21.BÖLÜM
6 ay sonra...
Odamın kapısının hızla açılması ile başımı kaldırdım.Damon tüm heybeti ile karşımda duruyordu. Bakışlarımı ondan çekip önümdeki dosyaya verdim. Birden masaya çarpan gazete ile dosyaya olan ilgim kesildi.
"Ondan ne diye söz ediyorlar biliyor musun? İyilik meleği." dedi tok ama kızgın sesi ile. Gözlerimi gazetenin baş sayfasına gezdirdim. Onun yakından çekilmiş fotoğrafı vardı. Başını hafifçe eğmiş aralarında sarı pırıltılar dolaşan kahve saçlarını savruluyordu ve yüzünde gamzelerini çıkaran o harika gülümsemesi vardı. Amerika'nın en ünlü gazetesinin hemen hemen her gün baş sayfasında onunla ilgili haberler vardı.Daha fazla dayanamayıp gazeteyi kenara ittim ve anlaşma metinlerini okumaya başladım. Aniden Damon'un masama inen yumruğu ile bakışlarımı ona çevirdim.
"Ne istiyorsun Damon!"dedim sakin ama soğuk bir sesle."Kahrolası aklını başına toplamanı istiyorum Lanet olası." diye hırladı. Arkama yaslanıp sakince kardeşimi süzdüm.
"Aklım yeterince başında teşekkürler." dedim. İnleyerek kendini karşımdaki koltuğa attı.
"Antonio tam bir pislik gibi davranıyorsun. Mutsuzsun, bunu sakın inkâr etme ve her zerrenle o kızı özlediğine kalıbımı basarım." dedi. Hafifçe gülümsedim.
"Özlemek mi? Onu kollarımdan senin aldığını düşünürsek oldukça tezat bir durumdasın." dedim. Öne doğru hızla eğildi. "Onu terk eden sensin. Bunun suçunu bana atma." Hızla ayağa kalktım.
"Lanet olsun evet, onu terk ettim. Hayatıma giren tüm kadınları terk ettim. Neden şimdi önemsiyorsun ki."Kardeşim yavaşça ayağa kalktı ve bana yaklaştı.
"Çünkü kardeşim ilk kez aşk acısı çekiyorsun." Bir kahkaha attım.
"Saçmalama aşk acısı çektiğim falan yok "Tek kaşını alayla kaldırdı ve beni süzdü.
"O zaman bana en son ne zaman bir kadınla yattığını söyle ya da en azından vakit geçirdiğini." Bir küfür savurdum.
"Bu seni ilgilendirmez. Yatak hayatımın çetelesini mi tutuyorsun."Kollarını göğsünün altında birleştirdi.
"Ben söyleyeyim istersen sıfır. Koca bir sıfır. O gittiğinden beri her şeye ilgini kaybettin." Hafifçe gülümsedim. Elime dosyayı aldım ve ona fırlattım.
"Öylemi Japonlarla anlaşma imzalandı buna ne diyeceksin. Bu ay başardığım 3.proje."
"İşin canı cehenneme! Aklını ondan uzak tutmaya çalışıyorsun. Hadi ama Antonio,altında bezle dolaştığın zamandan beri seni tanıdığımı düşünürsek, bana karşı dürüst olabilirsin."Ona baktım, her zaman yakın olduğum abime... Evet, acı çekiyordum ve evimin yada hayatımın her köşesine sinmiş küçük kadınımı özlüyordum.Kokusunu,gülüşünü...Ama bunu ona itiraf edemezdim. Hazır değildim, birine bağlanmaya. Bir başkasının yükümlüğünü almaya, sorumsuz hayatımı seviyordum. Hala da seviyorum. Öylemi gerçekten.
Eskiden geceleri arkadaşlarımla kumar oynamaya, striptiz kulüplerine gitmeye ve barlardan kadın araklamaya bayılırdım. Şimdi ne yapıyorum. Sabahlara kadar çalışıyorum.Taki uykudan ve yorgunluktan bayılana kadar ama onu rüyalarımdan uzak tutamıyorum. Lanet olsun...Ellerimi sıkıntı ile saçlarımdan geçirdim.
"Artık bir önemi yok. Ve ben mutluyum."dedim.Damon bir kahkaha attı.
"Ne derler bilirsin kardeşim. Külahıma anlat." Hızla dışarı çıktı ve kapıyı sertçe kapattı.
