18.Bölüm "Fahriye Sultan'ın Vefatı" (Aralık 1604)

563 26 1
                                    

Yeni bölümümüze başlamadan önce isterseniz biraz önce ki bölümümüzde neler yaşanmış bir hatırlayalım arkadaşlar;

"Saraydan sürgün edilen Safiye Sultan ve bir daireye kapatılan Şehzade Mustafa'dan sonra Handan Sultan gücü eline almış ve dokunduğunu yakmaya başlamıştı. Büyük Valide'nin sarayından hüzünlü bir şekilde ayrılışı kendisi ve Bülbül Ağa'dan başka kimsenin canını yakmıyordu. En sonunda Safiye Sultan'ı başından def eden Handan Sultan onun bir daha oturduğu yerden ayağa kakmaması için gözünü Safiye Sultan'ın kızı Fahriye Sultan'a çevirmişti. Zira bir anneye evlat acısını yaşatmak istiyordu.."

- Önceki bölümümüzde neler yaşandığını hatırladığımıza göre artık yeni bölümümüze kaldığımız yerden devam arkadaşlar;

Büyük Valide Safiye Sultan saraydan sürgün edildikten sonra aradan bir kaç gün geçmişti ki sarayda ilk kez bu kadar sessiz ve sakin günler geçmekteydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Büyük Valide Safiye Sultan saraydan sürgün edildikten sonra aradan bir kaç gün geçmişti ki sarayda ilk kez bu kadar sessiz ve sakin günler geçmekteydi. Son günlerde midesinden epeyce rahatsızlanmaya başlayan Kösem Hatun'un bu halleri yavaş yavaş herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı bile. Yine bir gece Handan Valide Sultan'ın isteği üzerine akşam yemeğine davet edilen Kösem Hatun ve Sultan Ahmed büyük bir süpriz ile karşılaşmak üzere idiler. Safiye Sultan'ın ilk sürgün edilmeye çalışıldığı zaman haremin yönetimi nasıl elinden alındıysa onun gidişiyle de Valide Sultan dairesi asıl sahibine yani Handan Sultan'a devredilmişti. Handan Sultan yeni dairesinde tüm ailesiyle birlikte bir akşam yemeği yemek istiyordu. O yüzden ağalara büyük bir sofra kurulması için emir vermişti.. Akşam olduğunda ise Handan Sultan Kösem Hatun'u erkenden yanına çağırmıştı. Bir an önce hazırlanan Kösem Hatun hemen Handan Sultan'ın yanına gitmişti. En güzel tacını takan ve yine en güzel kaftanı giyen Handan Sultan, Kösem Hatun'un içeriye girmesi ile yüzünde büyük bir gülümseme açmıştı.

- Handan Valide Sultan: Mahpeyker.. Hoşgeldin..

- Kösem Hatun: Hoşbulduk validem. Lakin artık mahpeyker ismimi kullanmıyorum..

- Handan Valide Sultan: Öyle mi? Peki madem o zaman bizde sana Kösem demeye alışırız..Neyse herkes gelmeden önce sana bir hediyem var..

- Kösem Hatun: Hediye mi? Ne gereği vardı validem..

- Handan Valide Sultan: Ağalar..

Handan Valide Sultan'ın seslenmesi ile ağalar ellerinde üzeri örtülü  şeyle birlikte Kösem Hatun'a doğru yaklaşmaktaydılar. Handan Sultan'da ağalar ile birlikte Kösem Hatun'un yanına gelmişti. Hediyesinin ne olduğunu artık daha çok merak eden Kösem Hatun yerinde duramaz olmuştu adeta. Handan Sultan ise Kösem Hatun'un heyecanını fark eder etmez hemen örtünün üstünü kaldırmış ve altındaki muhteşem tacı Kösem Hatun'a göstermişti.

- Handan Valide Sultan: Rahmetli Hürrem Sultan'ın tacı.. Hürrem Sultan'ı Safiye Sultan işitmişsindir. Zira kendileri pek hayrandırlar Hürrem Sultan'a.

Kaderin Sırrı: Kösem SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin