Bölüm 27

6K 555 2
                                    

27.BÖLÜM

"Antonio,bebeğim."

Kucağında duran bebeğe gözlerimi diktim.

"Burada tatlım. O kadar güzel ki." Yavaşça yatakta doğruldum. Pembe tombul yanakları ile bana bakan güzelliğe odakladım ilgimi. Gerçekten de çok güzeldi. Ağlamaklı gözlerle bakışlarımı bebeğimizden Antonio'ya çevirdim. Bebeği yavaşça kucağıma verdi. Sonra eli ile saçlarımı okşadı ve eğilip beni öptü.

"Seni seviyorum." Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım.

"Roxy, seni çok seviyorum."

Hızla gözlerimi tekrar açtığımda ne kadar uyuduğumu bilmiyordum. Her yer karanlık ve zaman kavramını kaybetmiş durumdayım. Âmâ aklım hala biraz önce gördüğüm rüyadaydı. Asla gerçekleşmeyeceğini bildiğim hayallerimde. Ne kadardır buradayım? Bir gün mü? Belki de iki. Aralıksız gelen birkaç parça yemeği yiyiyorum ama iştahım son derece kapalı. Bebeğim için mücadele etmek istiyorum ama bana verdikleri bir şeyler olmalı. O kadar bitkin ve yorgun hissediyorum ki. Sanki her yerim uyuşmuş gibi. Ağlamaya bile gücüm yok. Dudaklarım susuzluktan kurumuş bir halde çatlak. Oysa su içtiğimi hatırlıyorum ama ne zaman.Başım o kadar çok dönüyor ki yastıktan doğrulamıyorum bile. Halsizlikle inliyorum. Uyku halindeyken tek gördüğüm yüz Antonio'nun ki.

Hızla açılan kapının duvara vurma sesi ile bir çığlık kopardım.

"Seni lanet sürtük." Şaşkınlıkla Kevin'e bakakaldım. Artık isyan etmek ve bağırmak istiyordum. Âmâ o kadar uyuşuktum ki.

"Bana yalan söyledin." dedi hırsla. Öğrenmişti. Herşeyi. Başımı elimden geldiğince dikleştirmeye çalıştım.

"Ben oltaya bir yem attım. Sende yuttun. Şimdi beni hemen buradan çıkar." dedim.

"Sen öyle san." Önüme bir dosya attı.

"Bunları imzalayacaksın. Her şeyi bana devredeceksin."

Bakışlarımı önce yerdeki dosyaya sonrada Kevin'a yönelttim. Sonra başımı yavaşça eğdim.

"Üzerimde hiçbir şekilde baskı kurulmasına izin vermedim. Şimdide vermeyeceğim. İmzalamıyorum." Yüzünde sinirden dolayı renk değişmesine şahit oldum.

"Seni öldürürüm." dedi hırlayarak. Gülümsedim. Ellerimi sıkıca karnıma sardım.

"Umurumda değil." Yüzü sinirle gerildi. Sonrada hızla yanıma geldi ve saçlarımı kavradı. Cebinden bir silah çıkarıp alnıma dayadı.

"Öldürürüm."dedi kulağıma.

Korku, evet kesinlikle korkuyordum ama bebeğim için. Antonio'ya söyleyemediğim duygularım için. Âmâ ölmekten korkmuyordum. Karnımı yavaşça okşamaya devam ederken fısıldadım.

"Vasiyetim var. Öldüğümde her şey hayır kurumlarına gidecek." Bir an kaldı ve sonra silahı tutan eli titredi.

"Yalan söylüyorsun. Avukatın bendim. " Saclarımı daha çok çekti. Sinirli bir şekilde güldüm.

"Sen babamın avukatı iken, böyle bir konuda sana güvenemezdim değil mi?" dedim. Hırsla beni itti.

"Kahretsin seni de, o pislik babanın da Tanrı cezasını versin. Benim hakkım. Onlar benim hakkımdı." Bakışlarımı ona çevirdim.

"En başından benimle konuşsaydın. Seninle her şeyimi paylaşırdım. Âmâ artık bir kez daha kazık yemeyeceğim. Beni anladın mı?" Bir tokat attı yüzüme. Başım tokadın şiddeti ile savrulurken dudağımdan akan kanı hissediyordum.

"Bunu engelleyeceğim." Ardından loş odada bir ses duyuldu. Bu sesi tanıyordum. Namlunun ucuna verilen kurşunun sesi. Ölümünden hiçbir zaman kokmamıştım. Âmâ günahlarımın bedelini bebeğimin çekecek olması, onun hayatının benim ellerimle son veriliyor olması birden içimi acıttı.

Tam her şeye evet demeye hazırlanırken odayı dolduran tok sesi duydum.

"Sana ona dokunan tüm parmaklarını tek tek kıracağımı söylediğimde beni dikkate almalıydın dostum." Gözlerimden akan yaşlarla önümü tam olarak göremezken adını fısıldadım.

"Antonio."

Antonio elindeki silahı Kevin'in başına dayamıştı. Şimdi Kevin elinden geldiğince sakin olmaya çalışıyordu.

"Burayı nasıl buldun?" dedi.

"Arkanda fazla iz bırakıyorsun. Özelliklede ben bu kadar gözü dönmüşken." İçeri dolan ışıkla gözlerimi kırpıştırdım.Kevin bir umut ararcasına kapıya yöneltti bakışlarını.

"Dostum seni kimse elimden alamaz." Kapıda Damon'u gördüm. Antonio Kevin'in elindeki silahı bir hamlede aldığında Damon'a seslendi.

"Onu buradan götür." Damon gelip yavaşça kalkmamı sağladı.

"Antonio."dedim. Bakışlarını bana çevirdi. Gözleri dudağıma kaydı. Kaşları sinirle çatıldı ve hızla Kevin'a döndü. Ona öyle bir yumruk attı ki. Adam adeta savruldu.

"Antonio."dedim.

Onu öldürmesinden korkarak. Bana döndü, tekrar dudağıma baktı ve parmağı ile dudağımdaki kanı sildi. Sonra da özlemle yanağımı okşadı.

"Şimdi git güzelim. Burada seni ilgilendiren bir şey kalmadı." Bakışlarımı yere yatan Kevin'a çevirdim.

"Onu öldürme." dedim fısıltıyla. Bana öyle bir gülümsedi ki. O gülümsemeden korktum. Beni sıkıca kavrayan Damon'a döndüm.

"Merak etme! Hapse girmemesini sağlarım." dedi. Son kez Antonio'ya baktım ve Damon'ın kollarında odadan çıkarken Kevin'ın acı çığlıklarını işitebiliyordum.

Konitopolous serisi 2 Ask CalimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin