31.BÖLÜM
İstiyordum, tüm kalbimle ona inanmak istiyordum. Elimi tutan el üzerine yanıma döndüm. Mary tüm sevecenliği ile bana gülümserken elime mikrofon uzattı ve elimden albümü aldı. Ona bakıp gülümsedim ve aldığım mikrofonla koltukların arasında yavaşça ilerlerken Antonio hala dizlerinin üzerindeydi. Elimi sevgiyle karnıma koydum. Bebeğimden güç almak istercesine. Annem beni doğururken ölmüştü ve beklide bende bebeğimin doğumunda ölecektim. Yaşamımın hiçbir şekilde garantisi yoktu.
O zaman kendim için neden mutluluğu daha fazla geciktireyim ki? Hem de âşık olduğum adam önümde diz çökmüşken. Koltukların arasından uzun sahneye inen koridorda durdum.
İki koltuk önümde ki sahnede tüm çekiciliği ve yakışıklılığı ile bal rengi gözlerini bana dikmiş olan adama baktım. Lanet olsun, onu istiyordum hem de her şeyden çok. Mikrofonu ağzıma yaklaştırdım. Tüm salon, onun akrabaları ve benim sahne arkadaşlarımın benim vereceğim cevabı beklediğini biliyordum.
"Beni terk ettin."dedim. Bana bakan gözleri titredi."Evet, tam bir aptalım."Bu cevap üzerine bir adım attım."Kesinlikle öylesin ve bana âşıksın."Sorarcasına tek kaşımı kaldırdım. Elini sol göğsünün üzerine koydu."Tüm kalbimle ufaklık."Gülümsedim ve bir adım daha attım.
"Beni dizginleyemezsin."Başımı dik tutarak devam ettim. "Fikirlerime saygı duyulmasını isterim."Gözlerimi kıstım."Yoksa sonuna kadar didişirim.""Farkındayım tatlım."dedi dudağının kenarı hafifçe gülmek istercesine büküldü.
"Yinede benimle evlenmek istiyorsun."Derin bir nefes aldı ve gözlerime dikkatlice baktı."Yarın ölmek üzere olacağımı bilsem de yinede seni kollarımda karım olarak istiyorum."Lanet olsun, tekrar gözlerim sulandı.
"Antonio Konitoplous tam bir pislik, bencil ve ukala olabilirsin ama bende seni çok seviyorum."Sözlerimi hıçkırıklarım kesti. Antonio gülümsedi ve yavaşça ayaklandı.
"Bu evet demek mi oluyor?"
"Antonio çok kötüsün beni ağlattın."Bir kahkaha attı ve sahneden adeta yıldırım hızıyla indi ve yanıma geldi. Gözleri gözlerime bakarken parmakları ile yanaklarımdan akan yaşları sildi ve yüzümü avuçları arasına aldı.
"Tanrı şahidim seni inatçı küçük cadı, bir daha ağlamana izin vermeyeceğim."Başını eğip dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde işte o an asla başka bir erkekle yapamayacağımı bir kez daha anladım. Benim için yalnızca o vardı.
O aşktı, tutkuydu, o benim için aile, anne, baba, kardeş, sevgili... Herşeydi. Dudakları dudaklarımı bulduğunda salonda bir alkış tufanı koptu. Herkes bizi çılgınca alkışlarken biz dudaklarımızı zor ayırdık. Alnını alnıma dayadı ve nefes nefese fısıldadı.
"Tanrım, hayır demenden ölesiye korktum ufaklık."Titreyen bakışlarımı gözlerine çevirdim."Bende Yunanistan'a dönmüş olmandan korktum. Özelliklede hediyenden sonra."Gülümsedi."Beğendin değil mi?"Heyecanla başımı salladım. "Nasıl bildin yani hamile olduğumu bilip mi aldın?"Eğilip burnunu burnuma sürttü."Hayır, tatlım, onu alırken sana bir çocuk yapma fikrini aşılamak istiyordum ama seni o adamın kollarında görünce hediyeyi vermekten vazgeçtim."Şaşkınlıkla ona baktım."Yani baba olmaya hazır mısın?"Parmaklarını yüzümde gezdirdi."Eğer her gece seninle yatıp sabaha kollarımda seninle uyanacaksam, her şeye hazırım tatlım."Eğilip tekrar beni öptü."Tanrım seni çok özledim."dedi öpücükleri arasında ve bende onu ne kadar özlediğimi fark ettim.
"Sana başaracağımı söylemiştim."Valeria'nın kendinden emin sesi ile ona döndük. Bana bakıp gülümsediğinde bende onu sıkıca gülümsedim ve kulağına fısıldadım."Teşekkür ederim."Sonra tek tek tebrikleri alırken arkadaşlarımı Antonio'ya tanıttım.
Herkesle vedalaşıp Tiyatrodan ayrılırken onlarında aslında benim mutluluğumu ne kadar istediklerini fark ettim. Antonio gelip onlara her şeyi anlattığında mutlulukla bu plana dâhil olmuşlardı. Şimdi Antonio'nun kollarında Tiyatronun kapısında dikilmiş yeni ailemle arkadaşlarıma el sallıyordum. Sonra gözlerim elimdeki tek taşlı yüzüğe kaydı.
"Bu çok güzel."Antonio eğilip başıma bir öpücük kondurdu."Asla senin kadar değil."Başımı kaldırıp ona gülümsedim. Aynı şekilde karşılık verirken fısıldadı."Bundan sonra yalnızca gamzelerini benim için çıkar tatlım. Başkasında böyle gülümsersen katil olabilirim."Hafifçe dudak büktüm."Yalancı."
"Ee çifte kumrular, bunu kutluyor muyuz?"dedi Damon, kucağındaki Klaus eli ağzında bana bakarken."Bence kendimizi içkiye bulayalım. Diğer abimin de yasını tutmak istiyorum."diye söze girdi Alex. Adının Demistas olduğunu öğrendiğim ve tanıştığımda ela gözlerini Antonio'ya benzettiğim kız kardeşi Alex'in omzuna bir yumruk attı."Kes sesini, sıranın sana gelmesinden mi korkuyorsun yoksa kızların seni umursamamasın dan mı?""Kızlar beni sever, kızlar Konitoplous erkeklerini sever."Demi dudak büktü."Senin nedense abimler kadar popüler olmadığını biliyorum."elini havada savurdu."Ah ne acınası."Alex sinirle ona baktı.
"Demi yemin ediyorum her gün seni boğmamak için mücadele ediyorum. Tanrı seninle evlenen adama acısın."Demi umursamazca omzunu silkti."Senden daha şanslı olacağım kesin. En azından benim taliplerim şimdiden bir düzineyi geçti."İşte o anda Alex'in yüzü kıp kırmızı oldu."Demistas, yemin ediyorum..."Daha cümlesini tamamlayamadan Demi bir çığlık atıp bizi bekleyen araçlara doğru koştu ve Aleksis'de onu yakalamak için atıldı.
"Çok tatlılar."dedim."Küçüklüklerinden beri böyleler."Büyükbabanın sesi ile ona döndük. Elindeki bastonu yere vururken gülümsedi."Sanki hala çocuklar."dedi sevecenlikle."Harika bir aileniz var."
Bakışlarını bana çevirdi."Harika bir ailemiz var."diye düzeltti büyükbaba sözümü ve bende her ne kadar katı gibi gözükse de altındaki pırlanta gibi kalbini gördüm ve içtenlikle ona gülümsedim.