıları yaşatıyorum. Âmâ artık o berbat hayattan uyandım.Roxy bana hayalini dahi kuramayacağım bir mutluluk yaşattı. O benim dünyamı öyle aydınlattı ki, şimdi onsuz geçen hiçbir günden ne zevk alabiliyorum nede nefes. Bana dönmesi için her şeyi yapabilirim. Bunu biliyorum. Sağduyudan tamamen yoksunum. Onu tekrar kollarıma almak için seve seve katil olurum.
Babamın sözleri aklıma düşerken ne kadar acınası bir durumda olduğumu fark ettim. Ben herkese öğüt veren ve akıllı geçinen ben bu kızın karşısında tam bir aptala dönüşüyorum."Aşk bir tepeden yuvarlanmaya benzer Antonio.O kadar hızlı ve sert düşersin ki,aşık olduğun kişiden başka kimse ayağa kalkmana yardım edemez." Bu sözü söylediğinde babamın aklından zoru olduğunu düşünmüştüm. Âmâ şimdi tamamen bu haldeyim ve ellerimi açmış Roxy'nin beni kaldırmasını umutsuzca bekliyorum.
Amerika'da ki gösterişli evimize vardığımızı bile araç durduğunda fark ettim. Taksinin ücretini ödeme işini Damon'a bırakarak hızla arabadan fırladım. Onu görmeli, yaralarını öpmeli ve aşkımı ilan etmeliydim.Eve girdiğimde hızla salona daldım.Valeria tek başına oturuyordu ve Roxy'den iz yoktu. Endişe ile kızıl kadına baktım."O nerde? Nereye gitti."Valeria bana bakıp gülümsedi.
"Sakin ol Antonio.Yukarıda misafir odasında uyuyor. Karnını doyurdum ve dinlenmeye...."Cümlesini tamamlamasına izin vermeden merdivenlere yöneldim. Misafir odasına vardığımda orada olmamasından korkarak kapıyı açtım. Yatakta cenin pozisyonunu almış sırtı kapıya dönük yatıyordu. Yavaşça yatağa yöneldim. Ellerini korumak istercesine karnına koymuştu. Tanrım, o kadar zayıf ve karnı o kadar küçüktü ki. Şimdi yalnızca bol giysilerle hamileliğini ustaca nasıl gizlemiş olduğunu biliyordum. Yavaşça oturdum yatağa. Gür saçları karmaşık bir halde yastığa dağılmıştı. Aynı seviştiğimiz zamanlardaki gibi. Derin bir nefes aldım.
"Yaşıyor mu?" Sorusu ile irkildim. Uyumuyordu. Bir an cevap veremedim. Sonra yavaşça bana döndü. Dudağının yanı morarmıştı. Sinirle kaşlarımı çattım ve parmaklarımı morluğa götürdüm. Âmâ ona dokunamadan elimi havada yakaladı."Antonio"dedi.O an sorusunu hatırladım. Elimi yavaşça indirdim. Artık ona dokunmama bile izin vermiyordu. Kalbime saplanan acıyı görmezden gelerek mavilerine odaklandım."Yaşıyor. Tıpkı istediğin gibi." dedim. Derin bir nefes verdi."Teşekkür ederim." O bana teşekkür ederken başına bunların gelmesine izin verdiğim için ben kendime lanetler yağdırıyordum."Üzgünüm Roxy! Çok üzgünüm." dedim. Hafifçe gülümsedi ama bu gülümsemenin içten olmadığını gözlerinden anlıyordum. Asla gamzelerini çıkartarak içtenlikle sana gülemeyecek dedi iç sesim. Bu daha da gerilmeme neden oldu.