Bir müddet arkasından baktım. Sonra sıkıntı ile masama oturup gazeteyi elime aldım.Damon Roxy'nin her çıktığı gazeteyi bana zevkle fırlatıp. Aynı konuşmaları yapıyordu. Gazeteyi açtım ve son 6 aydır yaptığım şeyi yaptım. Haberi itina ile kestim ve çekmecemden çıkardığım albüme aynı itina ile yerleştirdim.Amerika'nın en büyük holdinginin yeni sahibi sayfalarda çok fazla yer bulmuştu. Tüm dünya onun yeni patroniçe olmasından çok güzelliğinden söz ediyorlardı. Yaptığı yardımlar, Yetimhane açmak için olan projeleri ve eski çalıştığı yer olan tiyatroyu tekrar hayata döndürmeye girişmesi.6 ay gibi kısa bir sürede o kadar çok şeye karışmıştı ki.Yardım baloları, bağış toplama çalışmaları... Parmaklarımı güzel yüzünün olduğu resimde gezdirirken yaşadığımız anları hatırladım. Ona dokunuşumu, karnındaki yarayı kapatmaya çalışması... Arzu dolu bakışları,kahkahası.Kumsal da güneşlenmesi ve o acayip koltuklara bakarken ki yüzünden geçen sevgi dolu ifade.Tanrım,kahretsin...Onu çok özlüyorum ama neden? O küçük bir kız,masum,seksi ve çekici...Evde ve etrafımda o tiz sesi ile saçlarını savurarak şarkı söyleyişi, sonra bana kafa tutuşu...Gülümsemeden edemedim. O hayatın ta kendisi idi. İnsanın içinde yaşama sevinci oluşturuyordu.Son çıkan habere gözlerimi gezdirirken iyilik meleğinin bu kez ne gibi bir yardım yaptığını okumak istedim. Haberi okumaya başlamamla beraber tüm vücudum kaskatı kesildi. Biliyordu Damon haberin ne olduğunu biliyordu ve bu yüzden bana vermişti. Tüm sinirimle oturduğum yerden fırladım ve kapıyı açıp bağırdım.
"Damonnnnn"Lanet olası...
*******
Odamın camından NewYourk'un eşsiz manzarasına bakarken yine aklımda o vardı. Acaba oda beni düşünüyor muydu?
"Evlenemem." Aklımda hep bu vardı. Kahrolası adam, yalnızca benimle olmasını istemiştim evliliği önemseyen kimdi ki. Âmâ ne kadar zengin olursam olayım geçmişimi kapatamazdım. Acıyla gözlerimi yumdum ve onu her zaman yaptığım gibi yanımda hissetmeye çalıştım. Gözlerime biriken yaşları akıtmamak için dudaklarımı sıktım.Bir insan hayatında daha ne kadar acı çekebilirdi ki.Tanrım,neden hala beni cezalandırıyorsun. Daha ne kadar bedel ödemem gerekiyor. "Roksanne."Adımı söylenmesi ile yine o soğuk ve duygusuz halime büründüm ve kendimden emin bir şekilde arkamı döndüm. Görmek istediğim ela gözler yoktu karşımda.
" Kevin."dedim soğukça.
"Çıkmıyor musun? Herkes çıktı." Başımla onu onayladım.
"Çıkıyorum. Sen çık beklemene gerek yok." Bir kaç adımda yanıma geldi.
"İyi misin?" Hafifçe gülümsedim. Her zaman bana karşı nazik ve düşünceli olmuştu.
"Oldukça iyiyim.""Şey yemek yeriz diye düşünmüştüm." Bu akşam Kevin'ı kaldıramazdım.
"Eve gitsem daha iyi olur. Dinlenmem lazım." Ellerimi tuttu.
"Kendini çok yoruyorsun tatlım. Seni bırakmamı ister misin?" Ellerimi daha fazla dayanamadığım için ellerinden çektim.
"Hayır,hem biliyorsun üzerime düşülmesinden hoşlanmıyorum." dedim. Ona karşı kaba olmak istemiyordum ama ilgisini bazen kaldıramıyordum.Kevin bir an ne yapacağını şaşırdı.
"Pekala,o zaman ben çıkıyorum. Ah bu arada yarın akşamı unutma!Biliyorsun,yardım balosu ve nişanımızı açıklayacağız." Hafifçe gülümsedim.
"Biliyorum. Saat 7 de hazır olurum." Uzanıp hafifçe beni öptüğünde kaçmamak için kendimi zor tuttum. Aslında bunun Kevin'le alakası yoktu.Antonio'yu tanımamış olsam, gördüğüm en yakışıklı adam olduğunu söyleyebilirdim. Sarı saçları ve mavi gözleri ile tam bir manken örneğiydi. Âmâ hala kalbim başka birine aitti. Oda bunu biliyordu.Kevin odadan çıkarken aklıma 6 ay önce kalbimi bıraktığım an geldi. Kendimi ondan kurtarmak istercesine Valeria'nın kucağına atmıştım ve o ve Damon beni kucaklamıştı. O geceyi Valeria'larda geçirmek için çıktığımda Damon ileAntonio çok büyük bir kavgaya tutuşmuşlardı.Valeria bana her şeyin düzeleceğini söylediğinde ona inanmak istedim. Âmâ sonuç ortada hiçbir şey düzelmemişti. Daha da berbat oluyordu. Ertesi gün benimle gelmek isteyen Damon'u engellemiştim. Onun yerine bana Aleksis eşlik etmişti.
Buraya gelip personelle tanıştığımda o kadar ürkektim ki ve bir o kadarda yaralıydım. Âmâ sonuçta bana en çok destek olan Kevin olmuştu babamın avukatı.Hala onun dokunuşlarını hissederken nasıl evleneceğim bilmiyorum ama istediğim şeyi biliyorum. Bir yuva ve kendime ait çocuklar istiyorum. Ve Kevin düzgün sevecen bir erkek.Antonio'yu biliyor. Asla ona âşık olmayacağımı da beni bu yaralı halimle bile kabul ediyor. Daha başka ne isteyebilirim ki. Çantamı aldım ve masamdaki son iş projesini. Yunanistan'ı artık düşünemem gerek ama aklım ve kalbim hala orada bal gözlü bir korumada....