17.BÖLÜM
Sahilde güneşlenirken buraya geldiğimizin ikinci haftası olmasına şaşırıyordum. Ben ve bir kadınla iki haftadır bıkmadan usanmadan süre gelen bir ilişki. Onun pürüzsüz sırtına yağ sürerken hala ilk gün ki gibi onu arzuluyor olmama daha da ilginci onun vücudunun aynı tepkileri veriyor olmasına şaşırıyordum. Çoktan ondan sıkılmış olmam gerekmiyor muydu?
"Antonio, yalnızca beni güneşten koruman gerekiyor hayatım. Parmaklarınla erotik dans yapman değil." O anda onun sırtını okşadığımı fark ettim. "Şikâyetçi olduğuna inanamıyorum. " Elleri ile bikinisinin önünü tutarak doğruldu. "Bende senin bu kadar ..." doğru sözcüğü bulmak için uğraşırken ona bakıp gülümsedim. "Azgın mı?" Şaşkınlıkla bana baktı. "Tanrım çok kabasın." Bir kahkaha attım. Hala kızarıyordu. Parmaklarımı yüzüne doğru uzatırken gözüm yine karnındaki derin yaraya takındı ve parmaklarım yönünü değiştirdi. Yarasını okşadığımda her zaman yaptığı gibi irkildi ve kapatmaya çalıştı. Onu tutup kuma yatırdım.
"Belki de bana artık anlatmalısın." dedim boğuk bir sesle. Bir müddet bana baktı. Saçlarını sevgiyle okşadım.
"Sorun şu ki sevgilim seviştikten sonra mı yoksa öncemi anlatacaksın." Gözleri heyecanla büyüdü. "Antonio sahildeyiz."
"Evet, aynı zamanda da bir adada baş başayız." dedim ve yavaşça mis kokulu boynunu öpmeye başladım. Heyecanla bir inleme döküldü dudaklarından, bu kez dilimle boynundan göğsüne doğru bir yol çizmişken heyecanla tepindi.
"Tamam, anlatacağım."
"Seviştikten sonra olmayacağına emin misin?" Heyecanla göğsü kalkıp inerken hayranlıkla ona baktım. "Şimdi ya da hiçbir zaman. " Yavaşça doğruldum. Yerdeki şapkasını aldım ve güzel başına geçirdim. "Seni dinliyorum." "Önce bikinimi bağla." Hafifçe gülümsedim." Kesinlikle iyi fikir." İstediğini yaptıktan sonra havluları düzelttim ve şemsiyeyi açtım. Havlunun üzerine uzanıp onu kollarıma çektim. Böylece daha rahat edeceğini biliyordum. Hafif hafif meltem eserken denizin sesi ile birlikte kollarımda bir müddet sessiz kaldı.
"Rahibe Dolares hep anneme benzediğimi söylerdi. Onu hiç tanımadım. Yağmurlu bir akşamda hatta fırtınaya dönüşen bir akşamda beni doğurmak üzereyken gelmiş kliseye... Rahibe Dolares'in ellerine doğmuşum ama benim doğumumda beni kollarına bile alamadan ölmüş annem." Anlatırken parmakları ile üzerimdeki gömleğin düğmeleri ile oynuyordu.
"Rahibe Dolares çocuk yetiştirme yurduna beni götürdüğünde ki orası kiliseye bağlıydı. Benimle birlikte olabilmek için oraya görevini aldırmış. Bana çok düşkündü. Her gece yanıma gelir beni öper ve yatmadan önce yarının daha güzel bir gün olacağına söz verirdi. Ben 6 yaşındaydım sanırım, kimse söylemedi ama anladım. O gece gelmeyince ertesi günün güzel bir gün olmayacağını anladım." Yanaklarından akan yaşlar tenime değerken ona daha çok sarıldım. "İstersen anlatma ufaklık!" Hızla başını salladı. "Hayır, birine anlatmalıyım." Sessizce onu dinlemeye devam ettim.
"Rahibe Dolares'in öldüğünü anlayınca orada daha fazla kalmama gerek kalmadığına karar verdim.Kaçtım.Hırsızlık yaptım, sokaklarda yattım. Aç kaldım.Dilendim."Yavaşça doğruldu ve gözlerime baktım. "Ruhum kirlendi Antonio, içim kirlendi."Sonra elini karnına götürdü yarasına. "Hırsızlık yaparken bir akşam, yakalanmak üzereydim. Kaçıyordum, bu yüzden izimi kaybettirmek için arka sokaklara girdim. Adamın biri bir fahişeyi dövüyordu, oda çığlık çığlığa kurtulmak için çabalıyordu. Normalde asla onlara bulaşmam ama çok gençti ve çaresizdi..." Aynı o anı yaşıyordu adeta bana daha sıkı sarıldı ve bende onu her şeyden korumak istercesine sıkıca sarıldım. "Sende küçüktün!" dedim. "Kimsen olmamanın ne demek olduğunu acizliği iyi bilirim ben Antonio. Korumasızlığı iyi bilirim."
"Araya girdim hem de hiç düşünmeden ve adam bıçağını çekti. İlk gelen bıçak darbesi ile yığılmadan önce kırık bir şişeyi herifin suratına geçirdim. Gözlerimi açtığımda rutubet dolu berbat bir yerdeydim. O kız bana yardımcı olmak istemişti. İyileşene kadar onun o izbe yerinde kaldım." parmaklarını vücudundaki diğer yaralara götürdü.
"Diğerleri de dövüşürken ve paçayı kurtarmaya çalışırken oldu." Onu sımsıkı sardım.
"Küçüğüm, neler yaşadın böyle. Korumasız ve çaresiz." Başını omzuma gömerken mırıldandı.
"Yarın daha güzel bir gün olacak mı Antonio."Alnını sevgiyle öptüm.
"Her günün birbirinden daha güzel olacak ufaklık." dedim.