- Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;
"Babası Sultan Mehmed Han'ın ölümü ile henüz 14 yaşında omuzlarına büyük bir yük binen Sultan Ahmed'in Babaannesi Safiye Sultan'ın acele bir şekilde tahta çıkartmasıyla hayatı tamamen değişmişti. Artık sıradan bir çocuk değilde, koskoca bir imparatorluğun padişahı olan Sultan Ahmed önünde ki bu sıkıntı dolu günlerinde ise teselliyi sadece resmini görür görmez aşık olduğu kızda arıyacaktı. Anastasia'da! Torununun tahta çıkışı için bir kutlama düzenleyen Büyük Valide Safiye Sultan ise biricik torunu için hediye olarak o kızı getirmeleri için Bosna Beylerbeyi Nasuh Paşa'ya emir vermişti..Evinden, ailesinden ve de sevdiklerinin elinden zorla alınan Anastasia hiç bilmediği bir yerde hiç tanımadığı insanların arasında yapayalnız kalmışmıştı..Ve aklındaki tek şeyde gitmek idi! Evine ve ailesinin yanına.."
- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze geçebiliriz arkadaşlar;
En sonunda sıra Sultan Ahmed'in culüs töreni'ne gelmişti ki heyecanı onu yiyip bitiriyordu. Büyük Valide Safiye'sultan'ın emri ile tüm sultanlar Ahmed Han'ın tahta çıkışına şahit olabilmek için Adalet Kulesi'ne çıkmışlardı. Bu esnada ağır ağır törenin yapılacağı babıhümayun avlusu'na doğru yürüyen Sultan Ahmed nedendir bilinmez ayakta bile duramıyacak haldeydi. Ama çocukluğundan beridir yanında duran ve her daim onu koruyup kollayan Boşnak asıllı olan Derviş Mehmed Paşa ise genç padişahın heyecenını yenmesinde yardımcı olmaya çalışıyordu. En sonundan derin bir nefes alarak kendini toparlayan ve hazır hisseden Sultan Ahmed kapıların açılmasını emretti ve büyük bir şaşa ile artık kendisine ait olan osmanlının tahtına doğru hızlı adımlar ile yürümeye başlamıştı. Büyük bir sevinç ve gurur ile oğlu Sultan Ahmed'i izleyen Valide Handan Sultan ise oğlu gibi bir o kadar heycanlıydı. Herkesin hayali olan ama şu an sadece ona nasip olmuş tahtına oturan Sultan Ahmed geleneklere göre divan üyelerine eteğini öptürürken aniden aklına zihnini bulandıran o sözler gelmişti. Culüs Töreni'nden önce Validesi Handan Sultan'ın elini öpmeye giden Sultan Ahmed annesinden duyduğu laflardan sonra moralini toplayamamış aslında korkusu da belkide sadece bu yüzdendi.. Annesinin "Ve her kimseye saltanat müyesser ola, karındaşların nizam-ı alem içün katl etmek münasiptir!" sözlerinin dile getirmesi bile Sultan Ahmed'i kahrediyordu. Ama buna bir çare gerekliydi, bir an önce bir karar vermek zorundaydı. Aniden irkilen Sultan Ahmed daha fazla dayanamayıp teamüllere aykırı olarak culüs tören'ni yarıda kesti ve oracıkta aldığı kararı herkese açıklamak için ayağa kalktı. Tüm kuvveti ve içtenliğiyle işte o kararını açıklamıştı;
- Sultan Ahmed: Şeyhülislam Efendi..Kullarım, Paşalarım, Beylerim, Ben ki Osmanlı Padişahı Sultan Ahmed Han! Tahta çıktığım bu kutlu günü kesinlikle ama kesinlikle kardeş katli ile kana bulamıyacağım! Zira böyle bir ölüme gönlüm razı değildir.
Bu sözler ile yüzünü düşüren ilk kişi ise Valide Handan Sultan olmuştu. Zira törenden önce oğlunu bu konuda ikna ettiğini düşünüyodu. Büyük Valide Safiye Sultan ise başından beri karşı olduğu bu idama hünkar torununun verdiği karar ile onu şimdilik ziyadesiyle memnun etmişti. Sultan Ahmed aldığı bu kararı açıkladığı sırada olacaklardan korkan Sultan Mehmed Han'ın diğer eşi olan Halime Sultan, evladı küçük şehzade Mustafa'yı ordan uzaklaştırmak için ayrılırken hünkarın bu kararını işitti. Bir evladının daha ölümüne dayanmayacak olan Halime Sultan bu karar ile gözyaşlarına boğulmuş ve evladı Mustafa'yı hiç bırakmıyacakmış gibi sarılmaya başlamıştı.
Olanlardan sonra hala cesurluğunu koruyan Sultan Ahmed konuşmasına devam etmişti;
- Sultan Ahmed: Bu sebeple kardeşim Şehzade Mustafa'nın canını bağışlıyorum ve burada onun ya da bir başkasın canını almıyacağıma yemin ediyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Sırrı: Kösem Sultan
Historical Fiction- Çocuk yaşta Kefolanya Adası'da koparıldığında bütün hayallerine veda etti Nasya. Kaderi, ona hizmetçi olacağını fısıldasa da asi bir denizkızıydı o. Cehennem beklerken cenneti bulduğu Osmanlı Sarayı'nda kraliçe olmaya ant içmişti. Entrikalara, hiç...