"Konuşmalıyız." dedi."Önce dinlenmelisin." Daha çok doğrulup oturur pozisyonuna geçince sırtına bir yastık dayadım."Hayır! Hemen konuşmalıyız." Vazgeçmeyeceğini biliyordum. Lanet olası inatçı kadın. Başımla onu onayladım."Seni dinliyorum." dedim."Ne yapmayı düşünüyorsun?" dedi gözlerini gözlerime dikerek."Ne hakkında?" dedim anlamam azlıktan geldim sorusunu."Antonio,bebek hakkında ne yapmayı düşünüyorsun." Omuzlarımı silktim."O bir Konitopolous ve hak ettiği şekilde doğacak. Benim soyadımı taşıyarak." Bana baktı dikkatlice."Evlenemem." dedi aynı benim ona söylediğim gibi. Kaşlarımı çattım."Evleneceğiz. Bundan kaçman imkânsız. O benimde çocuğum." Başını eğdi ve elleri ile karnını daha sıkı sardı."Biliyorum." Bir süre sustu. Sonra korkusuzca bana baktı."Biz yapamayız,olmaz.Birlikte mutlu olamayacağız ve bende çocuğumu mutsuz bir ailede yetiştirmeyeceğim. Seninde çocuğun biliyorum. O yüzden istediğin zaman onu görebileceksin."
Kaşlarımı sinirle çattım."Çocuğumun hayatına dâhil olacağım. Beni dışarda bırakamazsın." Hırsla ayağa kalktım."Evleneceğiz." Oda hızla kalktı."Hayır! Beni sevmeyen bir adamla evlenmeyeceğim. Buna mecbur olduğun için her gün benden nefret edeceksin. Ben bunu yapmayacağım." Uzanıp ellerini tuttum."Küçüğüm, ben seni..."Elini elimden çekti ve parmaklarını dudaklarıma bastırdı."Sakın Antonio,bunu yapma.Sakın,hissetmediğin şeyleri sorumluluk duygun ve vicdanın için kullanma." Bir an etrafına bakındı.
"Gitmeliyim. Eğer evlilikte ısrar edersen ya da bebeğin velayeti hakkında Tüm servetimi bu yolda harcarım. O benim yaşama nedenim." Hızla odadan çıkarken bir an arkasından bakakaldım. Umutlarımın, hayallerimin nasıl yıkıldığını gördüm. Sonra son bir çırpınış için peşinden gittim.
Alt kata henüz varmışken onu yakaladım ve kolundan çektim."Hiçbir yere gidemezsin.""Bırak beni!" diye bağırdı. "Beni zorlarsan Kevin'dan ne farkın kalır." O an dona kaldım. Beni o pislikle mi kıyaslıyordu."Roxy!"dedim yalvarırcasına.
"Onu bırak!" Arkamdan gelen sesle bakışlarımı Roxy'den Valeria'ya çevirdim."Ne saçmalıyorsun sen!" dedim. Hüzünle bana baktı."Ne yapacaksın Antonio.Onu yatağa bağlayıp seninle evlenmesini mi sağlayacaksın. Bırak gitsin." Bir an medet umarcasına Antonio'ya baktım. Âmâ oda aynı üzgün bakışlarla beni süzüyordu."Beni terk ediyor." dedim."Bırak Antonio."dedi Valeria tekrar. Ve bu kez ağlamaklı mavi gözlerine baktım. Gerçekten gitmek istiyordu. Yavaşça parmaklarımı gevşettim. Kolunu çekti. Bakışlarını teşekkür edercesine Abime ve eşine çevirdi. Sonra son kez bana baktı ve hızla arkasını dönüp evden çıktı.
Kapının çarpma sesi ile kendime geldim. Gitmişti... Sonsuza dek çıkmıştı hayatımdan. Nefes alamadım. Akmayan yaşlardan gözlerim yandı bir an. Dişlerimi o kadar sıktım ki, çenem ağrımaya başlamıştı. Yavaşça arkamdaki duvara yaslandım ve kendimi aşağı saldım. Âdeta yere kapaklanarak oturdum ve ellerimi dizlerime koydum."Acı veriyor." dedim bilinçsizce. Kolumdaki sıcaklığı hissettim."Aşk, her zaman acı verir." dedi Damon.Bakışlarımı ona çevirdim."Bu yüzden istemedim." dedim."Ama karşılık aldığında da çok büyük mutluluk verir." Bu kez Valeria konuşmuştu. Başımı eğip salladım."Onu kaybettim." diye fısıldadım. Sonra Valeria'nın sarılışını hissettim."Daha son kozunu oynamadın Antonio. Biz buradayız canım ve aile kötü anları birlikte atlatmak demektir." Sarılmasına karşılık verdim."Beni kurtar." dedim umutsuzca."Bana güven." Ve ben ilk kez ne olacağını bilmeden aileme güvendim.