29.BÖLÜM
1 hafta sonra...
Antonio'nun yanından kaçarcasına ayrılmamın üzerinden bir hafta geçmişti.Kevin bana o izbe yerde uyku ilacı vermişti. Yemeklerime düzenli olarak koymuş olmalıydı.Valeria'nın çağırdığı doktor sayesinde daha iyi olmuştum.Ellerimi sevecenlikle karnıma koydum. Neyse ki bebeğimde bende sağlıklıydık.1 haftadır,Antonio'dan ses seda çıkmamıştı. Çıkmasını istediğimden değil tabi ki. Acaba Yunanistan'a dönmüş müydü? Bizden tamamen vazgeçmiş miydi?
Bunları düşünmemeliydim ve onu unutmaya çalışmalıydım. Bebeğimi babasından ayırarak doğru bir karar mı vermiştim. Ah Tanrım bana yardım et. Biliyorum ki, onunla evlenirsem benden nefret edecek. Özgürlüğünü elinden aldığım için.İstemiyorum, tek istediğim mutlu olması. Hafifçe gülümsedim. Onu 6 ay sonra o terasta gördüğüm an unutma çabalarımın hiçbir işe yaramadığını anlamıştım. Ben o Yunanlıya sırılsıklam âşıktım ve bunu hiçbir şey değiştiremezdi. O yüzden bu Kevin macerasından sonrada başka baba adayı bakmaktan vazgeçtim.
Antonio Kevin'ı nasıl dövdüyse adam hala hastanede ve hakkında açılan davalarla da çıkınca uğraşmak zorunda kalacak. Eskiden olsa ona acırdım ama bu kez masum bir bebeği tehdit etmiş birine acımıyordum.Kaçırılma olayından sonra o evimden taşındım ve şimdilik geçici olarak Manhattan'daki Hotel Conrad 'ta kalıyordum. Yanıma yardımcım Mary'de almıştım. Ancak doğumdan sonra yeni bir ev almayı düşünüyorum. Şimdi yeni bir ev alımı ve dekorasyonu ile uğraşamayacak kadar bitkinim. Kaldığım Süit oldukça lüks ve bir evden farksız. İçinde hayal edebileceğim her şey var. Oturma odası, yatak odası ve salon... Şimdilik benim için yeterli. Yemekler harika. Daha ne isteyebilirim ki. Ayaklarımı koltuğa uzatıp yere kadar inen camın kenarından New York'un eşsiz manzarasını seyre daldım.
Lüks Süitin telefonu çaldı ve Mary telefona cevap verdi. Bakışlarımı ona çevirdim.
"Efendim, size bir paket gelmiş." Bana mı? Kim göndermiş olabilirdi ki."Buraya getirsinler." Mary tekrar telefona döndü. Telefonu kapatıp yanıma geldi ve bana bir bardak sıcak süt getirdi."Teşekkür ederim Mary, kimden gelmiş bir şey söylediler mi?""Hayır, yalnızca oldukça ağır ve büyük olduğunu söylediler. "Hâlâ kimin bana bir şey yollamış olacağını düşünüyordum. Sonra Süit 'in kapısı çalındı. Mary hızla gidip kapıyı açtı ve iki adam büyük bir tahta koliyi içeri taşıdılar. Yavaşça ayaklanıp bırakmaları gereken yeri gösterdim. Adamlara bahşiş verip çıkmalarını bekledim."Mary, rica etsem benim için açar mısın?" Genç kız bana bakıp gülümsedi. Oda aşağı yukarı benim yaşlarımdaydı ve onunla tanıştığımda sokaklarda yatıyordu. Her ne kadar bana adımla seslenmesini söylesem de yine de bana efendim den başka bir şey demiyordu ve içtenlikle hizmet ediyordu.Mary zorlanarak ta olsa kutuyu açtığında gördüğüm şey karşısında nutkum tutuldu. Gelen hediyemin üzerine tutturulmuş küçük zarfı aldım ve açtım. İçindeki notu okuduğumda ıslak bakışlarımı hediyeme çevirdim."Bu çok güzel efendim." dedi Mary."O bir antika ve çok değerli." dedim. Tekrar notu okudum ne yazdığını bilmeme rağmen."Dünyada gördüğüm en güzel anneye. Beni çocuğunun babası olarak şereflendirdiğin için küçük bir hediye... Sevgiler Antonio Konitopoluos."Ellerimi yeni hediyeme uzattım. Bu Antonio'yu gördüğüm akşam müzayede de çok yüksek fiyata satılan sedef kakmalı Osmanlı motifli bir bebek beşiğiydi. Bunu satın almak istemiş ama etik olmayacağını düşündüğüm için vazgeçmiştim.Şimdi müzayedede ki isimsiz alıcının kim olduğu çıkmıştı ortaya. Nasıl bilmişti ki? Belki de hayal etmişti kimbilir.Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Bana bunu neden yapıyordu?
Bu kez çalan cep telefonumdu. Telefonumu getiren Mary'ye gülümsedim ve ekrandaki numarayı görünce heyecanla açtım.
"Kelly!Tanrım gerçekten sen misin?" Bu Tiyatroda ki arkadaşlarımdan biriydi."Roksanne! Nasılsın?""Ah Kelly gelemediğim için çok üzgünüm. Hepinizi çok özledim.""Bunun için ağlamıyorsun umarım." dedi neşeli sesi ile. Hamilelik hormonları beni iyice sulu gözlü yapmıştı."Hayır, yani ağlamıyorum." dedim çocukça. Bir kahkaha attı."Elbette. Bak ne diyeceğim. Tiyatronun tadilatı bitti ve biz ilk gösteriyi bu cumartesi gecesi yapacağız." Birden heyecanlandım. "Aman Tanrım, ne çabuk!""Sayende tatlım.""Peki, oyunun ismi ne?""Cindirella."Sanki görecekmiş gibi yüzümü buruşturdum."Çocuk oyunu mu? James çocuk oyunlarından nefret ederdi." dedim."Biliyorum." diye fısıldadı. Ben ve koca ağzım.Kelly James'e aşıktı."Üzgünüm Kelly."dedim fısıldayarak."Önemli değil.Boşver.Sen geliyorsun değil mi? Ayrıca belirteyim tatlım bu çocuk oyunu değil. Bir aşk oyunu.""Ah gerçekten mi? O zaman kesin geliyorum." dedim neşesine katılarak."Bütün biletler satıldı. Âmâ sana ve James'e adanan bir açılış olacak merak etme.""Ah Kelly.Bu çok hoş." Elimle yanaklarımdan akan yaşları sildim."Lütfen Roksanne,yine ağlamaya başlama. Senin neyin var böyle." Bir an dudağımı dişledim. Artık kimseden saklamama gerek yoktu. Nasılsa Antonio öğrenmişti."Hamileyim." diye fısıldadım. Bir çığlık koptu telefonun ucundan."Aman Tanrım yoksa yanından ayrılmayan avukattan mı?" Nedense bu söz gülmeme neden oldu."Hayır. Saçmalama.""Elbette değil, sen sarışınlardan hoşlanmazsın.""Nerden biliyorsun?""Tanıdığım en yakışıklı sarışın James'ti ve şansı hiç olmadı." Bir an sessiz kaldık."James kumraldı ve ayrıca biz arkadaştık." Derin bir nefes aldı."Bana sarışın gibi geliyordu." dedi. Gülümsedim."Sizi çok özledim." dedim."Bizde seni tatlım. Cumartesi görüşürüz o zaman.""Tamam. Kızlara selam söyle." dedim telefonu kapatırken.
Koltuğa uzanırken bakışlarım yine beşiğe kaydı.Kahretsin,hala onu çok özlüyorum.
*********
"Bunun işe yarayacağına emin misin?" İri mavi gözlerini kızgın bir şekilde bana dikti."Elbette işe yarayacak. Çünkü bu benim planım. Tanrı aşkına Antonio her şeyin ipleri senin elinde olamaz. Ayrıca hatırlatırım. İşleri senin ellerine bıraktığımızda neler olduğunu gördük." dedi elleri belinde."Tamam,tamam.Nasıl biliyorsan öyle yap." Elimi masada duran pakete uzattım."İşte istediğin gibi Natalia kargo ile göndermiş." Heyecanla paketi elimden alırken kaşlarımı çatarak ona baktım."Beni rezil edeceksin." Uzanıp yanağımı öptü."Hayır, tatlım, senin üzerinden büyük bir yük alacağım. Ayrıca yine hatırlatırım. Küçücük çocuklarımı senin için bıraktım." Üzüntüyle ona baktım."Haklısın üzgünüm Valeria."dedim. Bana bakıp gülümsedi."Biz bir aileyiz Antonio ve Demi neyse ki harika bir hala." Bir kahkaha atmama neden oldu bu."Evet, benimde bir çocuğum olacağını öğrendiğinde vereceği tepkiyi hayal edebiliyorum." Bu söz üzerine Valeria'da güldü."Asıl senin âşık olduğunu öğrendiğinde ben Aleksis'in yüzünü merak ediyorum.""İşte onu düşünemiyorum bile."dedim.Valeria elindeki paketi açarak salondan çıkarken seslendi."Bana cumartesiye kadar izin ver ve sonrada tebrik et Antonio. Söz veriyorum cumartesiden sonra kendini düğün alışverişi yaparken bulacaksın." dedi.
Gülümsedim. Bende aynı şeyi umuyordum ve onu ikna ettiğimde bu kez bensiz tuvalete bile gidemeyecekti.